ABD'nin Türkiye'yi İslam devleti yapma çabaları aslında yeni değil...Atatürk devrimi, sadece 15 yıl sürmüş, Ata'nın öldüğü 1938 yılı 10 Kasım'ından itibaren geriye dönüş süreci başlamıştır. 1946'dan itibaren ABD ile geniş tavizler içeren ikili anlaşmalar imzalanmış, 1949 yılına gelindiğinde Amerika Türkiye'yi çoktan fethetmiştir. 1949'da, İsmet İnönü'nün Başbakan'ı Şemsettin Günaltay, bakınız nelerle övünüyor:"...İlkokullarda din dersleri okutturmaya başlayan hükümetin başbakanıyım. Bu ülkede Müslümanlara namazlarını öğretmek, ölülerini yıkatmak için imam hatip kursları açan bir hükümetin başbakanıyım. Bu ülkede Müslümanlığın yüksek esaslarını öğretmek için ilahiyat fakültesi açan bir hükümetin başbakanıyım..."Ve kitaptan bir başka çarpıcı bölüm:"1949'da Türk Milli Eğitimi Amerikalı uzmanların denetimine geçtikten sonra Atatürk'ün yazdığı tarih kitapları okutulmaz olmuş, Osmanlı tarihi bir savaşlar ve meydan muharebeleri tarihine indirgenmiş, bilimsel buluşlarda geri kalındığı için Avrupa'nın gerisine düşüldüğü gözlerden kaçırılmıştır."Bugünkü kaçıncı cumhuriyet bilinmez ama ikinci cumhuriyet İsmet İnönü döneminde başlatılmış, Atatürk'ün kurduğu onurlu cumhuriyete daha o zaman veda edilmiştir. Bugünlerde mutlaka okunması gereken kitaplardan biri, Cengiz Özakıncı'nın son kitabı: "Türkiye'nin Siyasi İntiharı 'Yeni Osmanlı' Tuzağı"... Eski Bayındırlık Bakanı Ergezen, "Ya yiyen bakanı görevden alırlar ya da yedirmeyeni" demiş. Görevden alınanlar, yemeyip yedirenler mi? Türkçenin doğru ve etkili kullanıldığı dizi senaryosu dalında, geçen yıl Türk Dili Ödülü'nü alan Kurtlar Vadisi dizisinden birkaç cümle:"Sevdim seni, sende de psikopatlık var.""Ulan şerefsiz, haysiyetsiz, dalaksız, ciğersiz, onunki bununki.""Sırıtma lan, şaftı kaymış Merzifon eşeği gibi.""Burası mahpus damı, ananızın damı değil.""Tamam lan, dişimizi de sıkarız, çişimizi de sıkarız.""Babayı alma da..." Türk Dili Ödülü Necmiye Alpay, "Yaklaşma Çabası" adlı kitabında (Kanat Yayınları) şiir ve yazı dünyasında okudukça tat veren ve bilgilendiren bir gezinti yapıyor. Orada gözümüze Nâzım Hikmet'in şu dizeleri çarpıyor:Bakkal Karabet'in ışıkları yanmışAffetmedi bu Ermeni vatandaşKürt dağlarında babasının kesilmesiniFakat seviyor seniÇünkü sen de affetmedinBu karayı sürenleri Türk halkının alnına... Yaklaşma Çabası İnsanlar genellikle arzu ettikleri şeylere kolay inanırlar. İletişim Yayınları, yazar Nihat Genç'le 12 yıldır süren beraberliğini noktaladı. Sebep? Genç'in Boğaziçi Üniversitesi'nde konferans düzenleyenleri, "Ülke çapında rezillik yaşadılar" gibisinden deyimlerle sert biçimde eleştirmesi... Eleştirilen Murat Belge'nin İletişim Yayınları'nın ortakları arasında bulunması...Demokratlığın da bir sınırı var tabii ki... Boğaziçi Üniversitesi'nde Ermeni konferansı yapmaya niyetlenen İkinci Cumhuriyetçi topluluk, kendisine "demokrat aydın" kimliği yakıştırır... Bunlardan kimilerinin gazetelerde köşeleri vardır. O köşeleri dikkatle okuyanlar, bu arkadaşların gerçek kimliğini keşfedebilir.Bu takım, AKP'nin üçte bir oyla TBMM'de sandalyelerin üçte ikisini almasında bir antidemokratlık görmez...AKP ve Tayyip Erdoğan'ı kesinlikle eleştirmez, aksine fırsat buldukça destekler. Şeriata gidişi demokrasiye gidiş gibi görür ve gösterirler. Demokrasi maskesi altında esas olarak destekledikleri Amerika'nın ılımlı İslam projesidir.Doğal olarak, Kemalizm ve laiklik baş düşmanlarıdır. CHP, Cumhurbaşkanı, TSK, YÖK, rektörler, AKP'ye ve şeriatçı gidişe engel oldukları için sık sık statükocu vs. diye eleştirilmelidir.Yolsuzluklar, hortumcular, dinci kadrolaşma, irtica, gelir adaletsizliği, vergi adaletsizliği, Hazine yağması, sosyal güvenlik, ilaç soygunu, sağlık harcamalarının yetersizliği, eğitimdeki haksızlıklar gibi AKP'yi üzecek ve yıpratacak konulara girmezler... Bu arkadaşların ne halkla ne de demokrasiyle ilgisi vardır. Peki dertleri nedir?Batı, Türkiye'ye ne dayatmışsa onların halk tarafından benimsenmesi için çabalarlar. Demokrasi bunlar için, ABD ve AB'nin isteklerinin yerine getirilmesidir. Hedef, Türkiye'nin o yoldan destabilize edilmesi ve ılımlı İslama götürülmesidir. O yüzden Kürt ve Ermeni sorunları, ruhban okulu, Ekümenik Patrik, Kıbrıs ana konuları arasındadır... Bu sorunları Batı'nın istediği şekilde yorumlarlar. Bunların demokratlığı budur. m.asik@milliyet.com.tr Naylon demokrat