Eski zamanda bir vadide kendi halinde bir öküz sürüsü yaşarmış... Hemen yanıbaşında da bir aslan sürüsü.. Aslanlar zaman zaman öküzlere saldırırmış. Ama öküzler birlik olur, birkaç sıyrık alsalar da, her defasında aslanları bir güzel püskürtürlermiş.
Çevredeki hayvanlar azalınca aslanlar daha da gıdasız kalmışlar.
Ne yapsınlar? Aslanların en bilgesi "Topal Aslan" bu konuda bir cinlik düşünmüş. Varmış öküzlerin yanına:
- Saygıdeğer öküz efendiler, demiş, zaman zaman size saldırdığımız oluyor ancak bunu isteyerek yapmıyoruz.. Aranızda bir sarı öküz var hani.. İşte o bizi fena kışkırtıyor, görünce kendimizi kaybediyoruz. Atın onu aranızdan, verin bize, barış içinde yaşayalım...
Bilge öküz durumu anlamış, diğerlerini uyarmaya çalışmış ama nafile. Öküz sürüsü rahat etmek için sarı öküzü aslanlara teslim etmiş.
Barış dolu birkaç hafta geçmiş. Aslanlar yine öküzlerin kapısını çalmış:
- Şu sizin uzun kuyruklu öküz var ya... Bizi çileden çıkarıyor. Dayanamıyoruz. Verin onu bize şu barış dolu günlerimiz devam etsin...
Uzun kuyruklu öküz de yollanmış aslanların midesine...
Aslanlar birkaç hafta sonra yine dayanmış kapıya. Öküzler tek tek gitmiş gümbürtüye. Öküzler acı içinde "Biz bu savaşı ne zaman, nasıl kaybettik" diye dertlenirken Bilge öküz başını sallayarak:
- Sarı öküzü verdiğimiz gün, demiş...
Bir insan para her kapıyı açar diyorsa, o insanın parası yok demektir.
Tahlillerin sonucu belli olunca doktorlar hastaya yaklaşmamaya gayret ederek:
- Çok ender rastlanan bulaşıcı bir hastalık musallat olmuş size, demişler, derhal sıkı bir karantinaya alacağız sizi...
- Başka? demiş hasta...
- Ve iyileşene kadar sadece pizza yiyeceksiniz...
- Bu hastalığa pizza mı iyi geliyor...
- Hayır, kapının altından sadece pizza verebiliyoruz da onun için...
Haksızlık sadece bir tarafta olsa mahkemelerdeki davalar uzun sürmezdi.
Yerel seçimlere 10 haftadan az zaman kaldı. Partiler oralı değil. Daha adaylar belirlenecek. Ekipler kurulacak. Sorunlar incelenecek. Projeler oluşturulacak. Projeler tartışılacak. Halka anlatılacak. Böylece halkın bilinçli tercihler yapması sağlanacak. Mümkün mü? Elbet değil.
Zaten istenmiyor da böylesi... Eminiz kasten sıkıştırılıyor seçim son haftalara. Ki halk adaylar üzerinde tercih yapacak vakit bulamasın. Oyunu kendine en yakın partiye versin. Olsun bitsin... Böylesi AKP için iyi. Diğer partiler için iyi değil. Ne var ki o diğerleri de ölmüş, ağlayanları yok...
l950 - 1987 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı bünyesinde diplomat olarak görev yapan Yavuz Gör, anılarının bir bölümünü "Seyahatname" adlı kitapta toplamıştır. O anılardan biri şu...
Yavuz Gör 1952 yılında ilk görev olarak Washington'a atanmış..
Washington Büyükelçisi Feridun Cemal Erkin ile Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu arasındaki sürtüşmelerden birini anlatıyor...
Türkiye, Sarıyar barajının inşası için Eximbank'tan 26 milyon dolar kredi istemiş. Anlaşma tam bağlanacak.. İngilizler bizim onlara 2. Dünya Savaşı'ndan kalma 350 milyon lira borcumuz olduğunu öne sürerek bu borcu ödemediğimiz takdirde krediye taş koyacaklarını ima ediyorlar...
Fatin Rüştü Zorlu böyle bir borca kayıtlarda rastlanmadığını bildiriyor.
Washington'a da mesaj çekerek kredi anlaşmasının bitirilmesini istiyor.
Ancak Eximbank'ın İngiliz, Kanadalı, Avustralyalı ve Yeni Zelandalı yönetim kurulu üyeleri talebimize karşı koyuyorlar.
Ankara sert; eğer talebimiz kabul edilmezse Uluslararası Para Fonu ve Eximbank üyeliğinden çekileceğini ve "başka yollara başvuracağını" bildiriyor.
İngilizler geri adım atıyor:
"Bir tek İngiliz lirası ödeyin bu işi kapanmış sayalım" diyorlar...
Fatin Rüştü Zorlu'nun yanıtı:
- Bir tek İngiliz lirası ödemek de borcun var olduğunun kanıtı olur, bu sebeple ödemeyeceğiz...
Amerikalıların da araya girmesiyle kredi anlaşması imzalanıyor
Bu süreçte Feridun Cemal Erkin, Fatin Rüştü'yü esnek olmamakla suçluyor
Aralarındaki sürtüşme biraz da buradan kaynaklanıyor.
Bugün bizi esas ilgilendirmesi gereken ise Fatih Rüştü Zorlu'nun davranışı...
1 İngiliz lirası ödeyerek çözülecek bir meseleyi, Cumhuriyet'in dış politika ilkelerine ve devlet onuruna aykırı bulduğu için (26 milyon doları kaybetmek pahasına) o şekilde çözmekten kaçınması...
O yıllardan 1 lira için avuç açtığımız yıllara geçiş yaptık...