Süleyman Demirel Isparta’ya gitmiş. Kapalı duran Isparta Havalimanı Demirel gelecek diye Antalya’dan gelen ekip tarafından inişe açılmış.
Fiyaka üstüne fiyaka...
Süleyman Demirel Bulvarı, Süleyman Demirel Ormanı, Süleyman Demirel Botanik Parkı, Süleyman Demirel Üniversitesi, Süleyman Demirel Eğitim Kompleksi, Süleyman Demirel Kültür Merkezi...
Isparta’da nereye gitseniz Süleyman Demirel...
Ve Isparta dahil ülkenin her yanında işsizlik, pahalılık, yoksulluk...
Bercalona, GS’yi hakkıyla yendi. Kutlayalım. Bir de parantez açalım. Fatih Terim maç öncesi kasetlerden Barcelona’yı defalarca izlemişti. Ama belli ki geçen yılki Galatasaray’ı izlememişti! İzlemiş olsa göbekte Emre Aşık - Bülent Korkmaz ikilisini oynatırdı. Emre - Bülent ikilisi sahayı iyi parseller, ikisi aynı adama saldırıp birlikte yere yuvarlanmaz, GS ilk golü yemezdi. Ayrıca Emre Aşık, 33’lük Meksikalı gibi hava trafiğine seyirci kalmaz, GS ikinci golü de yemezdi. Onların gol atması için bizim hata yapmamız gerekmezdi. Bizi kendi ustalıklarıyla da yenebilirlerdi...
Çocuğu okula yollamak önce ana babaları eğitir.
Birçok sorunla birden başa çıkmayı öğrenirler.
Kemal Derviş’in yerine gelen Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Masum Türker, önceki akşam Flash TV’de Ferhan Şaylıman’ın konuğuydu. Dün sabah IMF yetkilileriyle görüşmeler yapmak üzere Amerika’ya giden Türker’in şu sözlerinin altını çizdik:
"..Ben IMF’ye hiçbir taahhütte bulunmayacağım, kendileriyle hiçbir pazarlığa girmeyeceğim... Ben oraya Türkiye Cumhuriyeti’nin bir Bakan’ı olarak gidiyorum. Bu nedenle de konuşmalarımı da İngilizce değil Türkçe yapacağım..."
Erman Toroğlu idealindeki başbakanı Günaydın’da tarif ediyor:
"Benim başbakanım çıksın sabahları koşsun. Spor yapsın. Clinton gibi giyinsin. Hafif de çapkın olsun. Clinton döneminde ABD, tarihinin en rahat ekonomik düzeyine erişti. Neden? Adamda çapkınlık var... Diğer tarafta çapkınlık yapmaz o zaman..."
Erman Hoca’nın Başbakanlara mesajı hanımları kızdırmış. Ama şöyle de yorumlanabilir:
"İlle de birini aldatacaksan karını aldat, ama halkı aldatma."
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Hükümet oldukları takdirde kendisinin ve bakanların mal ve para varlıklarının kayyum yönetimine bırakılacağını dün Hürriyet yazarlarıyla yaptığı görüşmede açıkladı.
Güzel bir jest...
CHP’nin 9 Mayıs 2002 tarihli Ekonomi Masası raporunda "Temiz siyaset ve dürüst yönetim" için öngörülen maddeler arasında bu "vaat" yer alıyor.
Ancak orada başka vaatler de var...
Örneğin şu maddeler:
Siyasi partilerin ve milletvekili adaylarının seçim harcamaları şeffaflaştırılmalı, Yüksek Seçim Kurulu tarafından denetlenmelidir.
Milletvekillerinin ve seçimle göreve gelen diğer tüm kişiler ile kamu görevi yapmakta olan yöneticilerin, her yıl "Mal ve Servet Beyanında" bulunmaları sağlanmalı, seçilmişlerin mal bildirimleri kamuoyunun denetimine açık tutulmalıdır...
CHP eğer bu vaatlerini hayata geçirirse demokrasiye büyük katkıda bulunmuş olacaktır. Çünkü bu önlemler demokrasinin ülkemizde unutulmuş ama aslında olmazsa olmaz koşulları...
Peki bu vaatleri hayata geçirmek için beklemeye gerek var mı?
Örneğin CHP milletvekili adaylarının mal ve servet beyanları hemen açıklanabilir... CHP’nin internet sitesinde yayınlanabilir...
CHP böylece hem önemli bir demokratik adımın öncüsü olur, hem iktidara yönelik vaatlerinin ciddiyeti konusunda fikir verir... Neden bekleniyor?
Tarhan Erdem’in Deutsche Bank için yaptığı (Vatan’da dün yayımlanan) kamuoyu araştırmasına göre AKP’nin oyu yüzde 30’a dayanmış olup CHP yüzde 19 dolayında... DYP yüzde 11 oyla barajı geçebilecek. DEHAP yüzde 9, Genç Parti yüzde 8, MHP yüzde 7 görünüyor. ANAP 3.5, YTP 3.5, Saadet 2, DSP yüzde 1.5 oyla mutlak şekilde baraj altı kalıyorlar.
Bu hesaba göre şu anda Meclis’te görevli milletvekillerinin 400’ü yolcu...
Kalbi seçimin ertelenmesi için çarpanların sayısı çok büyük sayılara ulaştı...
1 Ekim’i izleyen birkaç gün içinde TBMM’den çok sürpriz! bir karar çıkabilir.