      İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 ay hapse mahkum edildiği davaya verilen bir ilmi mütalaa var... Tayyip Erdoğan'ın, Sulhi Dönmezer, Çetin Özek ve Uğur Alacakaptan'a hazırlattığı mütalaada "Erdoğan'ın suç işlemediği" kanaati belirtiliyor.
      Arkadışımız Deniz Som'un sorusuna yanıt veren Avukat Turgut Kazan bu tür ilmi mütalaanın ücret karşılığı hazırlandığını söylüyor. Deniz'in aklı bu ücrete takılıyor ki... Uğur Alacakaptan'ı arayarak ne kadar ücret aldıklarını soruyor. Alacakaptan'ın yanıtı:
     Â- Bu konuda konuÅŸmam doÄŸru olmaz. Kimseyle pazarlık yapmam. Bu soru hoÅŸ bir soru deÄŸil...
      ***
      Söz paradan açılınca.. Dün Güneş Gazetesinde Ahmet Çavuşoğlu'nun sütununda bir fıkra gözümüze ilişiyor. Buraya alıyoruz..
     ÂMiÅŸon ile Salamon yolda yürürken gözleri bir klisenin üzerindeki:
     Â"Ey museviler, eÄŸer dininizi deÄŸiÅŸtirirseniz 5000 dolar kazanacaksınız" yazılı tabelaya takılıyor. Dinimizi deÄŸiÅŸtirsek mi, deÄŸiÅŸtirmesek mi tartışması arasında birden MiÅŸon kliseye giriyor. Yarım saat sonra çıktığında Salamon soruyor:
     Â- Ne oldu MiÅŸon... Paraları aldın mı?
      Mişon kibar bir eda ile:
     Â- Bir kere adım MiÅŸon deÄŸil Mayk, diyor ve ekliyor, hem kuzum siz museviler paradan baÅŸka birÅŸey düşünmez misiniz?
      Oğlu hakkında tutuklama kararı çıkartılan ANAP'lı Ekrem Pakdemirli'nin "Oğlum işkenceden korkuyor. Eğer Pakdemirli'nin oğluna da işkence yapılacaksa bu memleket bitmiş demektir" sözlerini bu sütuna almış, aynı Pakdemirli'nin Manisa'da işkence gören çocuklara ilgisizliğini anımsatmıştık.
     ÂPakdemirli dün yolladığı notta "liseli gençlerle ilgilenmediÄŸimi, polislerle, müdürleriyle, vali ile bu konuyu defalarca konuÅŸmadığımı, olayı araÅŸtırmadığımı nereden biliyorsunuz? Polisler bu davadan beraat etmediler mi?" diyor ve ekliyor:
     Â- Benim oÄŸlumun bir arkadaşı vasıtasıyla yolladığı bir haber bu... Ä°ÅŸkenceden korkuyormuÅŸ. 25 yaşındaki bir kiÅŸinin böyle bir kanaatinin olmasına ben de üzüldüm. Ama elimden birÅŸey gelmez.
      Pakdemirli, oğlunun hiçbir vakıf ve derneğin üyesi olmadığını belirtiyor. ANAP'lı Yılmaz Karakoyunlu ile "Avrupa'dan mı konuştunuz?" diye soruyor. Hayır. Karakoyunlu Ankara'da... Ekrem Bey de konuşabilir.
     ÂDeniz Baykal hangi akla hizmet ediyor?.. Mesut Yılmaz'la "6 ay sonra yeni hükümet, 12 ay sonra seçim" ÅŸeklinde bir takvim üzerinde anlaşırken bundan Türkiye'nin ve partisinin nasıl bir yarar göreceÄŸini umuyor?.. Daha çok Mesut Yılmaz'ı kurtaran bu anlaÅŸma hangi akılcı hesaplara dayanıyor?.. Bu sorulara yanıt bulmak zor...
     ÂMesut Yılmaz hükümeti, önemli sorumluluklar sırtlamış olarak 1999'da seçim yapma hedefine doÄŸru yola çıkmıştı. Ä°rtica yasalarını çıkarmak, ekonomiyi düzeltmek, hukuk reformu yapmak, enflasyonu yıl sonunda yüzde 51'e indirmek gibi önemli taahhütleri vardı. ANASOL hükümeti nasıl olsa 1999 Mart'ında seçime gidecekti. Halk o tarihe kadar Mesut Yılmaz ve Ecevit'in gösterdiÄŸi performansı izleyecek; bu iki parti hakkında yargıya varabilecekti.
     ÂBaykal'ın Yılmaz'la birlikte yaptığı takvim herÅŸeyi altüst etti.
      6 ay sonra görevden gideceği kesinleşen hükümet artık ne kendi milletvekiline, ne bürokrasiye söz geçirebilir.
      Ve tüm başarısızlıklarını bu duruma bağlayabilir.
      Başarısızlığın kabahatini Deniz Baykal'ın üstüne atabilir.
      Ne irtica yasaları çıkar. Ne enflasyon yüzde 51'e düşer. Bunlar zaten olmayacaktı. Ama Mesut Yılmaz bunlara mazeret bulmakta zorlanacak, puan kaybedecekti. Deniz Baykal'ın seçim zorlaması Mesut Yılmaz'a mazeret ve kaçış yolunu açmıştır.
      Bir grup gazeteci dün öğle vakti Çevre Bakanı İmren Aykut'la yemekteydik. Seçim takviminin belirlenmesiyle birçok projesinin artık yürümeyeceğini söyledi İmren Hanım. Deniz Baykal'ı bu kararından dolayı eleştirdi.
      Daha sonra İçel Miletvekili Fikri Sağlar'la sohbet ettik.
      İki liderin de yanlış yaptığını söyledi:
     Â- Birincisi böyle bir karar almakla parlamentoyu yok saydılar, dedi, ikincisi partileri yok saydılar...
      Ve ekledi:
     Â- Åžu andan itibaren bir yıl sürecek bir hükümet ve parlamento boÅŸluÄŸu ortaya çıkmıştır. 6 ay sonra gideceÄŸi kesinleÅŸen bir hükümet kimseye iÅŸ yaptıramaz. Milletvekilleri de kendi derdine düşer...
      Belli ki hükümet bundan böyle icraatını seçim yatırımına yöneltecek. Genellikle seçimlerden üç veya altı ay önce başlayan seçim yatırımı bu defa bir yıl önceden başlayacak. Ekonomiyi duman edecek...
      Acaba acele seçimin CHP'ye faydası ne? CHP iktidar mı olacak?..
     ÂFikri SaÄŸlar:
      - Sanmıyorum, diyor, hükümetin bütün başarısızlıklarına rağmen anketlerde bizim oylarımızın fazla arttığı görünmüyor. Oylarımız yüzde 11 - 13 arasında değişiyor.
     ÂBir baÅŸka CHP'li isim; Ziya Halis, geçmiÅŸten bir örnek veriyor:
     Â- Deniz Bey iki yıl önce de seçim diye tutturdu. Seçime gidildi. RP birinci parti olurken biz beÅŸinci parti olduk...
      Baykal'ın zorlamasıyla seçim takvimi belirlemenin Mesut Yılmaz'a sorumluluktan kaçış imkanı sağlamaktan başka yararı görünmüyor. Zararı ise çok büyük. Ülkeye yazık...
Yazara E-Posta: M.Asik@milliyet.com.tr
