Ankaralı dostumuz iki günlüğüne Edirne’ye gitmiş. Tanık olduğu iki olayı anlatıyor.
- Ankara’dan bindiğim otobüs Edirne’ye yaklaşırken muavinin ayakta uyduğunu gördüm. Bir ara şoföre sizin muavin çok yorgun galiba deyince şu yanıtı aldım:
"Yorgun da ne kelime, 15 gündür non - stop Ankara - Edirne arasında gidip geliyor zavallıcık. Bu süre içinde toplam 15 saat uyumuşsa ne mutlu. Üstelikde bu işi günlüğü 12 milyon liraya yapıyor..."
Ankaralı dostumuz devam ediyor:
- Bu olayı Edirne’de ziyaret ettiğim doktor arkadaşıma anlattım. Adam eğitimsiz diye sömürünün bu kadarı da olmaz ki bilader dedim. Ondan aldığım yanıt;
"...Sen bir de bizim okumuşların halini bilsen. Radyoloji bölümünde çalışan doktor arkadaşlarımın kanser riski nedeniyle günde 5 saatten fazla çalışmamaları gerekiyor. Ama ortalama 10 saat çalışıyorlar. Çünkü yeterli adam yok. Daha doğrusu fakülte bitirmiş çok sayıda radyolog var ama, devlet bunları para yokluğundan çalıştıramadığı için daha önce işe girmiş olanları böyle köle gibi çalıştırıyor..."
Eski ABD elçisi haklı çıktı... Artık telefonlara çıkmıyorlar, konuşmak için ayağımıza geliyorlar.
Futbol Federasyonu 93 kişiyi özel uçak kiralayarak İngiltere’ye milli maça götürmüş. Federasyon milleti küfre teşvik ediyor.
Hükümet bütçeyi doğrultmak için Abdülmucit Kesbiçer projeleri geliştiriyor.
Herkes 100 dolar versin "Hazreti Ömer fonu" kuralım. Savaş tahvili çıkaralım... Gönül havuzu kurup halktan altın toplayalım...
Gözler yine fakir fukaranın parasında...
Okurumuz Hüseyin Kılıç diyor ki:
- Banka hortumcuları bu ülke halkının 20 milyar dolarını çaldılar... Hükümet neden hiç onların kapısını çalmaktan söz etmiyor?
Paranın adresleri belli... Gözler neden hep fakirin cebinde?
Ürgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemiş dostumuz anlattı...
Geçenlerde vergi haftası nedeniyle Ürgüp Ticaret Odası tarafından ilçede en çok vergi ödeyenlere ödülleri verildi.
En çok kurumlar vergisini Turasan Şarap Sanayii ödemişti. Büyük ödül Turasan’a verildi...
Ödülü kim mi verdi? Ürgüp Müftüsü İbrahim Erdem...
Hayır bir muziplik değildi.. Ödülü müftünün vermesi tamamen tesadüftü Bekir Ödemiş’e göre...
Hükümet orman vasfını kaybetmiş orman alanlarının satışı için anayasa değişikliği yapıyor. Nedir bu yapılan? Faydalı bir iş mi?
21 sivil toplum kuruluşu yayımladığı ortak bildiride durumu bir cümleyle özetledi:
- Türkiye’nin ormanlarının dörtte biri vurgunculara açılıyor.
Bu tespitte bulunanlar ilgisiz kuruluşlar değlidir...
Orman Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Şehir Plancıları Odası Ziraat Mühendisleri Odası, Ormancılar Derneği, Ziraatçılar Derneği, Doğal Hayatı Koruma Derneği, Doğal Hayatı Koruma Vakfı, TEMA ve ÇEKÜL başta olmak üzere... Orman ve doğa ile ilgili ne kadar sivil toplum kuruluşu varsa hükümetin tasarladığı anayasa değişikliğine karşıdır...
Hazırlanan ortak raporda şu satırların altını çizmek mümkün:
- Devlet ormanı sayılan arazilerde, her türlü etkinlik yerli ve yabancı özel sermayeli kişi ve kuruluşlara yaptırılabilecektir. Bu düzenleme kamu yararına aykırı uygulamalara yol açacaktır.
- Orman niteliğini yitirmiştir gerekçesiyle orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin herkese devredilebilmesi, yaklaşık 5 milyar metrekare Hazine arazisindeki her türlü işgali anayasal dayanağa kavuşturacaktır. Bu uygulama ormansızlaştırma ve devlet ormanı sayılan arazileri işgal etme eylemlerini özendirecek, yaygınlaştıracaktır.
Dün Orman Mühendisleri Odası yetkilileriyle konuştuk.
Acaba hükümet çıkacak yasayla ilgili olarak onların görüşüne başvurmuş muydu?
Hayır... Üstelik Orman Mühendisleri Odası ve diğer kuruluşlar AKP’nin sivil toplum kuruluşlarıyla danışma sözüne güvenerek Orman Bakanı’ndan randevu istemişler, ancak bakan kabul etmemişti.
Hükümet orman yasasını yangından mal kaçırır gibi çıkartıyor...
Halk ve ülke lehine olacak bir yasa böyle mi çıkartılır?