Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

- Aydınlık temiz restoranda göze ilişen ilk şey taş fırın... Nizipin kara taşlarından inşa edilen bu fırında odun ateşiyle pide yapılıyor. Duvarlar İznik çinileri ve Safranbolu bakırlarıyla süslü. Masalar, sandalyeler, tabak, çatal, bıçak, bardak, ne varsa hepsi Turk motifleriyle süslü, hepsi Türkiyeden getirilmiş. Memleketim insanıyla gurur duydum.Devam ediyor okurumuz:- Tas Pide, meşhur (oyunların ayakta izlendiği) Shakespeare Globe tiyatrosunun hemen yanında. İçerdeki müşterilerin hemen tamamı İngilizdi. Restoranın kurucusu Önder Şahanla konuştum. Waterloo ve London Bridgede iki lokantası daha varmış. Yanında çalışan güvendiği elemanları şirkete ortak yapmış. Gelecekten umutluydu. Avrupada ne yazık ki yüzümüzü ağırtan lezzet elçilerimiz çok değil.. Londradaki "Sofra" bunlardan biriydi... Şimdi "Tas" lokantaları da eklenmiş. Çok iyi olmuş. Geçenlerde bir iş gezisi için Londraya giden okurumuz Ayhan bey, Thames nehrinin kıyısında gezinirken bir restorana rastlamış: "Tas Pide"... Restorana yanaşıp cama asılı menüde kuşbaşılı, kaşarlı, ıspanaklı, pastırmalı, sucuklu pide çeşitlerini görünce meraklanıp içeri girmiş... Türkler tarafından işletilen bu restoranın özelliklerini anlatıyor: Goethe Tütün öldürür Fransa Millet Meclisi kabul ettiği yeni bir yasayla sigara paketlerinin üzerindeki uyarıyı değiştirdi.. Bundan böyle sigara paketlerinin üzerinde "Nuit gravement a la sante - Sağlığa ciddi şekilde zararlıdır" yerine "Le tabac tue - Tütün öldürür - yazılacak... Ayrıca sigaraların üzerinde "Light" yazılmayacak. Çünkü aynı ölçüde zararlı sigaranın "Light" adı altında yutturulduğu anlaşıldı. Ve de vergi oranının yüzde 20 arttırılması öngörüldü. Bütün bunların sebebi mi? Sigaranın yol açtığı hastalıklar yüzünden Sosyal Sigortaların giderlerinin son yıllarda roketlenmesi... Üç öğün simit... "Günde üç öğün yemek"Sloganı okuyunca aklımıza bir okurumuzun sorusu geldi:- İki liderimiz televizyonda çocukken simit sattıklarını anlattılar. Ancak en son ne zaman simitle karın doyurduklarını söylemediler...Uğur Dündar geçenlerde bir simitçiyle konuşmuş. Simitçi simit alanların sık sık pazarlık ederek fiyatı düşürmeye çalıştıklarını anlatmış... "Günde üç öğün simit" kimi yurttaşlar için cazip bir vaat olabilir gelecek seçimde! Brezilyada Devlet Başkanı Seçilen Lula Da Silvanın sloganlarından biri neydi biliyor musunuz? Hakîm Senayi Ekrem Akurgal "O muhteşem Abide, yalnız çok uzakları aydınlatmakla kalmıyordu; dost, düşman, zorlu denizlerde yol arayan herkese yol gösteriyordu; aynı benim tanıdığım Ekrem Bey gibi..""A KUR GAL" bir Sümer kralının adıydı... "A: su, kur: ülke, gal: büyük" anlamına geliyor... Doğumu 1911 yılında Suriye topraklarındadır:- Ben doğduktan sonra büyükannem, adet olduğu üzere, sol omuzuma altın yerine Fatih Sultan Mehmet döneminden kalma bir Osmanlı sikkesi takmış, diyor Akurgal anılarında, sanki arkeolog olacağımın kanıtı...1931 yılında liseyi birincilikle bitirince devlet bursuyla Almanyaya gönderilir, 9 yıl orada arkeoloji öğrenimi görür. 1941 yılında Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde asistan olarak çalışmaya, 1948 yılında da kazılara başlar. Eski izmir, Foça, Sinop, Daskyleion, Pitane ve Erythrai kazılarını gerçekleştirir... 1956 yılında "Anatolia" adlı bir dergi yayınlamaya başlar. 1961 darbesinden sonra bu yüzden solcu diye damgalanır, dergi başkasına verilir. Adı Anadolu olur. 12 Eylül yönetimi umutlarını kırmıştır... Der ki:"1983te Türk Tarih Kurumunun kapatılmasıyla, daha doğrusu devletleştirilmesiyle, tarih ve arkeoloji çalışmaları niteliğini kaybetmiştir. Yetiştirdiğimiz gençler ancak Avrupada yapabildikleri ile Türk ismini ve Türk ilmini sürdürüyorlar." Basit ama doğru ve çok yararlı bir önerisi olmuştur:- Yarı bilimsel, yarı popüler, her aydının anlayabileceği şekilde kitaplar yazılmalı. Nitekim ben de başladım böyle kitaplar yazmaya... Bugün TÜBİTAK, popüler bilim kitaplarıyla bilim dünyasından halk katmanlarına çok anlamlı bir bilgi aktarımı sağlıyor... Akurgalı saygıyla anıyoruz... Cumhuriyetin yetiştirdiği en parlak bilim adamlarından birini, arkeolojinin babası Ord. Prof. Ekrem Akurgalı kaybettik. Profesör Celal Şengör onu, dünyanın yedi harikasından biri olan İskenderiye Feneriyle kıyaslıyor: Şair Salih Bolatın Ankara tanımı: "Güneşin eskort eşliğinde doğduğu kent" (Kum dergisi Şubat 2002) ATASÖZÜ m.asik@milliyet.com.tr Bir Arap, oturacak bir taş bulmak için bütün bir tapınağı yerle bir edebilir.