Haber dün Hürriyet gazetesindeydi...
Bursa Milletvekili Cavit Çağlar, TBMM Genel Kurulundan cep telefonuyla eski İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı arıyor ve ona şöyle diyor:
- Sen merak etme, bak biz senin için buradayız işte... Dayan Tayyip seni kurtarıyoruz. 312'yi kaldıracağız, sen hiç merak etme..."
Cavit Çağlar'ın sahibi olduğu İnterbank'ın içini boşalttıktan sonra batırdığı ve en az 1 milyar dolarlık zararı devlete (yani halka) yüklediği aylardır yazılıp çiziliyor. Trilyonlarca alacağı olan yüzlerce kişi umutsuz bir bekleyişi sürdürüyor.
Cavit Bey'in batırdığı paraları ve alacaklıları kurtarmak için ne gibi bir çaba gösterdiği bilinmiyor.
Cavit Bey'in Borsa'ya kote 3 şirketi var: Nergis Holding, Sifaş ve Polylen... Bu üç şirketin hisse senetleri dibe oturdu.. Alım satımı durduruldu... Ellerinde bu hisse senetlerinden bulunan binlerce, on binlerce kişi büyük kayıplara uğradı... Cavit Bey'in bu insanları kurtarmak için çaba gösterip göstermediği de bilinmiyor.
İşte bu Cavit Bey kendi hesapsızlığı ve hataları sonucu mağdur ettiği on binlerce kişiyi bırakmış...
Ankara'da TBMM kulislerine dalarak Recep Tayyip Erdoğan'ı kurtarmaya çalışıyor...
Cavit Bey'den batırdığı trilyonların hesabını soran olmadığı için... O da TBMM kulislerinde dalgasını geçiyor...
Açık teşekkür
Sayın liderler,
Küskünler denilen şahısları milletvekili aday listelerine koymadığınız veya seçilemeyecek sıraya koyduğunuz için sizlere çok teşekkür ederiz..
Bilmeyerek de olsa, o tip parlamenterlerin ülkeden çok kendilerini düşündüklerini, bu nedenle tekrar seçilmelerinin Türkiye açısından faciaya yol açacağını ortaya çıkardınız...
Tekrar teşekkürler...
(
Ve bir soru: Acaba eskiden olduğu gibi yine masa başına oturup seçtiğiniz yeni adaylar öncekilerden farklı mı? Buna nasıl inanalım?)
Haldun Ertem - Londra2000 çocuğu...
Mehmet Öğütçü dostumuz Paris'ten yazıyor:
"...Bilmiyorum Türkiye'deki bunca vahim sorun yaşanırken insanların aklına geldi mi? Şayet çiftler millennium (bininci yıl) çocuğuna sahip olmak istiyorlarsa önümüzdeki bir iki hafta içinde bu konuda harekete geçmek zorundalar. Birçok ülkede şirketler 1 Ocak 2000'de doğacak çocuklar için muazzam hediyeler vaat ediyor...
Elbette nüfusu 65 milyona dayanmış ve çoğu da genç insanlardan oluşan Türkiye'nin nüfus artışını kamçılayacak kampanyalara tahammülü yok. Yine de insanların kulaklarına kar suyu kaçırmakta yarar yok mu; 2000'li yılların neslinin tohumlarının bugünden atılması gerektiği konusunda?"
***
İstanbul Valiliği herkesi terörle mücadeleye davet etmiş.
Zamanında alınabilecek her türlü önlem alınsaydı da şu memlekette teröre davetiye çıkarılmasaydı olmaz mıydı?..
***
Bakan'ın bakışı...
16 Mart katliamını protesto etmek isteyen üniversiteli gençlere polisin uyguladığı muameleyi televizyon ekranlarında görmüş olmalısınız... Ağzı burnu kan içinde kalıncaya kadar dövülen delikanlılar... Saçlarından sürüklenerek götürülen kızlar... Bir şiddet, bir dehşet ki, o kadar olur.
Ne oluyoruz? Daha doğrusu polisimize ne oluyor?
Arkadaşımız
Fahrettin Fidan, bu soruları İçişleri Bakanı
Cahit Bayar'a yöneltti.
-
16 Mart katliamını protesto gösterisinde polisin tutumunu televizyondan izlemişsinizdir herhalde? - Evet, izledim.
- İçişleri Bakanı Cahit Bayar olarak değil, vatandaş Cahit Bayar olarak neler hissettiniz o görüntüleri izlerken? - Siz ve bütün vatandaşlar ne hissettiyse ben de onu hissettim.
- Dehşete kapıldınız yani? - Hiç hoşuma gitmedi, çok üzüldüm.
- Ancak sizin İçişleri Bakanı olarak üzülmek dışında yapmanız gereken şeyler de var, değil mi? - Derhal soruşturma açtırdım.
- Bu tür soruşturmalar hep açılır da, sonucun değiştiğini pek göremeyiz ama...- Şu anda mümkün olsa da ben size böyle davrandıkları için ceza yiyen hatta meslekten ihraç edilen polislerin sayısını, listesini versem. Bakın, en son Antalya'daki olayla ilgili hem soruşturma açtık hem de o polislere görevden el çektirdik. Cezalara ek olarak sık sık da kurslar açıyoruz ama maalesef yine de tümüyle önüne geçemiyoruz bu tür olayların.
- Size son bir soru. Lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve yanıt verin; Bizim polisin solcu ve sağcılar karşısında tarafsız olduğuna inanıyor musunuz? - Bana bu soruyu lütfen sormamış olun!
YA LELLİ "Laiklik şeriata karşıdır.
Şeriat dindir.
Öyleyse laiklik din düşmanlığıdır."
Ya lelliiii, bu işin sonu belli
Boş lafta kalmadı teselli
Ya lelli, bu işin sonu belli
Dert etme oyna terelelli.
***
Amerika'da kadınlar 2001'de Mars'a gitmeye hazırlanıyormuş...
Bizde hala "Ben annemin evine gidiyorum" durumundalar ne yazık ki!..
***
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr