Ekrem İmamoğlu İstanbul’da bazı ilçeleri yürüyerek dolaşmış. İyi etmiş. Bu arada umarız İstanbul’da yaya kaldırımı kalmadığını fark etmiştir. Yeni Başkan’a çağrıda bulunuyoruz:
Lütfen ilk işlerden biri olarak kaldırımlara el atınız.
Ve hazır söz açılmışken birkaç naçiz öneri daha:
İstanbul’da cadde ve sokak tabelası çok eksiktir. Cankurtaran, itfaiye, polis dâhil adres arayanlar ona buna sormadan adresi bulamaz. Sokak tabelalarını yaptırınız.
Tarihi eserlerin önünde bilgi verici plaketler (birkaç eser hariç) yoktur. Hem yerli vatandaşlar hem turistler, camilere, türbelere, kiliselere, anıtlara boş boş bakıp geçmektedir. Tarihi eserlerin uygun yerlerine İngilizce Türkçe plaketler koydurunuz. Tüm tarihi eserlerin Türkçe ve İngilizce kısa tanıtım metinleri bende mevcuttur. İsteyiniz vereyim.
Yenikapı ve Maltepe’deki miting alanları boş durmaktadır. Bu iki alanda haftada bir iki kez halka açık konser düzenlenebilir.
Büyük kulüpler yaz spor okulları açıyor. Bu okullara belli gelir düzeyinin altında kalan ailelerin çocukları gidemiyor. Büyük kulüplerle konuşarak tesislerin yoksul aile çocuklarına da açılmasını sağlayınız.
İstanbul’u İstanbul yapan ama adı unutulmaya yüz tutan büyük adamın, Çelik Gülersoy’un bir heykelini yaptırıp mümkünse Sultanahmet’e yerleştiriniz.
Şeftali mevsimi
Şeftalinin en lezzetli olduğu mevsimdeyiz. Kayısı da öyle.
Bu mevsimde aklımıza o eski fıkra düşer.
Bir fabrikada şeflerden birinin adı Tali imiş. Tali Bey’e kısaca Şef Tali diye hitap edilirmiş.
Şef Tali bir gün mazeretsiz olarak işe gelmemiş.
İkinci gün de gelmeyince müdür bey meraklanmış, yardımcısını Tali Bey’in evine göndermiş.
Adam kapıyı çalmış. Bir kadın açmış. Adam sormuş:
- Şef Tali burada mı oturuyor?
- Burada oturuyor ama kendisi evde yok, demiş kadın.
- Peki, siz nesi oluyorsunuz?
Kadın “r” harfini söyleyemezmiş.
- Ben kayısıyım efendim, demiş.
SPORCU
Genç voleybol ve basketbol milli takımlarımız Avrupa ve dünya şampiyonalarında çok başarılı sonuçlar alıyor. U18 genç erkek basketbol takımımız birkaç gün önce Avrupa şampiyonasında İspanya ile final oynadı. Bitime 12 saniye kala hakemler hatalı bir karar verdiler. Bizim takımın maçı kazanma şansını yanlış bir kararla bitirdiler. Maçtan sonra Federasyon Başkanı Hidayet Türkoğlu hakemlere ateş püskürdü. Futbolda da alışığız maç sonrası hakemleri suçlayan demeçlere. Ancak takımın 18 yaşındaki kaptanı Mustafa Kurtuldum maç sonrası ne dedi biliyor musunuz?
- Evet, hakemler çok yanlış bir karar verdiler. Ama bu mazeret değil. Biz maçı bir hakem kararıyla kaybedecek noktaya getirmemeliydik...
Helal olsun genç adam, büyüklere büyük bir ders verdin, dedik içimizden.
ALTIN
Çanakkale’ye 26 kilometre uzaklıktaki Kirazlı’da dağları dümdüz eden Kanadalı Alamos şirketi, kendi ifadesiyle:
“2020 yılında üretime geçmeyi ve beş yıllık süreç boyunca 514 bin ons altın üretmeyi planlıyor”muş.
Basit bir hesapla... 514 bin ons yaklaşık 15 ton ediyor. Demek şirket 5 yıl boyunca her yıl 3 ton altın üretecek. Altının tonu 270 milyon lira. Bir yılda üretilecek altının değeri 810 milyon lira... Bırakınız Türkiye’ye sadece yüzde 4 gibi komik bir oranın bırakılmasını... Global ölçekte baksanız bile... Bu kadar para için ormanları yok etmeye havayı, suyu ve toprağı zehirlemeye değer mi? Hoş, maden daha değerli de olsa, önceliğimiz İnsan ve onu besleyen doğa değil midir?
SORGU
Ankara neden Suriye’nin kuzeyinde Kürt ordusu ve Kürt devletçiği kurulmasına izin vermeyecek olan Esad yönetimiyle değil de Kürt devletini adım adım kuran ABD ile iş birliği yapıyor? Dış politikamız bu bir tek soruda düğümleniyor.
Sorunun mantıklı bir yanıtı varsa neden açıklanmaz...