Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar 17 Aralık’ta Ukrayna’yı ziyaret ettiler.
İki bakan, devlet yetkililerinin yanı sıra, ayrılıkçı bir Kırım heyetiyle de görüştü.
Bakanlar iki ülke arasındaki “stratejik ortaklık anlaşması”na vurgu yaptılar,
Kırım’ın bir referandumla Rusya’ya katılma kararını Türkiye’nin tanımadığını yinelediler.
Öte yandan, malum, başımız ABD ile fena halde belada.
ABD Yunanistan’da üsler kurdu, Doğu Akdeniz’de İsrail, Mısır, Güney Kıbrıs, Yunanistan’ı örgütledi.
F-35 programındaki ortaklığımızı iptal edildi, S-400 füzelerini geri vermemiz için yaptırımlar başladı.
Avrupa Birliği 27 üyesiyle açık açık ABD ve Yunanistan’ı destekliyor.
Böyle bir süreçte Rusya’yı aleyhimize kışkırtmanın gereği var mı?
Rus gazeteci İşxan Miroyev, artı gerçek sitesinde yazdığı yazıda Ankara’nın Azerbaycan’ı destekleyerek Karabağ’ın el değiştirmesini sağladığı gibi Ukrayna’yı destekleyerek Kırım’ın Rusya’dan ayrılması için çalıştığını öne sürüyor:
- Ukrayna’ya Türk İHA’larının gönderilmesi ve Ukrayna ordusuyla beraber tatbikat yapılması bunun hazırlıkları olarak görülebilir, diyordu.
Tam şu sırada Rusya’yı düşman etmenin kazancı ne olabilir? Mantığı nedir?
Amaç ABD’yi teskin etmek mi? Tam tersine, üzerimize daha da cesaretle gelmelerine kapı açacağız.
TAKLİT
CHP’li vekillerin konuşmalarına Allah, peygamber, din, iman, inanç motiflerini yerleştirmelerinin yanlışlığını yazmıştık. “Allah’tan korkmuyor musunuz, siz Müslüman değil misiniz?” gibi ifadeler pek sıklaştı.
Okurumuz Ali Öztürk geçtiği notta diyor ki:
“...Halkımızın büyük bir çoğunluğu dindardır. Bu nedenle, milli kültürümüzde dini deyim ve kavramlar da yer almaktadır. Onun için her dini deyimi ve sözcüğü laikliğe aykırı olarak yorumlamamak gerekir. Kültürümüze mal olmuş bazı dini kavram ve sözcüklere, laikliğe aykırı diye tepki göstermemeliyiz.”
Aynı fikirdeyiz. Zaten inançlı inançsız her birimiz “Allah korusun, Allah saklasın, Allah’a emanet, inşallah, maşallah” gibi sözcük ve deyimleri sık sık dile getiririz. Kişisel planda olağandır. Ancak siyaset adamları karşıdakinin dini inancına değil anayasal ve yasal görevlerine hitap etmek zorundadır. Muhalefet, iktidarı kanunlara göre denetler, kanunlara göre hesap sorar. Bu dünyanın hesabı bu dünyada verilir. Aksi takdirde, karşınızdaki “Ben hesabı ahirette veririm” der çıkar işin içinden.
SİSTEM
Üç Türk çocuğu (Burak, Yusuf ve Zeki) Fransa’nın Lille takımını sırtladılar. Takım şu anda Fransa lig lideri. Ayrıca Hakan, Merih, Kaan İtalya’da; Çağlar, Cenk, Cengiz İngiltere’de; Enes, Okay İspanya’da; Kenan, Ozan, Yunus Almanya’da başarıyla top koşturuyor. Milli Takım’ı bu oyuncularla kuruyoruz. Ayrıca Türkiye’de oynayan ve Milli Takım’a alınan diğer futbolcuların en az yarısı da Almanya, Hollanda vs. çıkışlı. Buna rağmen bizim Milli Takım dökülüyor. Son olarak B ligine düşmüştük, oradaki grupta da sonuncu olduk. Neden oyuncularımız iyi de takım kötü? Çünkü ekol yok, sistem yok.
Oyuncularımız bir sistemin içinde yer aldı mı oynuyor. Sistem yoksa şaşırıp kalıyor. Teknik direktör seçilirken... Çağdaş sistemleri incelemiş, özümsemiş adam değil de şöhret yapmış eskiler seçiliyor. Yönetimde sistem olmayınca sahada da olmuyor.
TEST
Hollanda’dan uçakla gelen yakınımızın Amsterdam’dan uçağa elini kolunu sallayarak bindiğini, İstanbul’da elini kolunu sallayarak indiğini evine gittiğini yazmıştık.
Bu yakınımız yakında Hollanda’ya dönecek. Ona dönüşü sorduk:
- Uçağa binişten en geç iki gün önce test yaptırmak zorundayız, dedi, test negatif çıkarsa uçağa binebiliyoruz. Hollanda’ya dönüşte de 14 gün karantina var. Onun nasıl uygulanacağını şu anda bilmiyorum.
En azından şunu sorabiliriz:
- Türkiye’ye gelen yolculara neden test zorunluğu konulmuyor?
MESAJ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP kurucusu Alparslan Türkeş’in eşi Seval Türkeş’i ziyaret etti. Ziyarette Kılıçdaroğlu’na, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı ve İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu eşlik etti.
Seval Türkeş geçenlerde Kılıçdaroğlu’na telefon açarak Alaattin Çakıcı’nın tehdit mesajları karşısında duyduğu üzüntüyü ifade etmişti. Bunun bir teşekkür ziyareti olduğu söylendi.
MHP’nin yayın organı Türkgün gazetesi, CHP’li heyetin evde ayakkabılarıyla dolaşmasına tepki gösterdi.
Alevi dernekleri ise bu tam kadro ziyaretin Kahramanmaraş katliamının yıldönümüne rastlatılmasına tepki gösterdi. Verilmek istenen mesaj merak edildi. Doğaldır. Bir partinin ilke ve ideolojisi belli değilse ne mesaj verdiğini anlamak da zordur.
MASRAF
Şehir girişlerindeki tabelalardan nüfus ve rakım bilgisi her yıl masraf oluyor diye kaldırılmış.
Nasrettin Hoca’nın fıkrası ünlüdür. Hoca anahtarını kaybetmiş. Evin önündeki lambanın altında aramaya başlamış. “Anahtarı orada mı düşürdün?” diye sormuşlar. “Hayır, samanlıkta düşürdüm ama samanlık karanlık, orada arayamıyorum” demiş.
Bizimkiler de tasarrufu şehir tabelalarında arıyor.