Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Melih AŞIK

Bağdatta idam edilen ünlü mistik Hallac'ı Mansur (Hüseyin bin Mansur) bir şiirinde şöyle diyor:
"Ev sahibim merhametsiz nezaketiyle bir içki sundu,
iç dedi içtim,
sonra bağırdı, cellat! halıyı ve palayı getir,
bu sonudur ağustos ayında şarap içmenin!"
Okurumuz
Halil Erenoğlu yukardaki satırlarla Irak'a kimyasal ve biyolojik silah malzemesi verip şimdi de "sende kimyasal silah var" diye cezalandırmaya kalkışan Batı'nın kulaklarını çınlatıyor.
Guardian gazetesinin önceki günkü sayısında aynı konuda kimi ilginç bilgiler gözümüze çarpıyor...
Örneğin...
- 1986 yılında Bağdat Üniversitesine gönderilen anthrax ve clostridium botulinum gibi kimyasal ve biyolojik zehirler Amerikan Ticaret Bakanlığı'nın açık onayı ile sevkedilmiştir.
- Irak 4 ton bakteri imalini sağlayacak 39 ton hammaddeyi İngiliz ve İsviçre firmalarından satınalmıştır.
- Irak'ın biyolojik silah üreiminin başındaki en önemli uzmanlardan Dr. Rihab Tala 1980'lerde İngiltere'de eğiim görmüş, East Anglia üniversitesinde bitki toksinleri üzerine doktora yapmıştır...
***
Guardian gazetesindeki bu yazıda Irak'tan başka Suriye'nin de elinde büyük miktarda kimyasal ve biyolojik silah ile bunları fırlatmaya yarayacak çok sayıda Scud füzesi bulunduğu kaydediliyor. Suriye'nin bu yüzden nükleer silah sahibi olmaya özenmediği ekleniyor.
Irak'ın elinde kala kala 2 Scud füzesi kalmış. Başbakan Mesut Yılmaz "Irak Konya'yı vurabilir" diye halkı telaşa sevkediyor. Öte yanda İsrail'le birlikte en büyük düşman olarak Türkiye'yi bellemiş olan Suriye'nin elindeki biyolojik silahlardan Ankara habersiz ve kayıtsız görümekte.
Bu neyi gösterir? ABD'nin sorunlarını kendi sorunlarımızdan daha fazla önemsediğimizi... Veya kendi sorunlarımızın ancak ABD bizi haberdar ederse farkına vardığımızı... Bu kadar kişiliksiz tavır sergileyen ülkeye kim saygı gösterir?

Dünkü yazılarımızla ilgili... Meclis Başkanı Hikmet Çetin bir açıklama yaparak TBMM'nin eski Başkan Sekreteri Necdet Basa ile yardımcısı Fehmi Köprülü' "müşavir" olarak atamakla pasif göreve aldığını, bu kişilerin halen soruşturmayı etkileyecek bir konumda bulunmadığını bildirdi... Hikmet Çetin, "süren soruşturmaların sonuçlarına göre hukukun gereklerinin uygulanacağını, bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerektiğini" DYP'li Kamer Genç'in itirazlarına cevap olarak kaydetti...
İkinci açıklama Mehmet Ağar'dan... Kutlu Savaş raporunda "Mehmet Ali Yaprak, Mehmet Ağar'a ve DYP'ye 500 milyar lira yardımda bulundu" şeklinde yer alan ifadenin bizzat raporun ilerki sayfalarında çürütüldüğünü söyleyen Mehmet Ağar, "Devlet Bakanı Eyüp Aşık da, şahsımla ilgili olarak hiçbir konuda MİT belgesi olmadığını açıkça ifade etmiştir" dedi.

"Hükümet, Karadayı'nın görev süresini bir yıl uzatıyor"
Başlığı bu olan haber, birkaç gün önce bazı gazetelerimizin manşetiydi, hatırlarsınız. Bu haberle ilgili Meclis kulislerinde üretilen espriye gelince...
"Genelkurmay Başkanı Karadayı, sabah makamına gelir, günlük gazetelerin kendisine getirilmesini ister. En üstteki gazeteyi çeker, manşetten verilen haberi görür:
Hükümet, Karadayı'nın görev süresini bir yıl uzatıyor
Başlığı okuyan
Karadayı, koltuğuna keyifle yaslanır;
-Afferin Hükümet'e der, o zaman ben de onların görev süresini beş yıl uzattım! "

CİNE 5 Televizyonu Trabzon - Fener maçını güzel güzel veriyordu. Derken spiker Ercan Taner birden Otto Bariç'in yerde yattığını farketti. Kameralar Bariç'e çevrildi. Futbolcular Bariç'in başına toplandı. Konuşmalar, tartışmalar... Futbolcular sahadan çekildi. Bariç sedyeyle ambulansa konup gözden kayboldu. Aradan yarım saat geçti. Olay yerine sadece 50 metre uzaklıkta oturan spiker 50 metre ötedeki Bariç'in neden yere yıkıldığını, kendisine bir taşın mı isabet ettiğini, yoksa baygınlık mı geçirdiğini bir türlü öğrenip seyircilere aktaramadı. Nihayet 40 dakika sonra elinde mikrofonla CİNE 5 muhabiri saha içinde dolaşmaya, röportajlar yapmaya başladı. Muhabir arkadaş her röportajdan sonra "Şimdi söz sende Ercan!" diyor fakat Ercan konuşmuyordu. Ercan neredeydi?.. Baktık ekranda ses yok, biz de Show TV'ye zapladık... Aaa... Baktık Ercan orada... Hayretten iki seksen açılmış gözlerle haberleri sunan Reha Muhtar'a olaylarla ilgili bilgi veriyor. Ercan olayların en kızışkın anında CİNE 5'in kaptan köşkünü terketmiş, Show TV'ye geçmiş. Pes yani...



Yazara EmailM.Asik@milliyet.com.tr