Halk sağlığını önde tutacağıma, kendi yemediğimi başkalarına yedirmeyeceğime, bozuk gıda satmayacağıma... namusum ve şerefim üzerine and içerim."
Haberi dünkü Hürriyet’te vardı. Kebapçılık meslek dalında 6. dönem ustalık sınavları Kayseri’de yapılmış, başarılı olanlara yukarıdaki "Kebapçılık Yemini" ettirildikten sonra belgeleri verilmiş.
Diğer mesleklerde neden yemin yok?
Yeminli gazeteci Fahrettin Fidan örnek olarak iki meslek yemini daha sunuyor...
Bozacı yemini
Halk sağlığı için gece yarısı sokaklarda alçak sesle "Bozaaaa" diye bağıracağıma, benden içtiği bozadan sağlığı bozulan olursa derhal doktor çağıracağıma... Bozan bozuk diyen müşterime bozulmayacağıma, ağzımı ve müşterinin ağzını - burnunu bozmayacağıma, şıracıyı kendime şahit göstermeyeceğime namusum, şerefim ve boza üzerine ant içerim.
Şehirlerarası Otobüs Şoförü Yemini
Yolcuların varlığı için hatalı sollamayacağıma, trafik canavarı edebiyatı yaparak masum insanları eşek cennetine yollamayacağıma, yollardan ördek toplamayacağıma, kasislerde kendime hakim olup hop hop hoplamayacağıma, dikiz aynasından bayan yolcuların bacaklarına bakmayacağıma, dikkatimi yoldan başka yere verip kimsenin canını yakmayacağıma namusum şerefim ve vitesim üzerine and içerim.
Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz, yargıçlar bu kuralın dışındadır
Polis imaj değistirecekmiş. Demek ki halkın gözündeki imajından polis de memnun değil. Peki daha iyi bir imaj için ne yapmalı?
Okurumuz Yavuz Meriç fikir veriyor:
Vatandaşın uymasını istediği kanunlara polis de uymalı...
Sokakta gençleri dövmekten vazgeçmeli. İşkenceye son vermeli.
Polis de insandır, suç işler. Suç işleyen polis normal vatandaşlar gibi mahkemeye çıkarılmalı, suçlu polis korunarak bütün teşkilat suça ortak edilmemeli.
Polisi yönetenler ona yasadışı işler yaptırmamalı...
Polis halkın vergileriyle görev yaptığını unutmamalı...
Ankara’da bir fakülte... Fakültenin asansöründe bir duyuru... Ankara büromuzdan Yıldız Yazıcıoğlu görmüş, üzerinde şu yazıyormuş.
"Çankaya Belediyesi ile TMMOB elemanlarının yapmış oldukları denetimde, teknik eksiklikleri saptandığından asansörümüzün kullanılması tehlikeli ve yasaktır. Duyurulur."
Hangi fakülte mi? İçinde 100 kadar Yrd. Doç., Doç. ve Prof. unvanlı mühendis barındıran Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi...
Terzi - sökük hesabı yani.
200 sivil toplum örgütünü temsil eden Türkiye Platformu AB’ye, "Türkiye üzerine düşeni yaptı, sıra şimdi sizde" çağrısı yaptı.
Sivil toplum kuruluşları, işveren örgütleri AB üyeliği için samimi çaba gösteriyor. Ama yeterli mi?
AB Komisyonu’nun "İlerleme Raporu" gösterilen çabaları yetersiz buluyor.
Şimdi gelin de Türkiye Platformu’na bağlı sivil toplum örgütlerine şu soruları sormayın:
Daha düne kadar, "Tren kaçtı, kaçıyor" diyerek Uyum Yasaları’nın çıkması için Meclis üzerinde tam saha pres uygularken, bu baskının bir bölümünü göz göre göre çiğnenen yasaların uygulanması için sarf etseydiniz...
Örneğin göstere göstere zamanaşımına uğratılmaya çalışılan Manisa Davası’yla da ilgilenseydiniz... Bir tek davaya dahi gözlemci gönderseydiniz... İçişleri, Adalet, İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlarından, "devlet eliyle sistematik işkenceci korunmasının" hesabını sorsaydınız...
Cezaevlerindeki insanlık dışı baskıları birazcık gündeminize alsaydınız...
Lütfedip, cezaevlerinde yatmakta olan bin kadar düşünce suçlusundan birini ziyaret edip hatırını sorsaydınız...
"Savaş karşıtı" mitinglerin hangi komik gerekçelerle yasaklandığını merak edip buna karşı tavır alsaydınız...
TKP mitingini, "tüpçülere uygulanan yasaklar" kapsamında değerlendirip engellemeye çalışan Ankara Valisine "Siz ne yapmak istiyorsunuz?" sorusunu sorsaydınız... İstanbul Üniversitesi’nde sırf slogan attı diye yaka - paça gözaltına alınan gençler için Emniyet Müdürü’nün karşısına dikilseydiniz... vs. vs.
Acaba AB karşısındaki durumumuz bugünkünden iyi olmaz mıydı?
Türkiye Zekâ Oyunları yarışması başlıyor. Yukarıda eleme sorularından biri.
"Boş kutuyu uygun şekilde doldurunuz"... Katılmak için tel: 0312 2106364