Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Melih AŞIK

Kilis Kültür Müdürlüğü, iki yıl süren bir araştırma sonunda yöre insanının "yuva kurma" yöntemlerini saptamış. Toplanan bilgilere göre; bölgede gelinler büyük çoğunlukla kaynanalar tarafından seçilmekteymiş... Araştırma sonuçlarından söz eden raporun bir yerinde, kaynanaların "gelin" seçiminde başvurduğu "ince" yöntemler de sıralanıyor. Oğullarına "kız" bakan annelerin dikkatine (!) sunuyoruz:
"..Kaynana adayı, önce bir bahaneyle kız evine gider. Sohbet sırasında ailenin genel durumu ve kızın özel nitelikleri hakkında bilgi edinmeye çalışır. Bu arada `ağzının kokup kokmadığını' ve `diş sağlığını' anlamak için bir vesileyle kızı yanına çağırıp kulağına birşeyler söyler. Kız yanıt verirken bu konu hakkında bilgi sahibi olur.
..Kahve getirme sırasında kızın yürüyüşünü inceler. Kahveyi sunarken de el ve tırnaklarına bakıp fikir edinir.
Evden ayrılırken bir bahaneyle yere eğilerek halıların tozlu ve kirli olup olmadığını kontrol eder.
..Kaynana adayı bu aşamalardan olumlu izlenimle ayrılırsa bir tanıdık aracılığıyla genç kızı ailesiyle birlikte hamama davet eder ve vücudunu da yakından inceler.
..Kaynana, ancak bu aşamalardan olumlu izlenimlerle ayrılması durumunda kızı oğluna ister...
Acaba kaynanaya bırakılan eş seçimi nasıl sonuç veriyor? Kilis'te mutlu çiftlerin sayısı ve boşanmaların oranı nedir? Haberde bunlar belirtilmiyor.

Hımbıl bir herif barda oturmuş sıkkın bir yüzle bira içip duruyor. Yanındaki sormuş:
- Dostum senin sıkkın bir halin var..
- Evet, demiş adam, karım canımı sıkıyor. Hangi yarışa girsek beni yeniyor. Jogging, bovling, tenis, bezik... Aklına ne gelirse...
- Sana bir fikir vereyim, demiş öteki, karını çiş yarışına davet et bu defa mutlaka sen kazanırsın...
Hımbıl adam sevinçle evin yolunu tutmuş. Karısına "Var mısın bu yarışa?" diye sormuş. "Varım" demiş kadın. İçebildikleri kadar bira içmişler. Ve gecenin karanlığında yarışmak için bahçeye çıkmışlar. Önce hanımefendi çişini yapmış. Şöyle bir metre kadar bir uzaklığa ulaşmış. Sıra adama gelmiş. Tam başlayacak:
- Yooo, demiş kadın...
- Niye ne oldu?
- Elleri kullanmak yok...

Tekel işçilerinin örgütlü olduğu Tek Gıda İş Sendikası Başkanı Orhan Balta'nın kamuoyunu aylardır uyardığını ama kimsenin oralı olmadığını yazıyor Şükran Ketenci... Kamuoyu TEKEL'in satıldığını ancak satış anlaşmaları imzalanmaya başlayınca farketti. Her zamanki gibi, atı satın alan Üsküdara doğru yola çıkınca...
TEKEL'in parça parça yabancı tekellere satışı hangi mantığa dayanıyor?..
İşte Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Gürol Ergin 'in yanıtı:
- Tekel'in özelleştirilmesi için hiçbir haklı, mantıklı, geçerli neden yoktur. Tekel son derece karlı bir işletme olup 1997 yılında Türkiye'nin 500 büyük firması sıralamasında 3'üncülüğü alıyor. 1996'da 7.6 trilyon kar, 227 trilyon satış geliri elde etmiş.. Hazine'nin elde ettiği tüm gelirler içinde Tekel'in payı yüzde 5.2'dir...
Tekel Genel Müdürü Mehmet Akbay, Tekel'in bütçeye ayda nakit 5 trilyon lira sağladığını anımsattıktan sonra diyor ki:
- Onun ötesinde üreticilere destek sağlayan, Türkiye nüfusunun yüzde 10'una iş sağlayan bir kuruluş. Tekel'le ilgili kararlar bu özel şartlar dikkate alınarak oluşturulmalı.
Altın yumurtlayan tavuk olan Tekel'i Hükümet neden satıyor?..
Altın yumurta iştahındaki yabancı tekelleri memnun etmek için...
Hükümet ilk iş olarak Akhisar sigara fabrikasının yüzde 51 hissesiyle Samsun ve Yeni Harman sigaralarının isim hakkını 49 yıllığına British American Tobacco BAT'a devretti. Sırada Tekel 2000 ve Maltepe var...
Basında bu konuyu en yakından izleyen isim olan Sadullah Usumi, ilk satışın fiyatına dikkat çekmekte:
- Akhisar Sigara Fabrikasının biraz büyüğü Meksika'da 1 milyar dolara satıldı. Akhisar'ın yüzde 51 hissesi ile Samsun ve Yeni Harman'ın isim hakları ise sadece 71 milyon dolara devredildi...
Tütün Eksperleri Derneği ise bu satışların en büyük tehlikesine dikkat çekiyor:
- Yerli üretimde Türk tütünü giderek azaltılacak ve tütüm tarımından ekmek yiyen 3,5 milyon insan açlıkla burun buruna gelecektir.
Acaba bu kocaman satışa ANAP'a tam teslim DSP ne diyor?..
Hiçbir şey... Bülent Ecevit:
- Eyüp Aşık'ın açıklamaları bizi tatmin etti; kaygıların yersiz olduğu kanısına vardık, demekte...
Acaba bu tatmin edici açıklama neden kamuoyuna yapılmıyor?
Neden Ziraat Odaları, sendikalar, çiftçi birlikleri ve diğer ilgili kuruluşların da ikna edilmesi yoluna gidilmiyor.
İkna olmayacakları için mi?
Tekel'in satışı gibi iddialı bir uygulama, kamuoyunda ve TBMM'de tartışılmadan yürürlüğe sokulur mu?..
Burası Hotanto mu?

Değerli sanatçı Sezen Aksu'nun son çalışması "Düğün ve cenaze", Balkan ezgilerini taşıyor müzik ufuklarımıza... Bir düğün coşkusu ve cenaze hüznünü güzel yüreğinden süzerek... Uzaklardan seslenerek... Dumanlı sabahlara taşıyor
dinleyenleri Sezen... Kutlarken bir küçük espri iliştirelim.
Düğün ve cenaze deyince, hayatın bu iki dönemecini birbirine en çok yakınlaştıran ulus olarak İrlandalılar geliyor akla. Birine sormuşlar:
- İrlanda'da düğünle cenaze arasında ne fark vardır?
- Cenazede bir kişi eksiktir, demiş İrlandalı..




Yazara EmailM.Asik@milliyet.com.tr