Kim derdi ki amblemindeki 6 oktan biri laiklik olan CHP gün olacak laikliği çiğnemekle suçlanacak...
Suçlamanın sahibi AKP Milletvekili Emin Şirin CHP İstanbul Milletvekili Yaşar Nuri Öztürk’ün Habertürk’te sarfettiği cümlelere işaret ediyor:
"Kur’an’a göre hükmetmeyen (yönetmeyen) en büyük zalimdir. Tabii hurafelere göre değil, Kur’an’ın özüne uygun hükmetmekten bahsediyorum. Bunun da birinci şartı akıl, ikinci şartı Allah’ın kitaplarına ve vahiylerine göre hükmetmektir."
Şunlar da Deniz Baykal’ın son Grup toplantısındaki sözleri:
"Alkolle ilgili Hz. Muhammed’e atfedilen bir hadis vardır; çoğu zarar olan şeyin azı da zarardır. Yani yüzde 6 zararsa yüzde 3 de zarar... Yani harama bir kere göz yumdunuz mu, bir kere onu haram olmaktan çıkardınız mı artık onun hesabını yapamazsınız. Gelin... Bunu günah bilelim, haram bilelim."
Emin Şirin diyor ki:
- Anayasamızın laiklikle ilgili 24. maddesi; "Kimse siyasi veya kişisel çıkar veya nüfuz sağlama amacıyla her ne surette olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz", der. Yukarıda aktardığım konuşmalar Anayasa’nın bu maddesini ihlaldir.
"Bitöler ve "Kitöler sizlere ömür, sıra "Sitölerde.
Uzak filminin Cannes ödüllü aktörü Muzaffer Özdemir, arkadaşımız Alin Taşçıyan’a uğraşlarını anlatıyor... Sinemanın yanında eski eserlerin restorasyonu ile uğraşmakta, bir yandan dağcılık yapmakta, bir yandan alabalık çiftliği işletmekte... Alin Taşçıyan soruyor:
- Çok renkli bir kişiliğe sahipsiniz...
Muzaffer Özdemir diyor ki:
- Yok canım, bunlar renk değil. Laila’ya gideceksin, renk odur!
Renk algılaması zayıf bir toplumda renkli insanların yetişmesi de, fark edilmesi de şansa kalmış bir şey... Cannes’da ödül almasa Özdemir’i de fark etmeyecektik.
Irak’ta kitle imha silahlarının bulunduğu yalanmış... Bu yalana dayanarak Irak’ta yüzlerce masum imha edildi..
Tarih ve Toplum Dergisi’nden 1926’nın şapka modası... Cumhuriyet’in öngördüğü kadın zarafeti buydu... Biraz fazla geldi...
Sadettin Erenoğlu 1983 yılında askerlik yoklaması için İstanbul’dan Erzincan’a gidiyor. Dönüşte treni Sivas Divriği’den geçerken büyük bir gürültü kopuyor. Sadettin kendini kaybediyor. Gözlerini açtığında Sivas Tıp Fakültesi Hastanesi’ndedir.. Ve iki bacağı dizlerinin altından kesilmiştir... Sadettin tam 5 yıl yürüyemiyor... Çünkü bugünün parasıyla 3 milyar lira tutan protez bacak için para bulamıyor. TCDD böyle bir para ödemekten kaçınıyor.
Talihsiz delikanlı ancak 1987 yılında Sosyal Yardımlaşma Fonu sayesinde bir çift protez bacağa kavuşmuş. Halen işsiz. Bir tek hayali var... Bir bilgisayar sahibi olmak... Şöyle 800 dolar gibi bir para... İnanıyoruz ki bu parayı (veya bir cihazı) bir hamiyetli okurumuz Sadettin Erenoğlu’na armağan edecek, onu sevindirecektir... Telefonu 0543 530 20 13...
Vergilerle ilgili çarpıcı rakamlar açıklanıyor bugünlerde...
Bir çarpıcı tabloyu da Öztin Akgüç Cumhuriyet’teki sütununda açıkladı.
Buna göre...
"Gelir vergisinin toplam vergiler içindeki payı yüzde 19...
Kurumlar vergisinin toplam gelir vergisi içindeki payı da yüzde 7’dir..."
Özelleştirmeler başlamadan önce kurumlar vergisi payı yüzde 15’lerde idi.
Bugün yarıya indi...
Özelleştirme kampanyası sırasında söylenenler hatırlardadır...
Özel sektöre devredilen işletmeler daha verimli çalışacak, gelirleri artacak, böylece verecekleri vergiler de çoğalacaktı...
KİT’lerin öncelikle kâr edenleri özelleştirildi.
Ne var ki vergiler artmadı, azaldı..
Yüzde 7’lik kurumlar vergisinin yarısından çoğunu da devlet kuruluşları ödüyor üstelik...
Özelleştirilen KİT’ler ne oldu diye soracak olursanız...
Satın alan kapkaççılar arsayı, fabrikayı, aracı, gereci yok pahasına sattı... Parayı faize yatırdı, köşeyi döndü...
Özel bankaları alanlar da içini boşaltıp gerisini devlete teslim etti.
KİT’ler kâr etmese bile çok sayıda yurttaşa iş sağlar, ekonomide görev ifa eder, katma değer yaratırdı.
Et Balık Kurumu başta olmak üzere şimdi çoğunun yerinde yeller esiyor.
İktidar partisi elde kalan birkaç KİT’i de satarsa rahatlayacak...
Sonra sen sağ, ben selamet...
‘İspanya deyince boğa güreşleri akla gelir. Boğa güreşi deyince de kulaklarımız "ole ole" diye tınlar.
İyi bir sözlüğe baktığınızda bu kelimenin kökeninin "Allah" olduğunu göreceksiniz.’
OECD raporuna göre işsizlik liginde zirveye oynuyormuşuz... AKP’nin hakkını yemeyin... İktidarımız dost ve akrabaya iş bulma liginde şampiyon oldu.