Acımız yetmiyormuş gibi bir de dünyaya rezil oluyoruz... Misali... Önce ANAP Milletvekil
Kamran İnan'ın dünkü grup konuşmasını dinleyelim:
     Â
- Ülkemizdeki deprem felaketine ilişkin haberleri bir Fransız televizyon kanalından izliyorum. Deprem bölgesinde görev yapan Fransız kurtarma ekibinden bir görevli, "Türk yetkilileri bize gelerek, artık burada işiniz bitti, ülkenize geri dönünüz, dediler"
diye şikayette bulunuyor. Bir Amerikan kanalında, Amerikalı bir kurtarma görevlisi aynı sözlerin kendisine de söylendiğini anlatıyor. Bu görevliler, kurtarma faaliyetlerinin henüz sona ermediğini bildirerek kendilerine "Ülkelerinize dönün"
denmesini anlayamadıklarını söylüyorlar...
     ÂKim gönderiyor kurtarma ekiplerini geri?.. Tam bilemiyoruz. Ancak SaÄŸlık Bakanı
Osman Durmuş'un bizi cümle aleme rezil eden demeçlerini hep birlikte izliyoruz... Deprem bölgelerinden yoğun ilaç ve doktor talebi gelirken
"Doktor ve ilaç sıkıntısı yoktur" diye demeç veren... İşi gücü bırakıp AKUT'la uğraşan... Yunan ve Amerikan sağlık yardımlarını geri döndürmeye çalışan... Yardıma çalışan ülkelere teşekkür etmek yerine onları aşağılayan bir Bakan... Dün Bakan'ı protesto eden 100'e yakın
"e mail" notu aldık. Hükümet kendini ve ülkeyi rezil olmaktan kurtarmak istiyorsa Sayın Bakan'ın mutlaka istifasını sağlamalı ya da görevden almalıdır. İşlenen ayıplar yetmiyormuş gibi Sayın Bakan'ın varlığı bundan sonra gelecek yardımları da etkileyecektir.
Af karambolu...
      Koalisyon hükümeti deprem karmaşası içinde iki önemli yasayı TBMM'den çıkarmaya çalışıyor. Birisi Sosyal Güvenlik Reformu adı altındaki sosyal hak hırsızlığı... Diğeri Af Yasası... Hukukçu okurlarımız af tasarısıyla ilgili çok önemli bir uyarı yapıyor:
      - Bu tasarıda kasten adam öldürme, cinsel amaçlı suçlar, banka boşaltma, imar suçları vs. af kapsamı dışında bırakılıyor. Ancak 1974'ü anımsayalım. Aynı nitelikli suçların bir bölümü affedildi, bir bölümü af dışı kaldı. Ancak Anayasa Mahkemesi daha sonra Anayasa'nın eşitlik ilkesine dayanarak tüm suçları af kapsamı içine soktu. Aynı olay tekrarlanabilir. Tasarının yasalaşmasından sonra Anayasa Mahkemesi af kapsamı dışında bırakılan kimi suçlara da eşitlik ilkesini gözeterek af kararı çıkarabilir. Bu konuda çok dikkatli olunmalıdır.
      *
Cihan Demirci’den LAFORÄ°ZMA     Â
Acilen bir "Sağlıksızlık Bakanlığı" kurulsun ve Sağlıksız Bakan Durmuş onun başına getirilsin!..Vali'ye öneri
      Depremin üzerinden 6 gün geçmiş... Canlı yayında İzmit'te yol kenarında geceleyen bir felaketzede konuşuyor:
     Â
- Çadır yok, battaniye yok, ilaç yok...      Birkaç dakika sonra Avcılar'da çalışan gönüllüler ekrana geliyor:
     Â
- Çadır ve battaniye, diyorlar,
ayrıca tuz gibi çok basit ihtiyaçlar karşılanamıyor.
     ÂÄ°zmit 90, Avcılar 30 kilometre mesafede Ä°stanbul'a... Hala yardım bekliyorlar. Ä°stanbul ValiliÄŸi Kartal ve Yedikule'de iki yardım istasyonu kurmuÅŸ. Uzak kalıyor. Etiler, Bebek, BaÄŸdat Caddesi gibi semtlerde yaÅŸayan varlıklı kesimin kolay ulaÅŸacağı noktalara kurulmalı istasyonlar. Sirkeci ve Aksaray gibi... Ä°stanbul - Ankara yolunun baÅŸlangıcındaki
Harem çıkışı gibi... Bu noktalarda bekletilecek araçlara insanlar çok daha kolay ulaşabilir. Sayın Vali'nin dikkatine...
Ustaları siyasette...
      Gölcük'e yardım bahanesiyle gelip yağmaya yeltenen 6 kişi yakalanmış.
      Yıllardır ülke yönetme bahanesiyle gelip kent yağmasına girişenler ne olacak?
Delil kaçıyor..!
      Depremde zarar gören vatandaşların maddi ve manevi tazminat davası açabilmeleri için vakit geçirmeden
"delil tespiti" yapılması gerekiyor. Savcı ve bilirkişi depremden zarar gören binaları dolaşacak, demir, çimento vs. örnekleri alarak bir torbaya dolduracak. Torbayı mühürleyip emanete alacak. Ki, bir süre sonra açılacak davalarda elde delil bulunsun.
      Ne var ki deprem bölgelerinde hızlı bir enkaz kaldırma çalışması yapılıyor. Hürriyet gazetesinin haberine göre... Kimi müteahhitler kepçe kamyon tutup aleyhlerinde suç delili olabilecek enkazı alelacele temizleyip kaçırıyorlar.
      Delillerle birlikte felaketzedenin gelecekteki hak talebi de yok ediliyor.
      Kimi meslek kuruluşları ve Bayındırlık Bakanı
Koray Aydın, vatandaşların delil tespiti için mahkemelere başvurması gerektiğini söylüyor.
      Ancak kendisi de enkaz haline gelmiş depremzede nasıl uğraşsın bir de mahkeme işiyle. 50 milyon liraya yakın harcı nasıl yatırsın?
      Üstelik kimi konut sahibi ve kiracıları depremde ailece yok olmuş durumda.
      Bu arada deprem bölgelerindeki savcılar da herhalde şu sırada kendi canları ve yıkıkları ile uğraşıyor olmalılar...
      Değerli Hukukçu
Noyan Özkan Adalet Bakanlığı'nın geçici yetkilendirmeyle çevre illerden deprem bölgelerine savcı ve adli personel göndermesini öneriyor. Vatandaşın başvurusunu beklemeden savcıların harekete geçmesi gerektiğini söylüyor.
      Ünlü Avukat
Burhan Apaydın da aynı görüşte... Gazete ve televizyonlardaki haberlerin savcıları harekete geçirmek için yeterli olduğunu bildiriyor.
      Ne var ki savcılardan ses yok. Yukarda kaydettiğimiz gibi, çoğu kendi canıyla ve malıyla uğraşıyor olmalı. Adalet Bakanlığı'nın çevre illerin savcılarını yetkilendirmesi zorunlu görünüyor.
      Yargıtay üyesi Sayın
Kubilay Çetinkal telefonda. Israrla bu konu üzerinde duruyor:
     Â
- Eğer göçük altında canlı bulunması ihtimali yoksa enkaza dokunulmamalı, diyor,
enkaz kaldırma çalışmalarının 10 gün kadar ertelenmesi yerinde olur.
      Hükümet eğer hırsız müteahhidin veya rüşvetçi belediyenin suç ortağı durumuna düşmek istemiyorsa bu çok önemli konuya el atmalı. Hem de hiç vakit geçirmeden.
     ÂAKUT hesap numarası:
      İş Bankası G.Saray Şubesi: 1022 - 364711
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr