Melih AŞIK
Dostumuz, birkaç ay kaldığı İsrail'den yeni döndü...Ama öyle eli boş değil, dolu dolu İsrail notlarıyla... Aradan çekiliyor, sözü kendisine bırakıyoruz.
"İsrail'de araba hırsızlığı had safhada... Son 9 ay içinde 33 bin araba çalınmış. İnsanlar, araçlarına, rüzgardan bile etkilenen alarm cihazları takıyorlar, ama yine de nafile...İsrailli bir otomobil hırsızının, direksiyonu, tekerlekleri kilitli, alarm cihazı olan bir aracı dahi çalıp kaçırması en fazla 20 saniye tutuyormuş.
İsrailli otomobil sahiplerinin sabah uyandıklarında ilk yaptıkları iş, pencereye koşup, otomobillerinin yerinde durup durmadığına bakmak... Eğer o gece arabası çalınmamışsa, İsrailli o gün dünyanın en mutlu insanı sayıyor kendini...
İsrailli ve Filistinli otomobil hırsızları, bu konuda tam bir koordinasyon içinde çalışıyor. İsrail'den çalınan bir araç, birkaç saat sonra Arapların bulunduğu bölgeye geçiriliyor. Geçenlerde, çok ilginç bir hırsızlık olayı yaşandı. İsrail Başbakanı
Netenyahu, Enes denilen sınır bölgesinde
Arafat'la görüşecekti. Görüşmenin yapılacağı yere geldiğinde bir de ne görsün?.. Filistin heyetinden üst düzey bir şahsın altında, İsrail'den birkaç gün önce çalınmış son derece lüks bir kamu aracı bulunmuyor mu?.. Kıyamet koptu tabii.
Bu olaydan bir süre önce de, bizim büyükelçinin makam otomobili güpegündüz bir Filistinli tarafından çalınıyordu, hırsızlık son anda engellendi.
İsrailli sigorta şirketleri, sigorta ettikleri bir araba çalındığında, sahibine tazminat ödemek yerine, hemen otomobil çalan mafyanın kapısını çalıyorlar ve 5 bin dolar vermeyi kabul ettiler mi, araba hemen bulunuyor! Sigorta şirketleri için, araç sahibine 15 bin dolar civarında tazminat ödemektense olayı 5 bin dolara çözümlemek çok daha karlı çünkü..."
Süha Güner, Kadıköy Selamiçeşme'deki evini başka yere taşıyacaktı. Kablolu yayını da nakletmek için PTT'ye başvurdu. 1 milyon 50 bin lira borcu olduğunu bildirdiler. Parayı ödedi. Ama iş hallolmadı.
2 milyon lira da faiz ödemesi gerekiyordu.
Süha Güner ödemeleri düzenli olarak yaptığını, karşısına çıkarılan 1 milyon 50 bin liralık borçla ilgili bugüne dek kendisine ihtarname gönderilmediğini anlattı. Kimseye dinletemedi.
2 milyon lira faizi paşa paşa ödedi.
İşlemlerin tamamlandığını sandı.
Önüne 23 milyon liralık bir fatura koydular.
- Bu ne?
- Mukavelenizi yenileyeceğiz...
- Sebep?
- 1 milyon 50 bin lira borcunuzdan dolayı mukaleveniz feshedildi.
- Borcumu 2 milyon lira faiziyle birlikte ödedim...
- Olsun, yeni mukavele yapacaksınız...
- Peki bundan önceki mukaveleyi yaparken ödediğim 8 milyon lira ne olacak?
- O yandı...
Süha Güner kapıdan çıkıp
"İmdaaat!.. Adam soyuyorlar!.." diye bağırmak istedi. Birşeye yaramayacaktı. Bize telefon açtı. Durumu anlattı...
Fıstık hırsızlığı geçen Ağustos ayında Gaziantep'de meydana gelmiş. Dört çocuk bir dükkandan 5'er kilo, yani toplam 20 kilo fıstık çalmışlar. Çocukların ikisi suçu reddetmiş.. Diğer ikisi
"Evet çaldık ve yedik!.." diyorlar. Dükkan sahibi, fıstık dışında fıstık ezmesi, klima kumandası, tansiyon aleti gibi şeylerin de çalındığını söylüyor. 160 milyon liralık bir zarar bilançosu çıkarmış. Çocukların avukatları itiraz ediyor:
- Dükkan sahibi sigortadan para almak için zararı yüksek gösteriyor. Mesela yazar kasa açılmamış bile.. Oraya hırsızlık amacıyla girseler kasayı bırakırlar mı?.. Antep'de fıstığı çalıp kime satacaksınız?.. Zaten her yer fıstık kaynıyor... Belli ki yemek için çalmışlar...
Dört çocuk 9'ar yıl hapis cezasına çarptırılıyor.
Üçünün cezası yaşları küçük olduğundan 6'şar yıla indiriliyor.
Avukatları diyor ki:
- 5'er kilo fıstık için 9'ar yıl ceza.. Doğrusu hiç beklemiyorduk.. Hiçbir sabıkası yok bu çocukların.. "Yüz kızartıcı suç" niteliğinde olduğu için cezaları adli sicilden de silinmeyecek. Ömür boyunca taşıyacaklar. Bu insanları topluma nasıl kazanacağız sonra?..
***
Prof.
Osman Altuğ, Radikal gazetesinde dün yayımlanan söyleşide
Avni Özgürel'e diyor ki:
- Devlet bu yıl 6 katrilyon iç borç faizi ödeyecek. Memura 4 katrilyon ödüyor, ondan vergi kesiyor ama 6 katrilyon verdiği kimselerden vergi kesmediği gibi kimliğini de bilmiyor. Bilmek istediğinde siyasetçinin ayağının altındaki sandalyenin çekileceği açık...
Bütçeden 6 katrilyon faiz götürenler eğer maskeleri indirilir ve kendilerinden vergi istenirse siyasetçinin altındaki sandalyeyi çekiverirmiş. Demek
"gizli tehdit"le götürüyorlar 6 katrilyonu... Ceza olarak Nice, Cannes, Florida gibi cennetlerde sırtüstü yatmaya mahkum ediliyorlar.
Bu parayla satın aldıkları fıstıkları da çalmış değil, almış sayılıyorlar...
Yazara EmailM.Asik@milliyet.com.tr