Kabataş Lisesi Vakfı’nın önceki gün düzenlediği konferansın konusu yaklaşan "Irak savaşı" idi... Konuşmacı; Emekli Orgeneral Çevik Bir...
Çevik Bir Paşa söze, Türkiye’nin stratejik avantajlarını sayarak başladı... 3 Kasım seçimlerinin Irak’ta yaklaşan savaş için gerekli hazırlığı yapmamıza engel olduğunu anımsattı. Böyle bir savaşı geciktirmek için elimizden geleni yapmalı, halkı savaşa karşı koruyucu önlemleri hemen almalıydık...
Yeni hükümet bir kriz masası oluşturmalı ve bir savaş durumunda izlenecek politikaları ve alınacak tedbirleri gerekirse günde 24 saat görüşmeliydi.
Bu savaşta Türkiye’nin tavrı ne olmalı?
Çevik Bir Paşa, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler onayı olmadan bir savaşa kesinlikle katılmaması ve karışmaması gerektiği görüşündeydi.
Eğer BM kararı doğrultusunda bir savaş olacaksa Türkiye bu savaşa da tek başına katılmamalı, NATO antlaşmasının 5’inci maddesi doğrultusunda diğer NATO üyeleriyle birlikte hareket etmeli. Türkiye’nin katkısı, üsleriyle hava sahasını kullandırmak ve lojistik destek sağlamanın ötesine geçmemeli.
ABD tek başına savaşa girişirse Türkiye İncirlik Üssü’nü kullandırmıyorum diyebilir mi? Bu soruya Paşa’nın yanıtı şu oldu:
- Türkiye bunu diyebilir, Amerika da anlayış gösterir...
Çevik Paşa’yla birlikte yararlı bir ufuk turu yaptık.
Bakterilerin de bizi mikroskobun öteki yüzünden izlediğini unutmayın.
Jerzy Lec
Köln Büyükşehir Belediye Başkanı Fritz Schramma bizi bizden fazla seven biri... Düzenlediği "Köln Türk Günleri" adlı fuarın masrafını bir Alman firmasına ödettiği için hâlâ yargılanıyor. Ama çektiği bu kadar değil. Kısa süre önce Başkan’ın yeni avukat olan oğlu, Köln’de, iki Türk trafik magandasının yol açtığı kaza sonucu hayatını kaybetti.
Yine de Schramma’nın bize sevgisi değişmedi. Kazadan sonra İzmit’e gelip kendi katkıları ile inşa edilen kimsesiz çocuklar yurdunun açılışına katıldı.
Fritz Schramma bugün de Köln Kilisesi’nin önünde "Türkiye Avrupa Birliği’ne Alınsın 1 Milyon İmza" başlıklı bir imza kampanyası başlatıyor.
Ona sevgilerimizi, saygılarımızı, bütün Türkiye’nin teşekkürlerini yolluyoruz...
Konferansta
Çevik Bir Paşa, Kabataş’taki konferansta, Saddam devrildiği takdirde en iyi çözümün Amerika’nın Irak’ı bir süre bizzat yönetmesi olacağını söyledi. Dinleyenlerden biri fısıldadı:
- Ne iyi Amerika’yla komşu olacağız...
Zavallı Meksika Amerika’ya ne kadar yakın, Tanrı’ya ne kadar uzak...
Meksika Sözü
Adalet Kalkınma Partisi yetkilileri:
- Kararları muhalefet partisine ve sivil toplum kuruluşlarına danışarak alacağız, diyorlar...
Çok güzel...
AKP yetkilileri başka bir şey daha söylüyorlar:
- Kopenhag kriterlerinin gerektirdiği anayasal ve yasal düzenlemeleri yapacağız ve uygulayacağız...
Bu da güzel.
Derken...
AKP’nin ekonomik sözcülerinden Ali Coşkun ‘u televizyonda Ticaret ve Sanayi Odalarının temsilcileri ile konuşurken görüyoruz. TOBB yetkilileri Ali Coşkun’a İş Güvencesi Yasası ile ilgili soru soruyor. Coşkun yanıt veriyor:
- Bu yasanın uygulamaya girmesini erteleyeceğiz... Yeni bir yasal düzenleme yapacağız."
Dün telefondaki Belediye İş Sendikası yetkilisi Coşkun’a soruyordu:
- Hani kararları sivil toplumla görüşerek alacaktınız?
- Hani Kopenhag kriterlerine uyacak ve uygulayacaktınız... İş Güvencesi Yasası, AB’nin çıkartılmasını şart koştuğu yasalardan biri değil mi?
Bir soru da bizden:
- Bu yasanın TBMM’de kabul edilmesi için en çok çaba harcayanlardan birisi AKP grubu değil miydi?
AKP’nin icraatı çok yakından izlenmeli... Verilen sözler ile icraat birbirini tutuyor mu? Sivil toplum kuruluşları bunu sıkıca denetlemeli...
Aziz Nesin Vakfı
Donat Ailesi Tüyap Kitap Fuarı’nda "Aziz Nesin Vakfı"nın standından Aziz Nesin’in bir dizi kitabını almış. Fiyat 145 milyon lira tutmuş. Vakıf taksitle satış yapmıyormuş. Ancak ailenin isteği üzerine üç taksit yapılmış. Vakıf temsilcisi sadece telefon ve adres almış. Senet yapmamış. Kimlik bile sormamış. Vakıf’ın okura gösterdiği bu itimat aileyi çok mutlu etmiş...