Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İngiliz parlamentosuna haftalar önce İşçi Partisi milletvekili tarafından “Ermeni Soykırımı”nın tanınmasına yönelik bir tasarı sunuldu.

Tasarı 10 Aralık 2021 tarihinde Avam Kamarası’nın gündeminde dâhil edilecek.

Okurumuz Serhat Bulut’un verdiği bilgiye göre, Ermeni basını, Başbakan Boris Johnson’ın bu yasa tasarısına tam destek verdiği konusunda bilgi yayıyor.

Konu bizim açımızdan hayli şaşırtıcı. Nedenine gelince...

İngiltere, Avrupa’da Ermeni soykırım tasarılarına yüz vermeyen son ülkelerden biri olarak biliniyordu.

Haberin Devamı

Onur Öymen’in arşivinden şu iki görüşü nakledebiliriz...

İngiliz Devlet Bakanı Barones Ramsey of Cartvale  14 Nisan 1999 tarihinde İngiltere hükümeti adına yaptığı açıklamada “...Osmanlı İdaresinin Ermenilerin yok edilmesini kararını kanıtlayacak bir belgenin yokluğu nedeniyle İngiliz hükümetleri 1915 ve 1916’daki olayları soykırım olarak tanımamaktadır... Bizce 80 yıl önce cereyan etmiş olayların bugünkü hükümetler tarafından değerlendirilmesi uygun değildir. Zira bu olaylar hukuki ve tarihi tartışmalardır” demişti.

Aynı düşünceyi bir başka İngiliz Bakan Beverly Hughes da, 24 Ocak 2011 tarihinde İstanbul’da gazetecilere verdiği bir demeçte şöyle dile getiriyordu:

“Bir süre önce İngiltere hükümeti Ermeni iddiaları konusunda sunulmuş olan delilleri gözden geçirdi. 1915 ve 1916’da meydana gelmiş olan olayların belgelerini inceledi. Bu olayların BM tarafından tanımlanmış olan soykırım tanımlamasına uymadığına karar verdi. Bu, İngiliz hükümetinin tutumudur ve değişmeyecektir.”

İngiltere şimdi neden tavır değiştirdi? Belli ki her konuda ABD’nin peşine takılan Majestelerinin Devleti bu defa da kendi gerçeklerinin terk edip Joe Biden’a eşlik etmeye hazırlanıyor.

Peki, Ankara ne yapıyor bu gelişmeler karşısında? Hiçbir şey duymadık.

DOLAP

Buzdolabımız bozuldu. Servise haber verdik. Gelen arkadaş, motoru yanmış dedi. Motoru değiştirelim, dedik. Bir yerlere telefon açtı. Bu modelin motorundan kalmamış, dedi. Meğer firmalar yedek parçayı 10 yıl üretir sonra üretmeyebilirmiş. Eskiden bu süre 20 yılmış, sonradan 10 yıla inmiş. Bizim dolap 17 yıllık olmuş. Ne yapacağız? Bu işten anlayan anlamayan herkes koro halinde aynı şeyi söylüyor:

Haberin Devamı

- Sizin dolabın yakında başka yeri bozulur, en iyisi yenisini alın.

Koroya uyduk. En ünlü yerli ve milli markanın satıldığı mağazaya yollandık.

Beğendiğimiz dolabın fiyatı 4750 liraydı. Satıcıyla konuşurken öğrendik ki bu malın fiyatı geçen haziran ayında 3600 liraymış. Buzdolabı üç ayda yüzde 30 zam görmüş. Satıcı:

- Yılbaşına kadar daha da zam gelecek, iyisi mi hiç düşünmeyin alın, diye bizi uyardı.

Fiyat artışları korkunç göründü bize. Fazla düşünmeden dolabı aldık.

FIKRA

Amerikan basınında bir başlık:

“ABD Ortadoğu’da terörü nasıl önleyebilir?”

Başlığı görünce aklımıza bir İtalyan fıkrası geldi.

“Bir İtalyan erkeği karanlık bir sokakta yalnız başına yürüyen bir genç kızı tacizden nasıl koruyabilir?

Cevap:

“Kendisi yolunu değiştirerek.”

ABD Ortadoğu’da terörü aynı şekilde önleyebilir:

Nasıl mı?

Kendisi terörden vazgeçerek.

YURT

Mahallemizde bir apartman görevlisinin oğlu İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni kazandı. İzmir’de kalacak yer aradı. Devlet yurdunda yer bulamadı. Ancak özel yurtta yer bulabilmişler. Aylığı 2 bin lira. Üstelik yıllık sözleşme yapıyorlar, yarıda bırakıp başka yere gitmek yok.

Haberin Devamı

Asgari ücretle çalışan bir apartman görevlisi bu koşullarda çocuğunu nasıl okutabilir?

SIRLAR

Ülkemizin yetiştirdiği en değerli yazarlardan biri, Sabahattin Ali hafta sonunda Kırklareli’nde anıldı. Sabahattin Ali 1948 yılında sınırdan gizlice Bulgaristan’a geçmek isterken Kırklareli’nde cinayete kurban gitmişti.

Kürk Mantolu Madonna, İçimizdeki Şeytan, Kuyucaklı Yusuf gibi günümüzde en çok satan kitapların yazarı olan S. Ali aynı zamanda Marko Paşa dergisindeki yazılarıyla da ün yapmıştı. Örneğin... Nadir Nadi Cumhuriyet’te “Yabancı sermaye nasıl girer?” başlıklı bir yazı yazmış. Sabahattin Ali “Biz anlatalım” diyerek Marko Paşa’da yanıt vermiş:

“Evvela Hello Johnny, My Darling, Yes, Okey diye girer. Arkadan Amerikan zırhlıları girer, bahriyelileri girer. Daha arkadan danışma kurulu, denetleme kurulu girer. Ondan sonra, gerekirse borç verileceğine dair haberler girer. Bu arada bazı yazarlar deliğe girer, bazı yazarlar Türkiye’yi Amerika’nın sınırı olarak gösterirler. Ve sonunda ucu dünyanın merkezinde bulunan asıl kazık girer ki her kıvranışta biraz daha girer.’’

Yabancı sermaye sonraki yıllarda Türkiye’ye girmiş ve yerleşmiştir.