Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan, "Seçimlerin iptaline" ilişkin önergeyi gündemden çıkarmış; hükümet hakkında verilen gensorunun oylamasına geçmiş, küskünlerin son umudunu da böylece yok etmişti. Arkadaşımız Fahrettin Fidan, "DYP'li küskün" Esat Kıratlıoğlu'na yaklaşarak sordu:
- Sizler için artık son umut da tükendi galiba efendim?
Kıratlıoğlu, acı acı gülümseyerek yanıtladı soruyu:
- Hayır, son bir umut daha daha var!
- Bir ihtimal daha mı var? Nedir o?
- Anlatayım. Osmanlı padişahlarından biri, bir sabah uyandığında sarayın Marmara Denizi'ni gören pencerelerinden birine gitmiş. Dışarıya baktığında ne görsün? Savaş halinde oldukları ülkenin yüzlerce gemiden oluşan donanması, en küçük su parçası görünmeyecek şekilde denizi boydan boya kaplamamış mı? Dehşete kapılan padişah, son bir umut ve çare arayan korku dolu gözlerle yanıbaşındaki sadrazamına dönüp sormuş:
- De bakalım bana sadrazam, bu beladan kurtuluşun bir ümidi, bir ihtimali var mıdır?
Sadrazam hiç düşünmeden yanıtlamış:
- Vardır padişahım....İhtimal ki derya tutuşa!..
Kıratlıoğlu, fıkrayı bitirdikten sonra noktayı şöyle koydu:
- Bizim için son umut kaldı... İhtimal ki derya tutuşa!

Güle güle otur

Finansal Forum gazetesinde bir haber:
"Doğu'ya teşvikler hayata geçiyor... Genel bütçeden yatırımları teşvik fonuna bu yıl aktarılacak rakam 10 trilyon lira.."
Aynı gazetede 4'üncü sayfada ise şöyle bir haber var:
"Nurol İnşaat 236 milyar liraya (650 bin dolar) villa satacak. Toplam 13 adet villaya ek olarak 16 yeni villanın daha yapımına başlandı. Amerika'da bu tür villaların satış fiyatı 100 bin dolar... Türkiye'de pahalı olmasının sebebi talebin fazla ancak bu tür evlerin az olması..."
Not: Talebe yetmeyen 29 villaya ödenecek para 7 trilyon... Doğu'ya bir yıl için ayrılan para 10 trilyon. Ne diyelim... Güle güle otursunlar... Hem doğudakiler, hem batıdakiler...

*Öfkeni arkadaşlarına söyle, geçsin; düşmanına söyle, artsın.
William Blake

Sergen'siz asla...

Jet - Pa tarafından birkaç hafta önce Fenerbahçe'ye kiralanan Sergen'in bu takım için ne kadar hayati anlam ifade ettiğini dünkü Sabah'ta Hüsnü Çil şu satırlarla anlatıyordu:
"Fatih Terim (GS - FB) maçından önce Müfit Erkasap'a `Git, Fener'in oyuncu listesini al!' diyor. Bir bakıyor, Sergen yok. Bir oh çekiyor ve futbolcularına dönüyor; `Çıkın bildiğiniz gibi oynayın!' diyor ve maç 2-0 bitiyor..."
Anlaşılamayan nokta... Fener'in bunca yıl Sergen'siz nasıl ayakta durduğu...

ÖDP'den bir cümle

Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin dün yayınladığı bildiriden bir cümle:
"Olaysız Nevruz kutlamaları isteyen devletin yapması gereken kentin varoşlarında polis terörü estirerek Nevruz kutlamalarını yasaklamak değil, özgürce kutlanabilecek Nevruzlar için uygun ortamlar hazırlamak olmalıdır..."

Sakat toplum..!

Gazetelerde günlerdir bir köşeye sıkışmış yaklaşık 5 x 5 ebadında bir ilan var. Diyor ki: "Kurban Bayramı'nda İhtiyaç Sahibi Özürlülere Tekerlekli Sandalye Yardımında Bulunmak Bir İnsanlık Görevidir..." İlanı veren "Bedensel Engelliler Dayanışma Derneği..." Bir gazeteci arkadaşımız kendisi de bedensel engelli olan Dernek Başkanı Kemal Demirel ile görüştü. Aldığı bilgiler şöyle:
* Türkiye'de resmi olarak 5.5 milyon (nüfus sayımı sonucu) ancak gerçek olarak
8 milyon özürlü var. Bunlar, kör, sağır - dilsiz, zihinsel ve bedensel engelli.
* Bunların yüzde 30'u (2.4 milyon) oy verebilecek düzeyde. (Tansu Çiller'in düzenlediği kurultay boşuna değil.)
* Bedensel engellilerin sayısı 200 bin ve bunların 50 bini çocuk.
* Bugüne kadar dağıtılan sandalye sayısı 8 bin 500. Bunların 3 bini çocuklara kalanı büyüklere verilmiş.
* Yerli şirketler tarafından üretilen sandalyelerin fiyatı çocuklar için 45 milyon, büyükler için 40 milyon. (İthallerin fiyatı 200 milyondan başlıyor, 4 milyara kadar çıkıyor).
* Bedensel engellilerin yüzde 85'i okuma yazma bilmiyor, çünkü okulların mimari yapısı uygun değil. Valiliğin bu çocukların okullara alınması için bir yazı yazması gerekiyormuş. Ancak okulların yapısı uygun olmadığı ve normal çocuklarla özürlü çocukların birarada okuması sağlıklı bulunmadığı için bu yazı yazılmıyormuş.
* Değerli partilerimiz içinde özürlülere en büyük ilgiyi gösteren de kurultaycı DYP falan değil... Fazilet imiş...

Savcının notu...

Emekli Cumhuriyet Savcısı Rahmi Özel, DYP Lideri Tansu Çiller'le ilgili bir seçim afişinin altına şu notu düşmüş:
"...Başbakanlığı zamanında, örtülü ödenekten partisinin yararına dolandırıcı Parsadan'a 5 milyar lira ödeyen, bu eylemi Ankara 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararıyla kesinleşen, örtülü ödenekten verdiği diğer 500 milyarın hesabını hala vermemiş olan bir parti lideri, gazetelere boy boy ilan veriyor (Hakkını çalıyorlar hakkını arıyorum) diyor. Türkiye'de her kesimde; haklılar haksız, haksızlar haklı pozisyona düşürülmekte... Yurttaş olarak, hakkımı çalan parti başkanından hakkımı ben istiyorum. Hak çalan hak koruyamaz..."




Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr