Mister George adlı yabancı 6 ay önce Türkiye'ye 100 dolar getirip bozdurmuş...
O gün dolar 1 milyon 630 bin liraydı...
100 dolar karşılığı olarak kendisine 163 milyon lira vermişler.
Bay George parayı yıllık yüzde 60 faizli 6 aylık bonoya yatırmış.
Bononun vadesi dün dolmuş.
Bay George'un 163 milyon lirasına yüzde 30 faiz işleterek 212 milyon lira ödemişler.
George parayı dünkü kurdan (1. 465) dolara çevirmiş...
Eline 144 dolar geçmiş... Türk Hazinesi böylece 6 ayda 100 dolara 44 dolar (yani yüzde 44) faiz ödemiş... Eğer Bay George parasını Türkiye'ye getirmeyip yurtdışında tutsaydı Eurobond piyasasında 2 dolar faiz alacaktı.
Türkiye 100 dolara 44 dolar ödedi...
Tabii 100 dolar sembolik rakam.. Bay George Türkiye'ye aslında milyonlarca dolar getiriyor... Ve dünyanın hiçbir yerinde sağlayamayacağı kârları sağlıyor
Türkiye (6 aylık yüzde 44) faizle aldığı parayı ne yapıyor?
Daha kârlı ve üretken yatırımlara mı sarf ediyor?
Ne gezer? Malumunuz bu paralarla maaşlar, borç faizleri vs. ödeniyor.
Böyle bir ekonomi ayakta durabilir mi? Böyle bir ülkenin yarını olabilir mi?
Herkesin kusurlarından söz eden insanın senden teşekkürle söz edeceğini sanma.
Vatandaş Antalya otogarında "Deniz WC" tabelalı tuvalete girmiş... Fişini bize postalamış: Tam 500.000 TL... Diyor ki:
- Asgari ücretin saat karşılığı 375 bin lira... Memurun ek saat ücreti 200 bin TL... Tuvalet yarım milyon... Memur tuvalette 2 dakika işini görmek için 2.5 saat ek çalışma yapmak zorunda. Acaba Antalya Belediyesi zamları onaylarken vatandaşın durumunu da düşünüyor mu? Üstelik de halkçı belediye...
Siyami Ersek Hastanesi' nin kimi hekimleri üç aydır döner sermaye ücretlerini alamadıklarını ama Eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un kalp ameliyatı masrafının hastane vakfından ödendiğini yazmışlardı. Vakıf Müdürü Servet Okumuş dün açıklama yaparak Osman Durmuş'un hastane masraflarının son kuruşuna kadar TBMM'ce ödendiğini bildirdi. Doktorlara döner sermaye paylarının ödenmeyiş nedeni ise hastanenin alacaklarını tahsil edemeyişi... Bağ-kur, Emekli Sandığı gibi kuruluşların Siyami Ersek'e borçları 10 trilyonu aşıyormuş...
TBMM'ye gelen gençlerden bazıları "modası geçmiş hamaset dolu gösteriler"den yakınmış... Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik:
- Ben de aynı fikirdeyim, demiş, 19 Mayıs'ı statlardan kurtarmak gerek...
Abdullah Gül'ün oğlu Ahmet Münir Gül de oradaymış. Demiş ki:
- Bize zorla dans ettiriyorlardı. O zaman güzeldi ama artık bazı şeyler değişiyor. 19 Mayıs törenlerinin yapılış şeklini korkmadan eleştiriyorsak bu bazı tabuların yıkılmaya başladığını gösteriyor. Adım adım bir şeyler yapmak lazım. Toplumun ihtiyacı olan bazı düzenlemeler birdenbire olduğunda bazı tehlikeler oluşturuyorsa dikkatle ilerlemek lazım...
Münir, büyüklerin aklından geçirip seslendiremediklerini dile getirmiş...
***
19 Mayıs'ların sıkıcı gösteriler haline geldiği doğrudur. Bunun çözümü ortadan kaldırmak mı? Bir zamanlar CHP Bulgaristan'dan kopyalanan yöntemlerle 19 Mayıs gösterilerini çok parlak hale getirmişti. Sonra yine eskiye dönüldü. 19 Mayıs'ı statlardan kurtarmak bir fikirdir. Peki yerine ne koyacaksınız? AKP iktidarının gençliğe Cumhuriyet coşkusu, bağımsızlık heyecanı, Atatürk sevgisi vermek gibi projeleri mi var? Hiç duymadık da...
19 Mayıs'ı statlardan kurtarmak dedikleri 19 Mayıs'tan kurtulma arzusu olmasın.
23 Nisan türban tartışmasıyla geçti... 19 Mayıs'ta stad tartışması çıktı. Kurban Bayramı deri kavgalarıyla geçer. 1 Mayıs'larda olay çıkar. Bayram yapmayı beceremeyen bir toplumun neşeli günü olur mu?
Yalova Niksar'da kurulu Zihinsel Yetersiz Çocukları Koruma Derneği, 19 Mayıs'ta otobüsle Bursa gezisi düzenledi. Tamamı hanımlardan oluşan grup Bursa'dan Yalova'ya da geçerek Atatürk'ün müze haline getirilmiş bulunan Termal'deki köşkünü gezmek istedi. Ancak kapılar kapalıydı. Sebebi sorulduğunda Müdür: "Pazartesi Perşembe kapalıyız" dedi. Hanımlar "Ama bugün aynı zamanda Atatürk'ü Anma Bayramı" diyecek oldular. Müdür oralı olmadı...
