Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bülent Arınç’ın Hindistan gezisinden iki anekdot... Hindistan Dışişleri Bakanı’nın kabulünde Hintli garson, görüşmeyi izleyen Türk ve Hintli gazetecilere tek tek yanaşıp, çay mı yoksa kahve mi içersiniz, anlamında sormaya başladı:
-Tea or coffee?
Bizimkiler meşhur Hint çayını denemek istiyorlardı, bu yüzden çoğunun yanıtı;
-Tea, please... oldu.
Soruya Hintli gazetecilerden;
-Çay, please, yanıtı gelince bizimkiler bunu Türk konuklara yapılmış bir jest zannederek sevindiler önce... Sonra öğrendiler ki, ortada yapılan bir jest yokmuş; meğerse Hintliler de "çay"a bizim gibi, çay diyorlarmış.
***
Bir akşam yemeği... Tabii ki önce çorba servisi... Çorbaya ilk kaşığı sallayan meslektaşımız, Türkiye’den binlerce kilometre uzakta, tanıdık bir tatla karşılaşmanın sevinciyle arkadaşlarını uyarıyor:
- Arkadaşlar, bu resmen bizim kuşkonmaz çorbası yahu!
Çorbanın Hintçe adı merak ediliyor, garson çağrılıyor ve sorunun "acı! ama gerçek" yanıtı alınıyor:
- Biz buna asparagus çorbası deriz!
Olayı başından beri izleyen Bülent Arınç garsonun "asparagus" yanıtını duyunca fırsatı kaçırır mı? Meslektaşlarımıza dönüp hemen taşı gediğine koyuyor:
- Çorbanız afiyet olsun arkadaşlar!

En iyi olmaktan vazgeçerseniz, iyi özelliklerinizi de kaybedersiniz.
Ty Boyd

Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, yeni hükümetin ilgili bakanlarını ziyaret ederek basın sorunları hakkında bilgi veriyor. Adet olduğu üzere her bakan soruyor: "Çay, kahve ne alırdınız?"
Başkan Orhan Erinç, bir anı naklediyor...
Bir tarihte... Bakan Doğan Kitaplı herkese ne içeceğini sorduktan sonra, içeriye giren hizmetliye talimat vermiş:
- Beylere birer çay ver... Tazeyse bir tane de bana ver.

Cem Aygün Çin’den küçük not göndermiş... "Bir gün üzerinde yürüdüğüm kaldırımların sağ kenarına farklı ve kabartmalı desende taş döşendiğini farkettim. Meğer görmezler içinmiş. Kaldırımların bittiği noktada veya sağa - sola dönüş olan yerlerde ise bir adet noktalı desene sahip döşeme taşı konuluyor. Noktalı taşın ilerisi, sağı ve solunda çizgili taş varsa kavşaktasınızdır. Yok düz bir zemin varsa kaldırım bitmiş yola çıkmışsınızdır. Sürekli bahanelerle kaldırımları değiştirilen ülkemizde yavaş yavaş görmezler için buna benzer düzenlemeler yapılabilir...

CHP İstanbul Örgütü’nde hafiften bir hareketlenme başladı. eski il ve ilçe başkanlarından bir grup, olağanüstü il kongresi için imza kampanyası açtı.
Rahatsızlığın sebebi nedir?
Hareketin öncülerinden eski İl Başkanı Mehmet Bölük dedi ki:
- Seçmen CHP’ye, AKP ve Tayyip Erdoğan’nın iktidarı ele geçirmesini önlemek için oy verdi. Ne var ki Deniz Baykal, Tayyip Erdoğan’a karşı inanılmaz bir yumuşaklık içerisinde. Örneğin Abdullah Gül’ün başbakanlığı soruluyor; Deniz Bey:
- Tayyip Erdoğan gelse daha iyi olurdu diye cevap veriyor.
Cumhurbaşkanı Sezer’in vetosuna karşı AKP’nin yanında yer alması ise affedilir gibi değil.
CHP İstanbul muhalefeti, il kongresini kazanırsa, hareketi diğer illere taşıyacak.
Öte yandan İzmirli eski başkanlar da, olağanüstü kurultay için harekete geçti.
İzmir ekibi, kurultayda seçim sonuçları üzerinde tartışma açmak istiyor.
İstanbul ve İzmir’deki hareket şimdilik ayrı yürüyor.
CHP’nin bugünkü grup toplantısında bazı üyelerin, Deniz Baykal’ın duyarsız muhalefetini eleştirmesi bekleniyor.

Askerler Irak operasyonunda ABD’ye hem havadan hem karadan değil,sadece havadan destek verilmesini önermişler. Bu konuda pek sesi çıkmadığına göre ABD’ye Deniz’den de destek var gibi görünüyor...
Haldun Ertem

Meclis Başkanı Bülent Arınç, eşinin türbanı tartışma konusu olunca Hindistan gezisine tek başına gitti ve döndü...
Tartışmanın tazeliği içinde, Carter Findley’in "Kalemiyeden Mülkiye’ye" (Tarih Vakfı Yayınları) adlı kitabındaki şu satırlar dikkkatimizi çekti:
"Abdülhamit, ülke dışındaki sefirlere Müslüman aile efradının eşlik etmesini yasaklamıştı..."
Acaba ilgili olay mı? Kitapta bu konuda açıklık yoktu.