Galatasaray maçında Fenerbahçe tribünlerine Namdar Rahmi Karatay'ın ünlü şiirinden esinlenen dizeler asılmış... Günlerdir lacivert gömlek ve sarı kravatla dolaşan ve pek mutlu görünen Sevgili Hasan Pulur'un dün sütununa aldığı dizeler şöyle bitiyordu:
"Üstüne çul vursanız it onu kanat sanır
Eşeğe gem vurmayın kendini at sanır..."
Galatasaraylılar da bu dizeleri kendilerine göre değiştirmiş:
"Üstüne tüy dikseniz kuş onu kanat sanır,
Bir defa yem vermeyin, kendini şampiyon sanır..."
***
Fener - G.Saray maçıyla ilgili şikayetler bitecek gibi değil. Stada gelen G.Saray'lı taraftarlar iki saat kapıda bekletilmiş. Stad içinde tuvaletleri kilitli bulmuşlar. Su bile satılmıyormuş. Bu arada tribünlerden "Öleceksiniz..." yollu anonslar yapılıyor seyirci "a..a..göreceksiniz" diye tempo tutuyormuş. Gözlemciler ne bunları ne tribünlerden yağan maddeleri görmemiş..
Sadece onlar olsa iyi.. TRT'deki spor programında anlı şanlı spor yazarları da üç maymunları oynuyordu geçen akşam. Bırakın çakmakları sahaya atılan koca koca su şişelerini bile görmemişlerdi. Artık neyi gördülerse...
Eyyamcı Federasyon 500 milyon lira ceza, (daha doğrusu teşvik primi) yazmış Fenerbahçe'ye... Bu teşvik tabii ayın zamanda G.Saray seyircisine de yönelik.. "Siz de yapın" diyorlar.. Umarız G.Saray seyircisi bu davete uymaz...
Akşam gazetesi spor yazarı ve kondüsyon uzmanı Turgay Renklikurt, fizyoloji kitaplarına dayanarak şöyle diyor:
"... Herhangi bir kişinin var olan gücünü tam olarak ortaya koyması için beynin ilgili organlara saniyede en az 50 adet YAP uyarısı yollaması gerek. Ancak, bilinçaltında oluşan bazı değişiklikler, ters motivasyon unsuru olarak devreye girer ve beyin az sayıda YAP uyarısı yollanmasına etmen olursa, insan gücünün tümünü ortaya koyamaz; koyar gibi yapar."
Özetle... "Moral ve motivasyon" herşeyden önemli...
Taksim Toplantıları'nın önceki akşamki konuğu eski Bakan ve Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Atilla Karaosmanoğlu idi... Atilla Bey 74 yaşına rağmen oldukça genç ve dinç görünüyordu. Toplantıya katılanların sık sık övgüsünü aldı. Şu mesajları verdi:1) Türkiye çok ciddi bir krizle karşı karşıyadır 2) Eğer Telekom yasası 15 Mayıs'taki İMF toplantısına yetiştirilmezse 5 milyar dolarlık borcun ödeme tarihi yaklaştığından Türkiye yeni bir krize girer 3)İMF ve Dünya Bankasından alınacak 15 milyar lira kredi bizi bu eylüle kadar idare eder... Yapısal reformlar yapılmazsa eylül sonrasında işimiz yine zordur...
Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz Telekom'un özelleştirmesine tamamen yurtsever kaygılarlarla mı karşıdır?
Önce belirtelim ki... Telekom'un özelleştirilmesine karşı çıkan yalnızca Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz değil.
Elektrik Mühendisleri Odası, Haber-Sen Sendikası ve Makina Mühendisleri Odası da özelleştirmeye şiddetle karşı.
Bu üç kuruluşun ortak basın toplantısında deniyor ki:
"Türk Telekomïun satışı basit bir özelleştirme operasyonu değildir. Türk Telekomïun satılmasına yönelik çabalar global enformasyon altyapısının oluşmasına yöneliktir ve ABD hegemonyasının daha kolay kurulmasını sağlayacaktır. Altyapıya kim sahip olursa, buradan tüm ticareti kontrol edecektir..."
Pekiyi...
Elektrik ve Maden Mühendisleri odaları ile Haber Sen, Enis Öksüz'ün özelleştirme karşıtı tavrını destekliyor mu?
Üç kuruluşun ortak bildirisine bakalım:
- "En Milliyetçi Hükümet" in iktidara gelmesiyle TT tarihinin en kötü yönetimine kavuştu. Sayısı binleri bulan tayinler, görevden almalar ve sürgünlerle Türkiye tarihinde eşine rastlanmayan bir siyasal kadrolaşma yaşanmakta. Teknik bilgi, teknoloji ve tecrübe gerektiren bu sektörde hiçbir teknik formasyonu olmayan kişiler sahte sınavlarla teknisyen olarak istihdam edilmeye başlandı. Kurum yüksek personel hareketliliği yanında iş bilmez siyasal kadrolara teslim edildi.
Sayın Öksüz'ün özelleştirme karşıtlıkları sadece arpalıklarını koruma güdüsüdür.
Sayın Öksüz'e soruyoruz; Uluslararası Tahkim'in Anayasamıza girmesi sırasında nasıl oy kullandınız?
Diğer kamu kuruluşları haraç mezat satılırken 'vatanseverliğinizi' neden göstermediniz?
Vatansever bir kişinin tüm yağma kararlarına karşı çıkması gerekmez mi?
Hoşlandığınız şeyi elde etmeye bakın, yoksa elde ettiğinizden hoşlanmaya zorlanabilirsiniz. Bernard Shaw