Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


CHP'nin, 10. Olağanüstü Kurultayı'ndan nasıl bir sonuç çıkacak? Kurultay, dibe vurmuş olan partiyi oradan alıp daha yükseklere taşıyacak bir sonuca mı vesile olacak yoksa vatandaşa "CHP cephesinde yeni birşey yok" mu dedirtecek?
Kurultay'a bir gün kala, CHP Genel Merkezi tam bir "arı kovanı"ydı. Her katta, her odada delegeler, harıl harıl kulis yapıyorlar. Hazırladıkları propaganda broşürlerini birbirlerine verip, birbirlerinden oy istiyorlar...Çünkü neredeyse herkes Parti Meclisi'ne aday...
Partiyi, Baykal' dan teslim alıp kimseye ters düşmeden Altan Öymen' e teslim eden Cevdet Selvi' yle konuşuyoruz.
Kurultay'da ne olur, ne biter? Hizipler, Genel Başkan'ın listesine karşı kendileri de ayrı listeler çıkarırlar mı? Çıkarırlarsa ne olur?
Selvi, , geçmişten ders alındığı konusunda fazla umutlu görünmüyor:
- Son kurultayda genel başkanlığa aday olan arkadaşlarımızın ayrı ayrı listeler çıkaracağını tahmin ediyorum. Ama öbür tarafta, Sayın Öymen de kendi listesini çıkaracak...İnşallah, geçtiğimiz kurultaylarda yaşanan bazı olumsuzlukları bu kurultayda yaşamayız.
Kasap et derdinde koyun can derdinde. Parti profesyonelleri Parti Meclisinde yer kapma savaşı verirken aydın vatandaş CHP'nin toplumun ilerici kesimini, gençleri, nitelikli orta sınıfı kavrayacak, partinin toplumla bağını kuracak, geleceği yakalayacak bir parti meclisi oluşturmasını bekliyor.
Bakalım Kurultay'dan nasıl bir tablo çıkacak?

Paramız pul...

Dilimizdeki yaygın bir deyim vardır: "Paramız pul oldu"... Deyim ilk bakışta biraz anlamsız görünür. Çünkü pul değerli birşeydir. Paranın pul olması halinde değerlenmesi söz konusudur. Acaba deyimi yanlış mı kullanıyoruz? Hayır... Paramız pul oldu derken kullandığınız "pul" sözcüğü posta pulu anlamına gelmiyor. İlk Osmanlı sikkesi Sultan Orhan zamanında (1326) Bursa'da basılmış, daha sonraları "akçe"nin küsuratı olarak "pul", "mangır" ve "çırık" adı verilen bakır sikkeler tedavüle çıkartılmış. Para "pul" oldu derken o zamanki "pul" yani değersiz bakır para kastediliyor.

Otomobil ve müzik

Türkiye'de otomobil tanıtımlarında genellikle güzel bayanlar kullanılır. Manken hanımlar otomobilin içinde veya önünde bacaklarını açar, vatandaşın bacakları dikizlerken otomobili farkedeceği düşünülür. Batı'da bu işler inceltilmiş. Örneğin İngiltere'de Rover marka otomobillerin son modellerinin tanıtımında bacakların değil klasik müziğin çekiciliğinden yararlanıldı. Vanessa Mae'ye son model Rover üzerinde küçük bir açık hava konseri verdirildi. Böylece otomobillerin daha zarif ve asil bir görüntü kazanacağı düşünüldü. Bacak sergisinden daha akılcı bir yöntem. Değil mi?..

***
Şeriatçıların hakaret kasetlerinin ardı arkası bitmiyor...
Arabesk yaşam tarzının yerini şeriatbesk yaşam tarzı aldı.
***

Müfettişin hali...

Yolsuzlukların, vurgunun ayyuka çıktığı bir yapı içinde "kamu" adına iz sürmelerini istiyoruz onlardan... İpin ucunu bir yerden tutup "düğümü" çözmelerini... Halkın parasının hortumlanmasına, çar çur edilmesine engel olup bunu yapanları ortaya çıkarmalarını bekliyoruz.
Onlar... Kamuda görev yapan denetim elemanları ve müfettişler... Devletin yağmalanmasını önlemek için koşuşturan insanlar...
Peki.. Bunca ağır bir görevi sırtına yıktığımız bu insanlara "Halin nedir?" diye soran var mı?.. Eğer olursa alacağı yanıtı bir müfettiş okurumuzun ağzından aktaralım:
- Almış olduğumuz harcırahlar 1982'den bu yana maaşlara nazaran 2.8 kat değer kaybetti. 1982'de maaşın yüzde 120'sine tekabül eden harcırah, 1999'da maaşın yüzde 43.1'ine kadar geriledi. Şu an ikametgahlarımız dışında göreve gittiğimizde ödenen günlük, yalnızca 4 milyon 550 bin liradır. Birinci sınıf lokantada bir öğün yemek parası yani... Müfettişin turne süresi 5 - 8 ay arasında değişir. Bu süre içinde evimizden uzak devlete hizmet ediyor, bedelin bir bölümünü de maaştan ödüyoruz. Bu hale geldik... Unutulmamalı ki; vurgunun, hırsızlığın, savurganlığın önlenmesi etkin denetimden geçiyor. Bunun ön şartı da, denetim elemanının mali açıdan motive edilmesi.. O yüzden kamu denetçilerinin özlük hakları en azından 1980'ler seviyesine getirilmeli.
Bir kamu kuruluşunda başmüfettiş olarak çalışan diğer bir okurumuz ekliyor:
- Eskiden "Müfettişin parası pul, karısı dul" derlerdi. Bu gidişle "Müfettişin parası da olmaz, karısı da!" denecek. Henüz bir yuva kurmamış meslektaşlarımızın ömür boyu bekar kalmalarından korkuyorum. Bu maaşa kim kız verir?
Kamu denetçilerine göre maaş ve harcırahların komik düzeyde kalması tesadüf değil. Gerçek sebebi Başmüfettiş okurumuz şöyle izah ediyor:
- Çoğu kere soyguna karşı çıkıp görevlerimizi yaptığımız için sürülür, cezalandırılırız. Maaş ve harcırahların bu düzeyde olması da "cezalandırma"nın bir türü bence. Sırf görevdir diyerek bazılarının çıkarlarına engel olduğumuz için maddi açıdan da okka altındayız...

***
İngiltere'ye yerleşen Temel bir şirket kurarak gazetelere ilan vermiş.
"Eleman aranıyor"
(İngilizce bilenler tercih edilecektir.)
***





Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr