Siyasette esen helalleşme rüzgârı ister istemez vatandaşı da etkiliyor.
Müsavat Sabırtaşı adlı emekli yurttaşımız aradı telefonla:
- Melih Bey, dedi, ben de helalleşme turlarına başladım.
- Öyle mi? Nereden başladınız?
- Bizim süper marketin et satış reyonundan.
- Pek anlamadım, nasıl yani?
- Reyondaki kuzu pirzolalara uzun uzun baktım. Kilosu 240 lira olmuş. Son olarak birkaç yıl önce bahçede ızgara yapmıştık. Yağları alevlerin üzerine damlarken cazır cazır sesler çıkarıyordu. Nar gibi olmuşlardı. Ağzıma attığımda helva gibi dağılıyordu.
- Eeee...
- Pirzolayla bu sıcak etkileşim içinde helalleştik. Bir daha ömrü hayatımda yer miyim yemez miyim bilinmez.
- Hay Allah, hüzünlendim şimdi.
- Yok efendim, normal bunlar. Pirzoladan sonra antrikot ve bonfileyle de helalleştim. Farkında olmadan ağzımı şapırdatmışım.
- Sonra?
- Kuru yemiş reyonuna geçtim. Badem, ceviz, Antep fıstığı helalleşme listemdeydi. Onlara da uzun uzun bakarak eski günleri andık. Yılbaşı geceleri ne güzel atıştırırdık.
- Başka?
- Baklava ve kadayıfı tabii ki ihmal etmedim. Bakıştık.
- Bundan sonra işiniz zor beyefendi. Siz her gün helalleşme turuna çıkacaksınız demektir.
- Ne yaparsınız beyefendi. Hepsinin bize hakkı geçti. Zamanında bize tat verdiler. Onları birden terk edemeyiz ki... Tabii haklarını helal etmelerini isteyeceğiz.
- Siz ne yiyip içeceksiniz?
- Ne bulursak artık. Memleketimiz zengin beyefendi. Kimse aç kalmaz. Yeter ki şükretmesini bilelim. Buna da şükür.
ZOR DOSTUM
Muhalefetteki altı partinin liderleri bugün (cumartesi) bir masa etrafında buluşarak Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerisini açıklayacaklar. 23 sayfalık Parlamenter Sistem protokolünün hazırlığı beş ay sürdü. Son olarak masada oturma düzeni tartışıldı, sonunda yuvarlak masada karar kılındı.
CHP için kolay yol, anlaşmakta zorluk çekmediği İyi Parti ile yan yana yola çıkmaktı. Adayı anketler zaten belirlemişti. Küçük dört parti yani DEVA, Gelecek, DP ve Saadet Partisi Meclis’e milletvekili sokabilmek için CHP’den ricacı olacak, oylar da doğal olarak Millet İttifakı’na akacaktı.
Kemal Kılıçdaroğlu zor yola saptı, altı partili eşit ağırlıklı ittifak modeline yöneldi. Kararları birlikte vereceklerini her fırsatta açıklıyor. Oyları yüzde 1 - 2 civarında dolaşan Gelecek Partisi, DEVA ve Saadet Partisi, ittifak teklifi karşı taraftan geldiği ve kendilerini eşit ağırlıkta gördükleri için zor isteklerde bulunuyor, yönetimde söz ve pay sahibi olmak istiyorlar.
Yeni cumhurbaşkanı bir yandan ağır sorunlarla boğuşurken, bir yandan da politik çizgileri hayli farklı diğer beş partinin taleplerini nasıl yerine getirecek? Bizde iki üç partili koalisyonlar yürümezken altı partili koalisyon nasıl yürüyecek? Her karar birlikte alınacaksa cumhurbaşkanı nasıl iş yapacak? Soru işaretleri çok fazla.
HOLLANDA
Hollanda’nın tarım alanları Türkiye’nin 25’te biri genişliğinde.
Ancak Hollanda geçen yıl 118 milyar dolarlık ihracat yapmış.
Türkiye’nin tarım ürünü ihracatı ise 25 milyar dolar.
Yani Hollanda’nın dörtte birinden daha az.
Bu arada Türkiye’nin nüfusu 84 milyon.
Hollanda’nın 17 milyon.
Bu rakamları veren Hıncal Uluç sütununda sormuş:
“Cumhuriyet tarım bakanları içinde, gidip ‘Hollanda Tarım Mucizesi’ni gezen, gören, inceleyen oldu mu?”
Bir soru daha: Hollanda mucizesi bizim muhalefet partilerinin programlarında yer alıyor mu? Hiç gözümüze ilişmedi.
SWIFT
Yazar Jonathan Swift, 17. yüzyılın dertlerini anlatırken:
“Ancak birbirimizden nefret edecek kadar dindarız, birbirimizi sevecek kadar değil” diyor.
Din kitaplarıyla insanları dostluğa da düşmanlığa da yöneltebilirsiniz.
Din adamlarının, çağlar boyunca kralların ve siyasetçilerin güdümünde oldukları için dini daha çok toplumu kamplara bölmek için kullandıkları bilinir.
Farklı dinlerin yarattığı bölünme yetmemiş, aynı din içinde tarikatlar, cemaatler, mezhepler oluşturulmuştur.
Bu konularda ya hassas olacaksınız ya bizim gibi kapıp koyvereceksiniz.
Mesele hassas. Ne kadar mı?
Mesela bazı Batı ülkelerinde din eğitimi almış kişilerin siyasete girmesine izin verilmemektedir. O kadar.
AMBROSO
Gençler ileriye bakarlar, çünkü arkalarında hiçbir şey yoktur; yaşlılar geriye bakarlar, çünkü önlerinde hiçbir şey yoktur.
***
Bu dünyada herkes deli. Deliliğini analiz edebilene filozof deniyor.
***
Tartışma sevenlerden uzak durun. Bir tanıdığın sen ona “Nasılsın?” dediğinde “Bilakis, asıl sen nasılsın?” diye cevap veriyorsa yoluna devam et.
***
Dünyamız, insanlar birbirini itekleyip aşağı düşürmesin diye küre şeklinde yaratılmıştır.
Ambroso Bierce