* Bazı bankaların deprem için toplanan paraları vadesiz mevduatta tuttukları, repo gelirini kendi kasalarına attıkları yolunda ihbarler var. İlgililerin (varsa) dikkatine...
(Göktan Gürcü)      * "Eğer gelecek depremlere karşı önlem aranıyorsa işe nüfus artışını kontrolla başlanmalı... Çünkü konut talebini körükleyen etkenlerin başında nüfus artışı geliyor." (Dr. Erdin Uzunoğlu)
      * "Milletvekilleri birer maaşlarını depreme bağışlamayı düşünmüyor mu? Hükümet kendi elindeki lüks mersedesleri satarak işe başlasa ya..."
(Fazlı Berber)
      * "Depreme 1,5 milyar dolar bağışlıyorum. 1,5 milyar dolar paramızı alıp Cavit Çağlar'
ın cebine koydular. Alıp o parayı kullansınlar" (Koray Seçkin)
      *"Deprem olağanüstü bir telefon trafiği yarattı. Türkcell ve Telsim'in 17 - 24 Ağustos arası yapılan konuşma ücretlerinin yarısını depreme bağışlamasını öneriyorum"
(Zeynep Savcı)
      * Halkın depreme yardım için cebindeki son kuruşunu çıkardığını gördüler. O paraya gözlerini diktiler. Deprem vergisi vermek istemiyorum (Yüzlerce okur)
      * "Haramzadelerin cebindeki kara parayı deprem bölgesinde aklasınlar"
(Bir grup okur)
      * Zengin müteahhit cep telefonu için 50 milyon TL vergi ödeyecek. Benim gibi bir dar gelirli de aynı parayı ödeyecek. Ne adalet! (Sırrı Gülmez)
     Â*"Yaptıkları çürük binalar yüzlerce kiÅŸiye mezar olan Ceylan Ä°nÅŸaat, Yüksel Ä°nÅŸaat gibi firmalar bu binaları yeniden yaparak sahiplerine vereceklerini neden açıklamıyorlar?"
(Z.Y)
Enkaz denize
      Deprem bölgelerinde enkazlar dev kamyonlarla denize dökülüyor. Delil karartıldığı gibi... Doğaya karşı yeni suçlar işleniyor.
      Almanya'nın Münih kentini gezenler bilir. Olimpiyat Stadı'nın yanında yüksek ve uzun tepeler vardır. Almanlar İkinci Dünya Savaşı'nın enkazını uygun bir alana yığmış, üzerini toprakla örterek yeşillendirmiştir. Bu tepeler şimdi park ve rekreasyon alanıdır. Neden bu tür çözümler düşünülmez? Neden doğa tahribatının cezalarını peşpeşe gördüğü halde bizim toplum bir türlü akıllanmaz?..
Ar hattı
      İstanbul Belediye Başkanı
Müfit Gürtuna "Çatlayan fay hattı değil, insanlığın ar damarıdır" diyor ve ekliyor:
"Sağlıksız ve bilinçsiz yapılaşma binaları toplu mezara dönüştürmüş. Bu bir utançtır..."
      Ali Müfit Bey geçen dönemde
Recep Tayyin Erdoğan'ın yardımcısıydı. İstanbul'daki kaçak yapılaşmaya seyirci kaldıkları gibi bu yapıları plana sokarak kaçak olmaktan çıkardılar. Mimarlar Odası'nı devreden çıkardılar. En büyük kaçak yapılaşma RP'li belediyelerde yaşandı. Seyrettiler. Eleştirmeleri gereken önce kendileridir. Halkı aptal yerine koymasınlar.
      *
Eskiden Vatan - Millet - Sakarya diyorduk. Sakarya yıkıldı. Tanrı Vatan ve Millet’i korusun.Resmen alçaklık
      Kuveyt'te yayımlanan Al - QABAS adlı gazetenin, Dışişleri Bakanı
İsmail Cem'in bu ülkeyi ziyaret ettiği geçen salı günü attığı manşet:
     Â
"Türkiye'de mafya depremzedelerin çocuklarını satıyor"      Depremle ilgili manşet haber olarak bula bula bu yalanı bulmuşlar.
      Gazete kupürünü Kuveyt'ten gönderen okurumuz:
     Â
- Alçaklar, şerefsizler, diye isyan ediyor. Az bile...
      Bu gazetenin Türkiye muhabiri
H.M aynı zamanda Kuveyt Televizyonu ile Arap Yarımadasının en çok izlenen kanallarından MBC'nin de muhabiriymiş. Her fırsatta Türkiye'ye kin kusmayı adet haline getirmiş.
      Türkiye Körfez savaşında Irak'a karşı Kuveyt'in yanında yer aldı. Bu savaştan 20 milyar dolar zararla çıktık. Teşekkür yerine yapılan alçaklığa bakın.
      Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nün bütün bunlardan haberi var mı?
Müteahhide koruma
      Hükümet ve devlet hırsız müteahhidi korumaya almış görünüyor.
      Cumhurbaşkanı'nın daha ilk günden başlayarak verdiği :
     Â
- Deprem bir takdir - i ilahidir, kimseyi suçlamayalım, demeçleri bu amaca yönelikti.
      Başbakan
Ecevit aynı çizgide... Le Nouvel Observateur dergisine verdiği demeçte bakın ne diyor:
     Â
- Sorumlulukları tespit etmek hemen hemen imkansız. Teknik Üniversite profesörleriyle bu konuyu uzun uzun tartıştım. Hasarları hakimlere ve uzmanlara sunmak gerekir. Ancak o zaman da sanık hemen şöyle diyecektir:       "Bu benim yaptığım inşaata ait değil, komşununkine ait".
Böyle bir yıkıntı içinde bu nasıl tespit edilebilir?"
      Bu sütunda günlerdir hukukçuların çağrılarını yayınlıyoruz. Yargıç ve bilirkişi eşliğinde enkazlardan birer torba nümune alınarak mühürlenecek. İlerde açılacak davaya kanıt olacak. Devletin yaptığı delil tespiti ortada dururken müteahhit nasıl kıvırtır? Başbakan vatandaşa hakkını arama yolu gösterecek yerde hırsız müteahhide yol gösteriyor. Akıl alır gibi değil.
      Adalet Bakanı'na gelince... O da havaya uymuş...
      Vatandaşın hakkını arayabilmesi için öncelikle deprem bölgesinde mahkeme harçlarının kaldırılması ve savcıların harekete geçirilmesi şart. Bölgedeki savcıların delil tespiti yapılmadan enkazın kaldırılmasına izin vermemesi gerekiyor. Adalet Bakanı bu konularda suskun. Devlet deprem bölgesinde delillerin karartılmasına seyirci. Hatta destekleyici...
      Avcılar Belediye Başkanı M. Değirmenci yanına noter ve bilirkişi alarak enkazlardan demir ve çimento örnekleri aldıklarını, bunları mühürleyerek sakladıklarını söyledi dün televizyonda. Ayrıca yıkık binaları kamerayla saptıyorlarmış.
      Bir belediye başkanının işi değil bu. Ancak vatandaşın hakkını korumak adına iş edinmiş. Adalet Bakanlığı ise asli görevi olduğu halde bu işi savsaklıyor. Depremzedelerin gelecekte talep edeceği tazminatın kanıtları dev kamyonlarla denize dökülüyor. Yazık günah...
      *İlhan Selçuk 'un dünkü yazısından özet:
     Â- Yunan kanı, Amerikan ilacı, Ermeni yardım ekibini istemem diye ayaÄŸa kalkan SaÄŸlık Bakanı Osman DurmuÅŸ, Ä°MF'nin tüm koÅŸullarına evet dedi. Bu yoldaki yasaları destekledi. Åžimdi çaÄŸdışı ırkçılığın gösterisini yapıyor.
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr