Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu sütunda her gün kısa ve hoş esprilerini okuduğumuz Haldun Ertem'in kim olduğunu soruyor bir okurumuz. Efendim kendisinin coğrafi konumu ve işi de hayli esprili bir durum arz eder... Kendisi halen İngiltere'de lokanta yöneticisi olarak çalışmaktadır. Yolunuz Londra'nın Waterloo semtindeki TAS adlı lokantaya düşerse... Haldun Ertem'i orada mutfaktan kasaya veya o masadan o masaya koşarak müşterileri memnun etmek için ter dökerken görebilirsiniz. 40'lı yaşlardadır... Sabahları ilk işi internette gazeteleri okumak, peşinden oturup Açık Pencere'nin esprilerini yazmaktır. Haldun Londra'da yaşar ama Türkiye'yi doğrusu pek çoğumuzdan daha yakından izler. Olaylara birkaç satırla en güzel teşhisi koyar. Sorulduğunda esas mesleğinin gazetecilik olduğunu söyler... Ne var ki gazeteler gazetecilere her zaman onları yaşatacak paralar veremediğinden, Haldun gibi arkadaşlar bazen bu mesleği yaşam canbazlıklarıyla sürdürürler... Bu soylu meslektaşımıza tüm okurlar adına teşekkürlerimizi yolluyor, başarılarının devamını diliyoruz... Haldun'dan... götürmeli" demiş.Devamını getirelim: "Bu şekilde götürmek daha kolay olur..."***Türkiye'deki evlerin ancak yüzde 3'ünde internet varmış.Öyle olduğu 3 Kasım'da belli olmuştu zaten... Tayyip Erdoğan, "Bir yönetim iktidara geldiğinde üst bürokratlarıyla gelmeli, giderken bürokratlarını da Gelse o günler... "Hızır gelip de bir kez daha ömrümün bir bölümünü yaşama fırsatını verse ben ilk yılları seçerim. Patlak ayakkabılarım, yarı aç midem, üşüten giysilerimle Cumhuriyet'in ilk yıllarını... Çünkü saygın bir ülkenin onurlu vatandaşlarıydık..."Evet.. O da bir devir idi karıştı zamane... Onurlu bir devir... Aydın Boysan son kitabı "İstanbul'un Kuytu Köşeleri"nde bize hoş bir eski İstanbul turu yaptırıyor. 82'inci baharını sürdüren Aydın Ağabey hangi zamanları özlediğini şöyle anlatıyor: CIA sitesinde Türkiye Dünyanın en ünlü ve en güçlü haber alma örgütü olarak bilinen CIA'in internet sitesinde dünya ülkelerine ayrılmış bir bölüm var. Türkiye ile ilgili bölümde komik bilgilere rastlanıyor. Örneğin Türkiye'nin yüzölçümü "Texas'tan büyükçe" olarak tanımlanıyor. Güncelleme tarihi olarak 19 Mart 2003 veriliyor. Buna karşın DİSK Başkanı olarak Rıdvan Budak, Türk-iş Başkanı olarak Bayram Meral, TÜSIAD Başkanı olarak Muharrem Kayhan, TOBB Başkanı olarak da Fuat Miras'ın adları okunuyor... Bir zamanlar kılı kırk yaran CIA... Göründüğü kadarıyla artık istihbaratta nal topluyor. Trafiğin sırrı Lüks bir otelde yabancı bir ülkenin büyükelçisine asansöre binmesi için yol verilir. Büyükelçi der ki:- Siz Türkler bir yere girerken, merdiven başında, asansöre binerken ve yolda yürürken birbirinize verdiğiniz yolu bir de trafikte verseniz sizin kadar nazik ve değerli insanlar olamaz, trafik kazaları da çok azalır..." Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Feyzullah Aslan, "Gül, Güldür, Düşündür" adlı kitabını göndermiş. Polisle ilgili sözler, fıkralar, espriler, yaşanmış olaylar, ne ararsanız bulabilirsiniz içinde... Oradan küçük bir bölüm... Atatürk diyor ki... "Muhterem milletime tavsiyem şudur ki; sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki ve vicdanındaki cevher - î asliyî çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an vazgeçmesin!" Yüksek görev Türkiye'de 30 yaşında bir lise mezunu Başbakan olabiliyordu... Ancak TRT Genel Müdürlüğü için 40 yaş ve üstelik yüksekokul mezuniyeti şart koşulmuştu. Demek ki TRT Genel Müdürlüğü Cumhurbaşkanlığıyla eşdeğerde çok yüksek bir görevdi...Osman Özsoy şimdi bu yüksek göreve seçilecek asil kişiyi merak ediyor. Haliç Üniversitesi Öğretim Üyesi Doçent Osman Özsoy TRT Genel Müdürlüğü için adaylık başvurusunda bulundu. Birkaç gün önce kendisine RTÜK'ten bir yazı geldi. Adaylığı kabul edilmemişti. Sebep? Çünkü Özsoy 39 yaşında olup henüz 40'ından gün almamıştı. Osman Özsoy durdu düşündü... Yazar ve aydınlar Savaştan ve Sam Amca'dan yana tavır aldılar.Milliyet Sanat'tan Ilgın Sönmez'in bir sözü taş gibi yerine oturdu:"Yazarları aydın olmayan tek ülkeyiz." m.asik@milliyet.com.tr Güneydoğu'da kan akarken savaşa ve devlete karşı duygulu çıkışlar yapan çok satar ünlü romancılar Irak savaşında susup oturdular.