ÂBaba yine yapacağını yaptı (!) ve 72 sanatçıya daha "Devlet sanatçısı" ünvanı verdi. Listede yer alan isimlerden bir bölümüne kimsenin diyeceÄŸi yok. Ama ya diÄŸer bölümü?.. Ä°nsan bunlara bakınca listeye alınmayan nice isme haksızlık yapıldığını, haklarının yendiÄŸini düşünmeden edemiyor! Kimler mi örneÄŸin?.. "Hakkı yenen gazeteci" Fahrettin Fidan'a kulak veriyoruz:
     ÂUzaylı sanatçı Mustafa TopaloÄŸlu, aÄŸzı bozuk sanatçı Huysuz Virjin, müstakbel sanatçı - kurye kız Dilek, titreyen ÅŸarkıcı Azer Bülbül, jiletleten sanatçı Müslim Gürses, silikonlu sanatçı Sevda Demirel, delikanlılığın kitabını yeniden yazan sanatçı Hakan Taşıyan, herdaim aÄŸlayan sanatçı DoÄŸuÅŸ, Kumkapı Güzeli Zeynep UludaÄŸ, Sulukule Güzeli Güllü, kadın düşmanı sanatçı Levent Oran, Kahtalı Mıçı, Sivaslı Cindy, Baba (!) sanatçı Selçuk Ural, koca (!) sanatçı Hakan Ural, iki çocuklu ana sanatçı Sibel Can, Medyum MemiÅŸ, Balık Ayhan, Alık medyum Keto, Sisi, Rober Hatemo, Küçük Onur, Orta Ä°bo, Küçük Ä°bo, Büyük Ä°bo, Mehmetçik sanatçılar Serdar Ortaç ve Tarkan, Aldo, Yıldo, erkekkkkk sanatçılar (!) Dr. Bilal, Fatih Ãœrek, Aydın vs...
      Canon firması, internette "Şampiyonlar Ligi'ni kim kazanacak?" konulu bir anket düzenlemiş.. Adaylarını da saymış: Real Madrid, Juventus, Barcelona, Milan ve Manchester United... Diğerlerine oy verilemiyor. Şimdiye kadar gelen oylara bakılırsa, Juventus "şampiyon" görünüyor.
     ÂGalatasaray'ı ise (baÅŸka bir yere yakıştıramamış olmalılar ki!) "En saldırgan takım"lar kategorisinde birinci sıraya koymuÅŸlar. Bu kategoride Cim Bom'u Kaiserslautern, Sturm Graz, Porto ve Eindhoven izliyor.
     ÂDiÄŸer kategorilerin de sadece birincilerini aktaralım: Futbolu göze en hoÅŸ gelen takım: Ajax... Turnuvanın sürpriz takımı: Rosenborg... En iyi golcü: Mijatoviç (Real Madrid)... En Yaratıcı Futbolcu: Dennis Bergkamp (Arsenal)... En iyi defans oyuncusu: Jaap Stam (Manchester United)... En Serinkanlı Oyuncu: Edgar Davids (Juventus)
      Ne diyelim, pes doğrusu... İyisi mi bırakalım son sözü bizim çocuklar sahada söylesin!..
      İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ilanının 50'inci yılı nedeniyle Fransa'nın başkenti Paris bir dizi etkinliğe sahne olurken Elysee Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Jacques Chirac dün anlamlı bir yemek daveti verdi.
      Yemeğe Elie Wiesel, Jose Ramos Horta, Rigoberta Menchu gibi Nobel Barış Ödülü sahipleri davetliydi... İlginç olan... Liberation gazetesinin manşetine çıkacak kadar ilginç olan ise... Şu günlerde Paris'te bulunmasına rağmen Tibetli ünlü lider Dalay Lama'nın davete çağrılmamış oluşuydu...
      Ülkesi 1950 yılında Çin tarafından işgal edilen Dalay Lama, 1959 yılından beri sürgünde yaşıyor. Peki ama.. 1989 yılında Nobel Barış Ödülü'ne değer görülen Dalay Lama, Elysee Sarayı'ndaki davete acaba neden çağrılmadı?..
      Çünkü Fransa Çin'i darıltmaktan çekiniyor... Ayrıca 10 Aralık'ta Chaillot Sarayı'nda yapılacak olan davete Küba'dan İran'a kadar pek çok ülkeden rejim muhalifi çağrıldığı halde... Sürgündeki Çinli demokratlar da bu davete çağrılı değil... Fransız hükümeti, çıkarları söz konusu olduğunda insan hakları savunucularından yana değil, ihlalcilerden yana tavır alabiliyor.
      Fransa'nın bu ikiyüzlülüğü Fransız basınına manşet olacak kadar çarpıcı... Bütün bunları Batı'nın insan haklarına sahip çıkmasındaki isabeti çürütmek için yazmıyoruz. Tam tersine... Bu sahip çıkış sırasındaki kimi samimiyetsizlikleri not etmek istiyoruz. Yoksa... Bir Kürtçe ya da Ermenice şarkıya tahammül edemeyecek kadar geride olduğumuz İnsan Hakları kulvarında başkalarını eleştirecek durumda değiliz. Bunu da biliyoruz.
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr