FP İstanbul milletvekili Merve Kavakçı'nın başörtüsüyle yemin edebileceğini savunan Fazilet Partililerin gerekçeleri biliniyor:
"TBMM İçtüzüğü, bayan milletvekillerinin tayyör giymesini zorunlu kılıyor, başlarıyla ilgili hiçbir düzenleme getirmiyor..." vb...
Arkadaşımız Fahrettin Fidan, Fazilet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül'e bu mantıkla ilgili bir - iki soru yöneltti dün:
- Sizin savunduğunuz mantığa göre, bir bayan milletvekili peçe ile yemin edebilir, değil mi?
- Olmaz. Hayır, edemez!
- Niçin? Hani İçtüzük'te başla ilgili bir düzenleme olmadığı için milletvekili başını örtebilirdi?
- Peçe Türkiye'nin gerçeği değil de ondan.
Bir milletvekilinin TBMM kürsüsünde türban simgesiyle "Laik Cumhuriyete... Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağına..." yemin etmesi Türkiye gerçeği midir?.. Ne zamandan beri?.. Bu soruyu da biz sormuş olalım...
Mevlana'dan bugüne...
Aşağıdaki satırları
Mevlana Celaleddin Rumi'nin konuşmalarından oluşan
"Fihi Ma Fih" adlı kitaptan aldık... Bakınız,
Mevlana, 13'üncü yüzyılda, bundan yaklaşık 600 yıl önce, kadının örtünmesinde ısrar edenlere neler söylüyor:
"...Kadına her ne kadar tesettür ile emr edersen, onda kendini göstermek dağdağası daha ziyade olur. Ve onun saklanmasından halkın o kadına olan rağbeti, daha mütezayid bulunur (artar). Binaenaleyh sen, iki tarafın rağbetini teşdid edip (şiddetlendirip) duruyorsun; ve ıslah - ı emr eylediğini zannediyorsun. Halbuki o yaptığın / ayn - ı fesaddır. Eğer o kadının gevheri (cevheri) su - i fiile hahişger (istekli) değilse, men' etsen de etmesen de o, iyi ve pak olan fıtratına (yaratılışına) göre hareket edecektir. Müsterih ol ve müşevveş (içi karışmış) olma! Ve eğer bunun aksine olursa, yine böylece kendi tarik ve tab'ına (gücüne) göre hareket eyliyecektir. Onu men' etmek, rağbetin izdiyadından (artmasından) başka bir şeye yaramaz..."
*
Cihan Demirci’den LAFORİZMATürbanı siyasi bir örtü haline getiren Fazilet nihayet ilk Merve'sini verdi!..Bir bilmece
Newyork'tan Los Angeles'a giden uçakta cingöz bir avukat ile sarışın aptal görünüşlü bir hanım yanyana oturuyorlar. Avukat hem hanımla yakınlaşmak hem hoşca vakit geçirmek için bir oyun teklif ediyor. Kabul görünce oyunu anlatıyor:
- Size bir soru soracağım, cevabı bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz, sonra siz soracaksınız bilemezsem ben size 50 dolar vereceğim.Ve ilk soruyu soruyor:
- Ay ile dünya arasındakı uzaklık ne kadardır? Kadın tek söz söylemeden çantasından 5 dolar çıkarıp adama uzatmış.
Soru sorma sırası sarışına gelmiş:
- Tepeye üç ayakla tırmanıp dört ayakla aşağı inen şey nedir?Adam dakikalarca düşünmüş... Yanıtı bulamamış... Cüzdanından 50 dolar çıkarıp kadına uzatmış. Kadın parayı kibarca alıp çantasına koyarken avukat merakla sormuş:
- Cevap ne?Kadın tek kelime etmeden çantasını açmış ve 5 dolar çıkarıp adama uzatmış...
*
Eğer etkin olmak için kendinizi çok küçük buluyorsanız gece yatağınızda hiç sivrisinek tarafından ısırılmamışsınız demektir. B.ReeseErbakan uymuştu!
FP İstanbul milletvekili
Merve Kavakçı'nın başı kapalı olarak yemin etmesine izin verilecek mi, verilmeyecek mi?.. Cumhuriyet Meclisi bu konuda yarın önemli bir sınav verecek... Peki, TBMM daha önceki yemin törenlerinde buna benzer bir sıkıntı yaşamış mıydı?.. 1960'lı yıllarda birkaç dönem Meclis Başkanlığı yapmış, Adalet Partisi'nden seçilmesine karşın partisiyle ters düşme pahasına tarafsız tutumuyla sağcı - solcu bütün milletvekillerinin saygısını kazanmış TBMM'nin unutulmaz başkanlarından
Ferruh Bozbeyli'ye soruyoruz soruyu... Anlatıyor:
- Yıl 1969...
Necmettin Erbakan Konya'dan bağımsız milletvekili olarak seçilmiş, Meclis'e gelmiş... O günlerde ortalığı bir söylenti kaplamıştı. Kimilerine göre Sayın
Erbakan yemin metnini kendine göre değiştirecek okuyacak... Kimilerine göre "laiklik" sözcüğünü kullanmayacak... Kimilerine göre de kullanacak ama önce kendi anladığı laiklik anlayışının açıklamasını yaptıktan sonra kullanacak... Ortalık bu yüzden müthiş gergindi... Ama yemin günü geldiğinde gördük ki, Sayın
Erbakan yeminini metne aynen sadık kalarak yaptı.
Kendileri yeminden bir - iki gün sonra beni ziyarete geldiler.
"Siz" dedim,
"yemininizi, metne sadık kalarak yaptığınız için bütün üyelerden alkış aldınız. Böylece beni de zor bir durumdan kurtarmış oldunuz. Size teşekkür ediyorum..."
Sayın
Erbakan'ın bu sözlerime verdiği yanıt aynen şu oldu;
"Aslında ben kendi kendime göre bir yemin edecektim. Bu düşüncemi çok saygı duyduğum bir hocama danıştım. Bana verdiği cevap, `Senin milletvekili olarak inançların için yapacağın çok önemli şeyler var. Böylesine basit birşey için milletvekili olmanı tehlikeye sokacak davranış içine girme...'
Ben de hocamın bu tavsiyesini dinledim ve yemini metne sadık kalarak yaptım..."
O tarihte uyumlu davranan
Erbakan, şimdi neden
Merve Kavakçı'yı türbanla yemin kürsüsüne çıkmaya teşvik ediyor?.. Siyasette daraldığı, umudunu iyiden iyiye din istismarına bağladığı için mi?.. Yoksa neden?..
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr