Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Melih AŞIK

TBMM'de kurulan alt komisyonun sorusu üzerine, Maliye Bakanlığı yenilenen Genel Kurul salonundaki milletvekili koltuklarının gümrükten çıkış fiyatının 1732 dolar olduğunu bildirdi.
Mesa - Nurol firması ise koltukları 4861 dolardan fatura etmiş.
Koltuk başına net 3139 dolar kar...
Bırakalım bir yana izleyiciler ve Cumhurbaşkanı için alınan koltukları.
Sadece 550 milletvekilinin koltuğundan Mesa'nın sağladığı kar (avanta) "1 milyon 700 bin dolar" ı buluyor... Türk lirasıyla 3,8 trilyon lira...
Ve sadece 550 koltuktan sağlanan avanta, Titan şirketinin götürdüğü parayı aşıyor.
Titan'cılar şu anda hapiste biliyorsunuz.
Maliye Titan'ın mallarına el koyuyor. Hesaplarını araştırıyor.
Ayın Maliye, Mesa - Nurol'la nedense hiç ilgilenmiyor.
Oysa Mesa'nın icraatı Titan'dan daha vahim.
Titan, hiç değilse "alan razı veren razı" hesabı, ne yaptığını bilerek ve isteyerek para yatıranların marklarını kullanmış.
Mesa - Nurol ise sizin - bizim, işçinin - memurun, fakirin -fukaranın vergilerinden toplanan parayı götürmüş. Hem de kimsenin haberi olmadan.
Maliye gibi Meclis Başkanlığının olaya kayıtsız kalması da çok ilgi çekici.
Kalemli döneminin Başkan Sekreteri Necdet Basa ve yardımcısı Fahri Görgülü dev yolsuzlukta adları geçen isimler. Meclis Başkanı Hikmet Çetin, soruşturmanın selameti için bu isimleri açığa alacak yerde... Onları kendine danışman yaptı. Alt Komisyon Başkanı Kamer Genç bu isimlerin soruşturmayı engellemeye çalıştığını söylüyor sık sık... Meclis Başkanı Hikmet Çetin oralı olmuyor. Çetin'in koltuk yolsuzluğu patladıktan bu yana süren kayıtsız tavrı çok ilgi çekiyor.

Atatürk Hava Limanı yolcularını taşıyan Havalimanı Taksi'nin kulaklarını çok çınlattık son zamanlarda. Kimi sürücülerin yakın mesafeyi duyunca yüzlerini astıklarını... Kimilerinin yolu uzatmaya çalıştıklarını.. Kaydettik. Ve birkaç gün önce Havalimanı Taksi'yi yöneten Taksiciler Kooperatifi'nin Başkan Yardımcısı Fuat Can ile arkadaşları geldi ziyaretimize. Dosyaları açarak, 399 taksi ile İstanbul'un en büyük şirketini oluşturan Kooperatif'in çalışmalarını anlattılar. Dediler ki:
- İki haftada bir eğitim çalışması yaparak şoförlerimizi eğitiyoruz.
- Kontrol aracımız kentin belli köşelerinde mevzilenerek şirketimize bağlı taksilerin sürücülerini alkol testlerden geçiriyor.
- Alkollü sürücüyü veya fazla para alanı önce belli bir süre ihraç ediyor sonra şirketle ilgisini tamamen kesiyoruz.
- Araç kapılarında Kooperatif'imizin 663 68 14 no:lu telefonu yazılıdır. Şikayeti olan müşteri derhal şikayet etmelidir. Gereken yapılmaktadır.
- Disiplin kurulumuz iki haftada bir toplanarak şikayetleri incelemekte, cezalar disiplin kurulu tarafından verilmektedir.
Bu arada Havalimanı Taksi "İnternet"e de girmiş. Yurt dışından gelen ve İstanbul'u gezmek için özel araç arzu eden yolcular uçağa binmeden önce http://point - web.net/taksi/taksi.htm adresini arayarak istedikleri tip aracı bildiriyorlar. İnişlerinde araç hazır oluyor.
Havalimanı Taksi yöneticilerini heyecanlı ve gayretli bulduk. İzlemeye devam edeceğiz.

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat eski Genel Müdür Yardımcısı Hanefi Avcı Genelkurmay'ın suç duyurusu üzerine önce açığa alındı. Peşinden kademe indirme cezasına layık görüldü.
Hanefi Avcı'nın kabahati nedir?
Bildiklerini anlatması...
Hanefi Avcı, konuşmalarında Susurluk'un aydınlanması için çözülmesi gereken düğüm noktalarına dikkati çekiyor. Bildiklerini açıklarken bunlara kendi yorumlarını da ekliyor. Mesela ne diyor?
- Mehmet Ağar ve İbrahim Şahin Emniyet içersinde çete kurmuşlardır...
Kutlu Savaş'
ın hazırladığı Susurluk raporu ne diyor:
- Yaprak TV'nin sahibi Mehmet Ağar'a 500 milyar lira verdi, bunu öğrenen İbrahim Şahin de Yaprak'tan 100 milyar lira istedi...
Hanefi Avcı'
nın söyledikleriyle diğer tanıkların beyanları ve Kutlu Savaş raporu pekçok noktada benzeşiyor.
Yapılması gereken Hanefi Avcı'nın susturulması yerine anlattıklarının titiz biçimde araştırılması değil midir?
Komedinin başlangıç noktası da burası zaten.
Mesut Yılmaz sık sık Susurluk'un çözülmesi için en başta "Pişmanlık yasası" nın çıkartılmasını şart koşuyor.
Pişmanlık yasası çıkınca ne olacak? Kimi sanıkların yapacağı itiraflar ve verecekleri bilgiler doğrultusunda soruşturma yapılarak düğümler çözülecek.
İyi de... İşte ortada konuşmakta olan... Üstelik suç sanığı değil devlet görevlisi sıfatını taşıyan bir insan var. Onun söylediklerine itibar etmeyecek, üstelik susturmaya çalışacaksınız ama öte yandan ne idüğü belirsiz kimi tetikçilerin veya maşaların ne ölçüde düzmece, ne ölçüde sağlıklı olduğu belirsiz itiraflarından yola çıkarak Susurluk düğümünü çözeceksiniz.
Kim inanır samimiyetinize...

Hafta başında 85 yaşında hayata veda eden İngilizlerin ünlü politikacılarından Enoch Powell'i iki ünlü deyişiyle analım:
- Bir siyasetçinin basından şikayet etmesi, bir kaptanın denizden şikayet etmesine benzer.
- Bütün siyasi hayatlar, eğer mutlu bir olayla yarıda kesilmezse, başarısızlıkla son bulmaya mahkumdur. Siyasetin doğası budur.


Yazara EmailM.Asik@milliyet.com.tr