Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Gece, kendi kimliği ve tarihine yazdığı bütün suçlar ve sırların karanlığında kendi derinliklerine de uzanabilir... Sabaha da çıkabilir. Seçecek olan sensin.
Gece sen dilersen ulaşır sabahlara... Senin bahtsızlığın sonucu kendi ekseninde derinleşebilir, kimi zaman bir asır kadar da uzayabilir kendi kendine eklenerek...
Kaybolabilirsin gecenin içinde ve gün yüzüne çıkmak istediğinde bakarsın kollarının gücü kesilmiş ve sen yine gecenin bilinmedik bir yerindesin... Keyfine kapılmışsan boş ve dipsiz duyguların... Veya içine düşmüşsen yaşandıkça bağımlılığı artan acıların. Artık oradan çıkıp çıkmayacağına karar verecek olan o'dur; yani Gece...
Tatlıdır rüyaları ve uyutuculuğuyla... Ve buluşabileceğin en iyi mekandır kendinle... Yapacak işin yoksa kalakalırsın orada... Bekleyenin varsa veya aydınlığı özleyen bir yüreğin; çıkacaksın, soluğunu ve umutlarını zorlayarak aydınlık sabahlara...
Boş bir konserve kutusu gibi yuvarlanmaktan ibaret değildir hayat... Gecenin ardından gelen sabahlarda anlarsın onu da...
(Not: Bir süre önce gecelere karışmış bir dosta yazılmıştı... Sözü edilen gece lacivert değil siyah türdendi.)

Açık İlan

Tıp Bayramında Doktor okurumuz Erdinç Köksal'ınşiirli ricasıdır...
Beni,
Zamanlı zamansız
telefonla arayan
Gerekli gereksiz
Ayıp gayıp şeyler soran
Uykudan fırlatan
Çorbamı soğutan
Traş köpüğümü yüzümde kurutan
Sinirimdem kudurtan
Çok sevdiğim
Hastalarım, dostlarım
Ayol bende bir insanım
Eğer siz de öyleyseniz
Gelin anlaşalım:

Telefon edecekseniz
Sabah on'dan akşam yirmi'ye kadar
On saat eder
Edin edebildiğiniz kadar
Sorun soracağınızı:
Zifafta ne yapacağınızı
Perine'nin tarifini
Doktorun en arifini
İdrardaki yanmayı
Nişanlıya kanmayı
Fabrikanın amirini
Bekaretin tamirini
Beldenizin hancısını
Adetlerin sancısını
Gurbetteki kocanızı
Makattaki acınızı
Sorun Allah aşkına
Döndürdünüz şaşkına!

Üzdüm sizi gocunurum
Boynum büker, acınırım
Telefonum emrinizde
Etmezseniz gücenirim.

Dr. Erdinç Köksal

***
Düşünce suçlusu şair Yılmaz Odabaşı cezaevine atıldı.
Derin bir nefes alalım. Devletimiz şiir yoluyla yıkılmaktan kurtuldu.
***

Erkeklerin oyu

Penguin Yayınlarından çıkan "Women's Humor" adlı kitapta "Erkeklerin oy vermesine neden karşıyız", diye soruyor kadınlar ve şu yanıtları getiriyorlar:
1. Çünkü erkeğin yeri ordudur.
2. Çünkü gerçek bir erkek, herhangi bir sorunu, "dövüşmek" dışında bir yolla halletmek istemez.
3. Çünkü erkekler barışçıl yöntemleri kabul ederlerse kadınlar onlara değer vermez.
4. Çünkü erkekler doğal ortamlarından kopup kahramanlık öyküleri ve üniformalar dışındaki meselerle ilgilenirlerse çekiciliklerini yitirirler.
5. Çünkü erkekler oy vermek için fazla duygusaldırlar. Futbol maçlarındaki ve politik toplantılardaki tutumları bunu göstermektedir. Ayrıca kaba kuvvete başvurma yönündeki içgüdüsel temayülleri onları hükümet etmeye de uygunsuz kılmaktadır.


Rüya tabiri...

Şemsipaşa'dan Şemsi:
...Liderlerle turlara devam... Bu rüyamda da Tansu Çiller'le beraber Tunceli'ye gidiyorum...
Helikopterde üç kişiyiz... Ben, Çiller ve kaptan pilot Kamer Genç...
Tunceli semalarına yaklaştığımızda Kamer Bey Çiller'e dönüp:
- Bizim hemşeriler geçen seçimde size bir vermişlerdi, bu seçimlerde iki verecekler Sayın Başkanım, diyor, gompüterde analiz yaptım, sonuç öyle çıktı...
Gülüşüyoruz...
Gülüşmemiz bittikten sonra kemerleri bağlıyor yavaş yavaş piste iniyoruz... Bizi karşılayan konvoyla birlikte miting alanına doğru yola çıkıyoruz...
Yol boyunca bol miktarda at, deve, öküz ve orangutan kesiliyor, Kamer Genç'le Çiller için... Her yerde kan var...
Miting alanındayız...
Kürsüye çıkan Kamer Genç elindeki tokmağı sallayarak:
- Gıymetli hemşerilerim, beni Meclis'e göndermezseniz hepinizi çiğ çiğ yerim haaa, diye başladığı konuşmasını, unutmayın, kambersiz düğün, Kamersiz Meclis olmaz, diye bitiriyor...
Ardından Çiller geliyor mikrofona:
- Sevgili Tunceliler, bu bacınız hepinizi sevgiyle kucaklar, diyor, bildiğiniz gibi birinci demokrasi dönemini başarıyla tamamlayıp gerek yurtiçinde, gerekse yurtdışında çok sayıda ev, arsa villa ve pansiyon sahibi olduk... SİT alanlarını imara açıp bir gecede bire bin kattık. Örtülü Ödenek'ten Parsadan'a yardım ettik... Ve nihayet o dönem kapandı... Şimdi ikinci demokrasi hamlesiyle tekrar karşınıza çıkıyoruz... Bu hamle, her Tük vatandaşının özgürce yaşaması, özgürce emlak sahibi olabilmesi hamlesidir... Ey Tuncelili kardeşim, sen de Kaliforniya'da bir evin olsun istemez misin?.. Elbette istersin... Öyleyse bas bu bacını bağrına, ver mührü kıratın böğrüne böğrüne...
YORUMU: Allah korusun...


Musevi fıkrası

İsa'nın "musevi" olduğuna ilişkin 4 kanıt...
1)30 yaşına kadar evinde yaşadı...
2)Babasının işini seçti
3)Annesi onun Mesih olduğuna inanıyordu...
4)O da annesinin bakire olduğunu sanıyordu...



Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr