ABD’nin, Afganistan’ı dümdüz ederken tek hedefi vardı... Usame bin Ladin’i yakalamak...
Kendisine yardımcı olmadığı için "Taliban" rejimini devirmeye karar verdi.
İşe Afganistan bombardımanıyla başladı. Binlerce masum sivili öldürdü.
Oysa ne Bin Ladin ne Taliban’ı Afgan Halkı yaratmamıştı.
Her iki unsuru CIA ve ABD Sovyetler’e karşı savaş için eğitmiş, Afganistan’ın başına bela etmişti. Günahı masum Afgan halkına ödetildi.
***
11 Eylül’ün yıldönümünde, geçen yıl bu vakitler yapılan tartışmaları anımsayalım...
Dünyanın dört bir yanında aydınlar "terörü savaşla önlemenin mümkün olmadığını" haykırıyor, ABD’yi hukuk yollarına başvurmaya davet ediyordu.
ABD dinlemedi... Afganistan’ı günlerce bombaladı. 11 Eylül kurbanlarının iki - üç katı masum insanı öldürdü. Baş terörist Bin Ladin’i yakalayamadı.
Ama Asya’ya yerleşti...
Geçen yıl "Amerika’nın derdi terör falan değil Hazer çevresine yerleşip petrole hâkim olmaktır" diyenler haklı çıktı.
"Bu bir terör savaşıdır, Türkiye de katılmalıdır" diyenler yanıldı...
Saddam’a karşı yürütülen kampanyanın özündeki entrika aynıdır hiç kuşkunuz olmasın...
Uygar insan ve uygar ülke, anlaşmazlıkları şiddete başvurmadan çözendir...
Kadınların bu seçimde de esamesi okunmuyor... Partilerin aday listelerinde kadın oranı yüzde 3 - 5’i geçmiyor. Bunun tek istisnası Türkiye Komünist Partisi gibi görünüyor. Bize gönderdikleri bilgi notuna göre TKP listelerinde kadın oranı yüzde 30... İller bazında ise... Ankara’da yüzde 24, İzmir’de yüzde 25, Van’da yüzde 43, Diyarbakır’da yüzde 80, Kocaeli’nde yüzde 88. Şırnak’taki oran ise inanılır gibi değil; Yüzde yüz.
TKP, tam 18 ilde birinci sıraya kadınları koymuş. Örnek olsun...
Zekeriya Temizel’i İstanbul’da 5’inci sıraya koyan Ecevit, telefon açıp: "Listedeki yeriniz için çok üzgünüm" demiş.
Umarız "Listeyi ben yapmadım, hanım yaptı", demesine gerek kalmadan Zekeriya Temizel durumu anlamış:
- Üzülmeyin efendim... Barajın altında kalacak partide sıranın ne önemi var? Mühim olan beni hatırlamanız,
diyerek liderini teselli etmiştir... (Not: Umarız Temizel de orada istenmediği mesajını nihayet aalmoştor...)
Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin iki ay önce Deniz Baykal’a "yılın siyaset adamı" ödülü vermişti. CHP aday adayı oldu.. Ama koskoca bir camia ve tabana sahip olduğu halde listeye giremedi... Sebebi IMF güdümlü tarım politikalarına itiraz etmesiydi... Malum Derviş’in "sol ittifak" modelinde IMF karşıtlarına yer yok...
Meslektaşımız Ferhan Şaylıman Flash TV’de işçinin, köylünün, memurun, emeklinin, emekçinin sorunlarını dile getiren programlarıyla tanındı. O da memleketi Bursa’dan CHP aday adayı oldu. Kendisine destek veren Bursa DİSK, Türk - İş, KESK, İşçi Emeklileri Cemiyeti, Türkbank Çalışanları, Ziraat Mühendisleri Odası temsilcileri eşliğinde kalabalık bir grupla partiye giderek adaylık başvurusunu yaptı.
Şaylıman, listelerin YSK’ye verileceği gün adaylıktan çekildi. Çünkü kendisine gelen mesaj çok netti:
-Şimdiye kadar yaptıkların ortada, boşuna heveslenme, Derviş’in olduğu bir partide senin hiç şansın yok!
Ramazan Toprak, AKP Aksaray milletvekiliydi... Üç yıl boyunca gerek Meclis’te, gerek katıldığı televizyon programlarında IMF’yi ve Kemal Derviş’i sürekli eleştirdi. Hangi görüşten ve partiden olursa olsun hırsızla, uğursuzla, hortumcuyla uğraştı... Bütün bunların ödülü! olarak tırpan onun için de çalıştırıldı... Seçilmesi çok zor bir sıraya kondu...
3 Kasım seçiminin niteliği açık.. Bu bir IMF seçimi... IMF üçlü koalisyondan memnun değildi. Kemal Derviş Türkiye’yi seçime götüren manipülasyonları yaparken bunu açık açık söyledi. Bu seçim IMF programını harfiyen uygulayacak bir "Hükümet" ve bir "Meclis" oluşturmak için yapılıyor... IMF, TBMM’den daha büyük "satışlar" bekliyor... Çatlak ses değil...
Geliniz, kendi çıkarlarını ülke ve toplum çıkarlarının üstünde görenlerin oluşturduğu harekete "küskünler" değil de "benciller" hareketi diyelim.
Çünkü küskün bir insan gururlu bir insandır...