Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Spor Stüdyosu programında Erman Toroğlu’nu izleyen okurumuzun tuttuğu notlar...
• Sergen ikinci yarılarda aynen tabii senatör gibi. (Koşmadığını anlatıyor.)
• Adam, ben yokum diyor. Ben gidiyorum, benim sağım solum ebe - sobe, ben denize gidiyorum abi diyor. (Ofsayta düşmemek için deniz tarafındaki kaleye doğru kaçmaya çalışan Beşiktaşlı futbolcuyu anlatıyor.)
• Neyin sarı kartı abi? Adamın ölmesi mi lazım? Sünnet mi olması lazım? (Rakibine sert giren Zago’nun kırmızı kart görmesi gerektiğini anlatıyor.)
• O el ne geziyor havada? Selamünaleyküm diyor herhalde! Çarpma da olsa olmaz, haksız rekabet olur o. Demek ki bu arkadaşımız yüzer gibi koşuyor. (Top Altaylı futbolcunun eline çarpmış.)
• Bir laf var; ne münasebetsiz adam derler ya... Hani her yerde karşınıza çıkar. Bu Johnson da çok münasebetli adam, her yerde karşınıza çıkıyor. (Johnson’un sahanın her yerinde mücadele ettiğini anlatıyor.)
• Aziz Yıldırım, hakemin kulağına, şu bizim Lorant’ı tribüne gönder diye fısıldamış olabilir! Çünkü adam oradan sahayı daha iyi görüyor, oyunu daha iyi okuyor. (Hakemin Lorant’ı sahadan atma nedeniyle ilgili esprisi.)

*Başkalarını azarlar gibi kendini azarla, kendini affeder gibi başkalarını affet.
Çin Atasözü

Siyaset kurumunun en korktuğu şey saydamlık. Para nereden gelip nereye gidiyor? Her kademede sır gibi saklanıyor... Öyle olunca siyaset kurumunun üzerinden kuşku bir türlü kalkmıyor, halk kendi temsilcilerine güvenmiyor...
Saydamlık, siyaseti olduğu kadar tabii ki "Sivil Toplum Kuruluşları"nı da ilgilendiriyor. Sivil toplum kuruluşları da saydamlıktan kaçıyor...
Saydamlık Hareketi Derneği "Matbaacı Osman Bey Sok. No: 46öda bugün saat 18.30’daki toplantıda işte bu konuyu masaya yatırıyor. Herkes davetli...

*Tren rayları AB treni kaçtı, kaçıyor, hikayeleri bir okurumuza Sunay Akın’ın "Ayrılık" şiirini anımsatmış...
"İki rayı gibiyiz bir tren yolunun yakın olması neyi değiştirir son istasyonun..."

Önceki yıllarda seçim sonuçlarına ilişkin tahminleriyle ses getiren VERSO’nun sahibi Erhan Göksel’in bu seçim öncesi sesi soluğu çıkmıyor. Peki neden? Telefonda onu sorduk:
- 4 aydır kasıtlı olarak konuşmuyorum. Herkes konuşsun, eteğindekileri döksün diye bekliyorum. Ama 15 Ekim günü televizyona çıkacağım ve "Ey vatandaş! Seçim sonuçları işte budur," diyeceğim.
- Bugün itibariyle durum nedir?
- AKP yüzde 30’un üstünde görünüyor. CHP yüzde 20’nin, diğerleri barajın altında... AKP - CHP kutuplaşmasının yaratılması en çok AKP’ye yaradı. Bu parti köylerde tulum götürüyor. DYP’nin barajı aşamayacak olmasının en büyük nedenlerinden biri bu...
- CHP?
- Kemal Derviş sayesinde barajı geçti. Derviş, ANAP, DYP ve öteki liberal kesimlerden yüzde 8 civarında oy kazandırdı partisine... Buna karşılık emekçi kesimlerden oy kaçırttı. Sonuçta CHP’ye yüzde 5’lik bir getirisi oldu.
- Diğer partiler?
- DSP yüzde 5’lerde görünüyor. ANAP ve DYP için şu anda barajı aşma umudu yok gibi... MHP iller bazında büyük gerileme içinde, dolayısıyla işi çok zor. Ama elindeki argümanları iyi kullanırsa... Örneğin AB için gün verilmemesini iyi değerlendirirse belki baraja yaklaşabilir...

*Önemli olan şey, kazançları değerlendirmek değildir.
Bir aptal bile bunu yapabilir. Önemli olan, kayıpları kazanca dönüştürebilmektir.
Bunun için zekâ gereklidir. Akıllıları aptallardan ayıran özellik de budur.
William Bolitho

Pazar günü New York’ta binlerce kişi ABD yönetiminin Irak’a savaş girişimini protesto etti. ABD halkı istediği zaman ve istediği yerde ABD yönetimini protesto edebiliyor.
Türkiye’de hükümet savaşa karşı olduğu halde halk savaş aleyhtarı gösteri yapamıyor. "Savaşa hayır" gösterisi yapan gençler halen yargılanıyor. Düşününüz ki ülkemizde hükümeti destekleyen gösteri bile yasak!
Hakkını aramayan, arayamayan bir halkın kime ne faydası dokunur?
Bu kadarcık demokrasi pratiği olmayan bir ülkenin Batı’da yeri olabilir mi?