Enkaz bölgelerindeki insanlar şu sırada canlarıyla uğraşıyor. Mehkemelere başvuracak halde değiller. Haklarını aramaları için baroların ve devletin kendilerine yardımcı olması gerekiyor....
      Bu insanların acilen yapması gereken, mahkemelere başvurarak yıkılan binalarla ilgili delil tespiti istemek... Yargıç ve bilirkişi enkaz mahalline giderek bir torbaya demir ve harç örneği alarak mühürleyecek. Bu delil gelecekteki tazminat davalarının temelini oluşturacak.
      Ne var ki bu işlem için harç ve bilirkişi ücreti 70 milyona kadar yükseliyor.
      Hükümetin acilen bu harcı (bir defaya mahsus) kaldırması gerekiyor.
      Hükümetin alması gereken ikinci önemli karar, enkazın kaldırılmasıyla ilgili... Ekranlarda görüyoruz. Yıkılan binaların enkazı kocaman kamyonlara yüklenip deniz kıyılarına boşaltılıyor. Durdurulması lazım bu işlemin.
      Yargıtay Ceza Dairesi Tetkik Hakimi
Kubilay Çetinkal (Dün Sayın
Çetinkal'dan sehven Yargıtay üyesi diye söz ettik. Özür dileriz) diyor ki:
     Â
- Bölgedeki savcılar enkazın kaldırılmasını yasaklayabilirler. Yasaklamalıdırlar... Hükümet ve Adalet Bakanlığı bu konuda hiç beklemeden harekete geçmelidir.       - Peki enkaz altındaki cesetler?
     Â
- Cesetler çıkarılmalı ama enkaz yerinde bırakılmalıdır.      - Binanın temeli yeterince fikir vermez mi?
     Â
- Temeli sağlam, üstü çürük olabilir binanın...      Hükümet bu konudan habersizmiş gibi görünüyor. Barolar ve sivil kuruluşlar hem hükümeti hem deprem bölgesindeki halkı uyarmalıdır. Yarın çok geç olacak...
Masa krizi...
      Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi deprem bölgesinde acil ihtiyaç duyulan malzeme listesini veriyor:
     Â
- Seyyar tuvalet, seyyar banyo, soğuk hava deposu, iş makinası, soğuk havalı konteynır, ameliyat masası, jeneratör...vs...vs...      Ne demek bu? Vatandaş seyyar tuvaleti, jeneratörü, ameliyat masasının nereden bulacak?.. Gima mağazası ya da Çarşamba pazarında satılıyor mu bunlar?
      Devletin, kendi eline ulaşan para yardımlarını kullanarak ve acele ihale açarak bu araç gereci bir an önce temini gerekmez mi? Kimi araç gereç özel sektörden kiralanamaz mı? İhaleyi de vatandaş mı açacak?
      *
Cihan Demirci'den LAFORÄ°ZMAÂ Â Â Â Â Â
Bizi bu Sağlık Bakanı'nın elinden kurtaracak bir kurtarma heyeti yok mu?..Atina'ya
      İngiltere'de doktora yapmakta olan
Coşkun Küçüközmen, Yunanistan'ın Türkiye'ye verilecek 400 milyon dolar civarındaki AB yardımı üzerindeki vetosunu kaldırması için bir "e mail" kampanyası başlattıklarını bildiriyor. Brüksel'deki AB Merkezi dahil ilgili kuruluşlara yönelik bir kampanya bu.. Yunanistan'a çektikleri mesajlarda da Yunan halkının yardımlarına "teşekkür" ettikten sonra bu konuda destek istiyorlarmış. Devam arkadaşlar...
Kosova nire..
      Deprem tartışmalarında kulağımıza sık sık ulaşan bir yakınma:
     Â
- Kosova'ya iki - üç günde ulaşan devlet kendi halkının yardımına hala ulaşamadı...      Eee, normal... Çünkü bu devlet kendi gencini, emekçisini, memurunu ezmek ve ülkenin zenginliklerini para babasının cebine aktarmak üzere teşkilatlanmış. Halkın canını ve malını korumak kimsenin derdi olmamış ki...
Uykusuzluk var...
      Adapazarı'ndan arayan Hacettepe Hastanesi'nden bir hekim:
     Â
- Bu bölgede acele uzman hekim ve uzman hemşireye ihtiyacımız var, diyor,
acil bir ihtiyaç da hastaları kapalı bir mekana nakletmek... Tedaviler hala açıkta yapılıyor, hastalar açıkta yatıyor...
      Aynı hekim toplu uykusuzluktan yakınıyor. Günlerdir uykusuz olan sağlık personelinin iş göremez hale geldiğini aktarıyor.
      Uykusuz olan sadece sağlık personeli değil elbet...
      Koçsistem'den Levent Altınöz, deprem bölgesinde yardımı çevik kuvvet eşliğinde dağıttıklarını, kendilerine yardım eden polislerin kimi yakınını kaybettiği, kimi 30 saattir uyumadığı halde canla başla çalıştıklarını anlatıyor.
      Bir başka okurumuz "Benim yardımcım 4 gündür uyumadan görev yapıyor" diyen Vali'yi eleştiriyor. 4 gündür uyamayan bir vali yardımcısının hiçbir işi çözemeyeceğini anlatıyor okurumuz.
      Deprem bölgesinde yorgun düşen sağlık personelini ve diğer devlet görevlilerini mümkün olduğunca takviye etmek gerekiyor. Hem de süratle...
      *Türkiye depreme hazırlıksız yakalanmış.
     ÂAksine hazırlıkı yaklandık.
     ÂAfetin felakete dönüşmesi için her türlü hazırlığımız vardı.
Görüntü depremi
      İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi ve endüstri psikologu Prof. Dr.
Nursel Telman önemli bir konuya dikkati çekiyor:
      - Özel televizyon kanallarının enkaz altındaki insanları, cesetleri, kurtarma çalışmalarını tekrar tekrar vermesi depreme uğramamış insanları dahi hasta ediyor. Moralman çökertiyor. Olay anında bu sahnelerin nakledilmesi olağan. Ancak olay sonrası tekrar tekrar ekrana getirilmesi zaten yıkılmış insanları biraz daha yıkıyor... Halka bundan sonra moral ve umut verilmesi gerekir.
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr