Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos, Yunan donanmasına yeni savaş gemileri alınabilmesi için yardım hesabı açarak, halktan para toplayacaklarını açıkladı. Demek bütçede gemi alacak para yok. Olsa halktan para toplamazlardı.
Peki, savaş gemisi Yunanistan’a neden bu kadar gerekli?
Çünkü Yunanistan’ın gündeminde Ege’ye hakim olmak ve bir fırsatta Türkiye’nin Batı kıyılarını ve Trakya’yı ele geçirmek var. Bu hayal onların yakasını hiç bırakmıyor. Adına Megalo İdea diyorlar... Yani büyük ideal... Büyük hayal...
O hayal Türkiye’yi de zora ve masrafa sokuyor. Bir örnek...
1996’daki Kardak krizinin hemen peşinden Alman silah tacirleri Atina’ya damladı, Yunanistan’ı 4 adet U 214 denizaltı satın almaya ikna ettiler.
4 geminin bedeli 2 milyar euro (12 milyar TL) idi...
Yunanistan hızla başka silah anlaşmaları da yaptı...
Atina’nın 2000 ile 2008 yılları arasında yaptığı silah harcaması tam 76 milyar dolardı. Yunan ekonomisi, büyük ölçüde bu harcamalar yüzünden, 2010 yılında krize girdi. Hâlâ da toparlanabilmiş değil.
Kriz tabii Türkiye’nin kapısını da çaldı. Yunanistan’a 4 denizaltı satan Alman Thyssen Krupp firması bize de 6 denizaltı teklif etti. Türkiye 2011 yılında 6 adet U 214 denizaltı için 2.5 milyar euroluk (15 milyar lira) bir anlaşma yaptı. İlki, Piri Reis, 2015 yılında tezgâha konuldu. Bu gemilerle ilgili pek çok soru işareti var. Onları başka yazıya bırakalım. Ama şu gerçeğin altını çizelim... Karşılıklı düşmanlıkla beslenen bu silah yarışı sadece silah tüccarlarına yarıyor. Politikacılar siyasi şovlar sonucu kimi kazançlar sağlıyor ama onların kışkırttığı halklar hep kaybediyor. Hesabı biz ödüyoruz.
Yaban keçisi!
Gazetelerden iki keçi haberi...
27 Kasım tarihli gazetelere göre... ABD’de forma giyen ünlü futbolcu İsveçli Zlatan Ibrahimovic, Antalya’nın Finike ilçesine gelmiş, ücretli av için Beydağları’na çıkmış, Oluklu Yaylası’nda boynuz uzunluğu 121 santim olan yaban keçisi avlamış. İkinci haber dünkü gazetelerden: “Tunceli’de nesli tükenmekte olduğu için koruma altına alınan yaban keçisini avladıkları iddia edilen 2 kişi yakalandı... Kaçak avcılara
42 bin lira ceza kesildi”
Meğer Orman Bakanlığı bölgelere göre farklı standart uyguluyormuş. Zavallı keçiler!!
ZEUGMA
Zeugma antik kentinden 1965 yılında çalınan “Çingene Kızı” mozaiğinin ABD’den getirilen 12 parçası, Zeugma Mozaik Müzesi’nde geçen hafta sonu törenle ziyarete açıldı. Çingene Kızı’nın (Maenad = Dionysos’un çılgın kızı) parçalarının ABD’de Ohio Bowling Eyalet Üniversitesinde olduğunu ilk saptayan ve bakanlığa bildiren kişi, Zeugma kazı başkanı Prof. Kutalmış Görkay’dı. Durumu 2012 yılında kamuoyuna gazeteci Özgen Acar duyurdu. Bunun üzerine eski Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Murat Süslü, “Kaçakçılık Şubesi”ni harekete geçirdi.
Üniversiteyle yazışmalar başladı. Duruma el koyan Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Süslü ile Kaçakçılık Şubesi’nden bir görevliyi üniversiteye gönderdi. Görüşmeler sonucu mozaiklerin geri verilmesinde “ilke anlaşması”na varıldı. Bunun üzerine, Kültür Bakanlığı adına Tülin Sermin Özduran ile üniversitenin Rektörü Dr. Rodney Rogers “anlaşma”yı ABD’de imzaladılar. Sonradan Süslü görevden alınınca mozaiklerle ilgili temaslar yavaşladı. Bunun üzerine “Aktüel Arkeoloji” dergisi 2014 yılında mozaiklerin geri alınması için imza kampanyası başlattı. Kampanyaya 45 bini aşkın kişi katıldı. Kültür Bakanlığı bu baskı üzerine temasları hızlandırdı. “Çingene Kızı” nihayet yurda döndü, Zeugma Müzesi’nde yerini aldı... Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.
GAZİ
Önümüzde “Muharip Gaziler” imzalı bir not: “15 Temmuz gazilerine tanınan hakları kendimiz için de talep ediyoruz. Maaşlarımız 15 Temmuz gazileriyle eşitlenmeli. Faizsiz konut kredisi, kamu borçlarımız taksitlendirilmeli. Biz Kore, Kıbrıs, Güneydoğu gazileri olarak eşitlik talep ediyoruz.”
MUTLULUK
“Ne zaman içtenlikle mutlu olmak istersen birlikte yaşadığın, tanıdığın insanların özelliklerini düşün; örneğin birinin enerjisini, diğerinin alçakgönlünü, bir başkasının cömertliğini, bir diğerininse başka bir özelliğini düşün... Çünkü hiçbir şey birlikte yaşadığınız insanların görünüşe yansıyan erdemlerinin imgeleri kadar mutluluk vermez. Bunu hep aklında tut.”
(Marcus Aurelius)