"Geçen yılın (2000) Ağustos ayı... DPT Müsteşarı Akın İzmirlioğlu Enerji Bakanlığı'nın imzalayıp kendisinin onayına sunduğu "Yap - işlet - Devret" anlaşmalarına isyan ediyor:- Avrupa'nın üç dört katı fiyatla alım garantileri verilmiş, diyor, bu projeleri onaylarsak 5 yıl sonra kullanmadığımız elektriğe 7 milyar dolar para ödeyeceğiz. Bu anlaşmalar Türkiye'yi batırır...Başbakan Ecevit ve yardımcısı Mesut Yılmaz, İzmirlioğlu'nun iddialarını tarafsız bir gözle incelemek... Gerekirse bu anlaşmalarla ilgili soruşturma açtırmak yerine DPT Müsteşarı'nı etkisizleştirmek yoluna gittiler. Başbakanlığa çağrılan İzmirlioğlu susturuldu..."Sözün kısası perşembenin gelişi çarşambadan açık açık belliydi... Enerji Bakanı Hilmi Güler kuşkulu doğalgaz bağlantılarının Türkiye'nin sırtına 40 milyar dolar zarar yüklediğini söylerken... Bu sütunda 10.01.2001 tarihinde yayınlanmış aşağıdaki yazıyı dikkatlere sunalım: Üniversite harçlarına yüzde 20 zam geliyor. Her şeyin değer yitirdiği bir ülkede eğitimin değer kazanması ne gurur verici! Akif Kökçe - Ha bu son olsun, artık annemin evine gidiyorum.Temel tam sevinecek Fadime devam etmiş:- Onu da alıp geri geleceğum... Temel karısı Fadime'yi üzüyormuş. Fadime dayanamamış ve resti çekmiş: Nereden başlamalı? Dikkat buyrun... Halkının yüzde 99'unun müslüman olduğu söylenen... Cami sayısının 100 bine yaklaştığı, din eğitiminin zorunlu oluğu bir ülkede yolsuzluklar yine de önlenemiyor ve çözüm yine dinde aranıyor! Gelin de merak etmeyin...Acaba bütün yolsuzlukları yüzde 1'i oluşturan diğer din mensupları ya da dinsizler mi yapıyor? Yoksa bu işin dini imanı yok mu? TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu'nun taslak raporunda, "din faktörünün yolsuzluklara karşı etkin olarak kullanılması" öneriliyormuş. Beşiktaş ve Fener - Bu tişörtle burada oturmanız uygun değil efendim...Nevin Donat'ın tişörtünün göğsünde bir Fenerbahçe arması vardı... Bu yüzden havuz başında tatsız bir tartışma yaşandı... Nevin Donat Başkan Serdar Bilgili'nin centilmenlik demeçlerini anımsadı. Gülümsedi... Üniversite öğrencisi Nevin Donat, pazar günü bir parça serinlemek amacıyla abileriyle birlikte Beşiktaş Kulübü'nün Levent'teki havuzuna gitti. Giriş ücretini verip içeri girdiler. Havuz başında bir sandalyeye oturup nefeslenmelerine vakit kalmadan bir görevli yanlarına damladı: Oyun paketi - 6'ıncı paketten endişeliydik ama şimdi hayranlık duyuyoruz. AB üyeliğiniz konusunda artık hiçbirimizde şüphe yok. Desteğimiz giderek artacak...Ne dersiniz bu işte bir bit yeniği yok mu?Avrupalı liderler 70 milyon Türk'ün derdini sırtlanacağız diye bu kadar sevinir mi?Kağıt üstünde kalacak üç beş kanun çıkartmakla Avrupalı olunur, AB'ye girilir mi?Yoksa onlar bizi AB'ye alır gibi yaparak, bizimkiler de AB'ye girer gibi yaparak karşılıklı oyun mu oynuyor?"Prof. Erol Manisalı'ya kulak verelim: AB'nin himayesi altına yavaş yavaş sokulmakta olan Türkiye aldatılarak tam üye yapılıyormuş yalanı pazarlanmaktadır. AB himayesi altına tek yanlı bağlanarak sokulmakta olan Türkiye'nin önüne Kıbrıs, Ege, Güneydoğu, Ermeni tasarıları, TSK'nin tek yanlı AB'ye bağlanması koşulları da dayatmalar olarak ortadadır..." Önümüzdeki günlerde 7. ve 8. paketlerle TSK'nın yönetimdeki etkisi azaltılacak. İktidarın yetkileri artacak... Kimileri "Efendim TSK'nın yetkileri demokrasiyle bağdaşmıyor" diyebilir. Doğrudur... Ne var ki üzerindeki asker baskısını bertaraf etmiş AKP'nin Türkiye'yi demokrasiye götüreceğine de bizi kimse inandıramaz. Dikkat buyrun... Uyum paketleri dışında demokrasiye doğru attıkları tek adım yok. Demokrasi, laiklik ve cumhuriyete karşı verdikleri düşmanca demeçler ise kitapları dolduruyor. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'e Selanik Zirvesi'nde aşırı ilgi gösterildi... Scröder, Berlusconi, Chirac ve Simitis'le aynı masaya oturtuldukları gibi Chirac'tan şöyle övgüler aldılar: - Erdal'la çok düzeyli bir beraberliğimiz var.Düzeysiz beraberlik hangisi? Evlilik mi? Manken kızımız demeç vermiş: m.asik@milliyet.com.tr