Bazı illerde Milli Eğitim Müdürlüğü ve il müftülüğünün ortak protokolüyle anaokullarında çocuklara din eğitimi başlatıldı... “Dinimi Seviyorum, Öğreniyorum” adlı proje kapsamında müftülükçe görevlendirilen eğitmenler, haftada en az altı din dersi veriyor.
Acaba 0 - 6 yaş arası din eğitimi çocukların pedagojik gelişmesini etkiler mi? Birçok veli ve eğitimci etkileyeceği kanısında. Deniyor ki 12 yaşından önce çocuklar dini deyimleri; örneğin Allah, melek, vahiy, günah, sevap gibi soyut kavramları anlayamaz, korkuya kapılabilir, kâbus görebilir, duygu ve düşünce karmaşası içine düşebilirler.
Bolu’da Eğitim - Sen Şube başkanı Zehra Kulalı Gezici, konuyu yargıya götürdüklerini söylüyor. Ve ekliyor:
“Yasalara göre Milli Eğitim Bakanlığı sorumluluğunda yürütülmesi gereken eğitim, başka kurum ve kişilere devredilemez. Burada açıkça hukuka aykırılık vardır.”
Din eğitimindeki sorunlar konusunda dikkati çeken noktalardan biri, laikliğin savunucusu olarak bilinen CHP’nin bu konuya hiç girmemesi. Sebebi sorulduğunda “Biz o kesimden de oy alıyoruz” türü gerekçeler öne sürüyorlar. Böylece oy hesabının siyasi ilkelerin önüne geçtiğini kabul ediyorlar. Üstelik o kesimlerden oy aldıkları da çok kuşkulu. Çünkü partinin oyu yıllardır yüzde 23 - 2’in üzerine çıkamıyor. Sonuçta eğitimle ilgili bilimsel konular tartışma dışı kalıyor...
Sarışın ve Kara
Vali İsa Küçük’ü yıllar önce Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin bir ödül töreninde tanımıştık. ÇYDD’nin toplantılarına katılan çok az sayıda mülki amirden biriydi. Daha sonra Bartın Valiliği sırasında izledik. Bartınlı gençlerin üniversite sınavlarındaki başarısında onun önemli rolü olduğunu yazmıştık. İsa Küçük halen Ankara’da merkez valisi. Art arda kitaplar yazıyor. Son romanı “Sarışın ve Kara” (Arkeo pera) kısa süre önce elimize geçti. Kitap bir kaymakamın şahsında birçok kaymakamın hayatından kesitler aktarıyor. Bunlar topluma ışık ve aydınlık götürmek için mücadele veren ilerici kaymakamlardır. Telefonda kendisini kutlarken dedi ki İsa Küçük:
“Yaşanmış olan yazılmalı, çünkü yazılmamış olan yaşanmış sayılmıyor.”
Hele de aydınlık için verilen mücadeleler... Mutlaka yazılmalı...
ŞALGAM
Adana’da düzenlenen Kebap ve Şalgam Festivali valilik tarafından yasaklandı. Festivalin neden iptal edildiği sorusuna İçişleri Bakanı Süleyman Soylu:
- Gelenekleri-
mizle örtüşmüyor, yanıtını verdi.
Bu etkinlik 2006 yılında Adana’ya renk katmak için bir gurup vatandaş tarafından Rakı Festivali adı altında başlatıldı. 2015 yılına kadar sorunsuz devam etti. O yıl eleştiriler üzerine adı Kebap ve Şalgam Festivali’ne dönüştürüldü. Bu yıl o da iptal edildi. İptale dinci bir vakfın önayak olduğu söyleniyor. Rahmetli Aydın Boysan mevcut iktidarı çok sert eleştirir ama bir yerde takdirini esirgemez:
“Bu iktidar zamanında rakıların kalitesi düzeldi, çeşidi çok arttı. Müteşekkirim” derdi.
Onca övgünün üzerine böyle bir yasak... Doğrusu pek iyi durmuyor!
TOP
Büyük takımlar (dediğimiz) Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş haftayı puan kayıplarıyla kapattılar. Özellikle GS ve FB teknik direktörleri Fatih Terim ve Ersun Yanal taraftarların hedef tahtasında. İstifa sesleri yükseliyor. Ünlü bir teknik direktörün sözlerini geleceğe ilişkin fikir vermesi için kaydedelim:
- Taraftarlar “antrenör istifa” diye bağırırlarsa aldırmam. Ama kulüp başkanına benim yüzümden istifa diye bağırırlarsa işte o zaman suyum ısındı demektir.
TORUN
Meclis’ten son çıkan yasayla milletvekillerinin ihtiyaç sahibi olmayan ana baba ve 25 yaşından büyük çocuklarının tedavi masrafları da TBMM’ye yüklendi.
30 yıl madende çalışmış bir işçi özel hastanede ancak büyük farklar ödeyerek tedavi olabilirken, milletvekilinin varlıklı da olsa ana baba ve çocukları en lüks hastanelerde ücretsiz tedavi görebilecek. Durumu inceleyen emekli mülkiye müfettişi Mahmut Esen dostumuz, bir unutkanlığa işaret ediyor:
- Vekiller torunlarını unuttular, diyor, sanırım ilk fırsatta torunlarını da ücretsiz tedavi kapsamına dahil edeceklerdir!
Evet... Sıra torunlara geldi...