İtalyan Turizm Müsteşarı Stefano Stefani boşboğazlık ediyor, Alman turistlerden:
- Yazın sahillerimizi dolduran tek tip milliyetçi, sarhoş sarı kafalar, diye söz ediyor.
Almanya Başbakanı Gerhard Schroeder yaz tatilini İtalya'da geçirmeyi planlamışken, Stefani'ye tepki olarak, bundan vazgeçiyor.
İtalya bu tepki karşısında geri adım atıyor.
Başbakan Berlusconi müsteşar Stefani'yi istifa ettiriyor.
Ancak yine de Schroeder İtalya'ya gitmeme kararını değiştirmiş değil.
Bir devlet adamı kendisinin ve ülkesinin onurunu işte böyle koruyor...
Bizimkiler ise askerin başına çuval geçirilip tokatlanmasını bu kadar önemsemiyor.
Dışişleri Bakanı Gül hâlâ ABD ziyaretini ertelemiş değil...
Başbakan Erdoğan yapılan ağır muameleyi hatırlatanları Türk - Amerikan ilişkilerine virüs sokmakla itham ediyor.
Daha da vahimi... Türkiye'nin Güney Irak'a asker göndereceğinden söz ediliyor. Yani, uğradığı hakaret yetmezmiş gibi askerimiz Amerikan ordusunun hizmetine koşturuluyor... Bu kadar mı düştük...
Türkiye'de 5 milyon yoksul varmış. AB'nin başkenti Brüksel'in nüfusundan daha fazla...
Banka batıranlara 2 milyar lira maaş bağlanıyor. Banka batırmayan emekli iseniz... 332 milyon...
İstanbul'da teknoloji üreten ve ihraç eden bir firmanın üst düzey yöneticisi diyor ki:
- Irak şu an en büyük hedef pazarlarımızdan biri... Ama maalesef ABD ve Kürt gruplarla her problem ortaya çıkışında Habur sınır kapısını kapatmaya çalışıyoruz. Son krizde yaptığmız gibi... Bazen de kapatıyoruz. Ve maalesef bunu yaparken en büyük zararı kendimize veriyoruz. Kendi mallarımızın geçişi gecikiyor, kendi bindiğimiz dalı kesiyoruz. Karşı tarafa karşı kullanacak başka silahımız yok mu?
Mustafa Ustaoğlu mobilya - aksesuar ticareti yapan vergi mükellefi bir yurttaşımız...
10 Temmuz günü işyerine gelen yoklama memurları kendisini bir konuyu görüşmek için vergi dairesine davet ediyorlar. Mustafa Bey orada olmadığı için yazılı davet mektubu bırakıyorlar. Mektupta şöyle bir ibare.
"Mükellefiyetinizle ilgili olarak vergi dairemizce aranmaktasınız"
Davetteki nezakete bakınız...
Sanki kanun kaçaklarına gönderilen celp belgesi... Devlete yakışıyor mu?
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın oğlu Erkan Yıldırım İtalya'da ihaleye girerek 445 bin euro'ya bir yolcu gemisi satın alıyor. 24 yaşındaki delikanlının parayı nereden bulduğu merak edilince babası açıklama yapıyor:
- Başarılı bir işadamıdır. 245 bin euro'yu kendisi ödedi. 200 bin euro'yu de vereceği biletlere mahsuben Santour şirketinden aldı.
Ne iyiliksever şirketmiş şu Santour demeye kalmıyor...
Vehbinin kerrakesi şu haberle ortaya çıkıyor:
"Ankara feribotu İHALESİZ OLARAK günlüğü 9 bin dolardan Santour şirketine verildi..."
Vatan'ın haberine göre Feribot'u bir yıl önce kiralayan Kıvanç Özel, geminin elinden usulsüz şekilde alındığını, günlüğü 10 bin dolardan kiralamaya hazır olduğunu söylemektedir.
AKP'nin işbaşına getirdiği Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürü Burhan Külünk bu garip ihaleye doyurucu açıklık getirememektedir.
Bir ilginç bağlantı daha... Binali Yıldırım, Santour'un bağlı olduğu Sancak Holding'in eski müdürüdür.
Neticede... Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım Ankara Feribotu'nu tanıdık şirkete ucuza kiralama karşılığı oğluna yüklü krediler sağlamış görünümdedir.
Açık bir yolsuzluk tablosu var ortada.
Neden AKP'de kimse bu konuyla ilgili konuşmuyor?
***
Binali Yıldırım Kıbrıs THY Yönetim Kurulu Başkanlığı'na Celal Akbulut adlı bir emekli emniyet mensubunu atıyor. Hürriyet Gazetesi geçen cumartesi günü Akbulut'un dolandırıcılık, tecavüz, hırsızlık dahil 65 suçtan yargılandığını yazıyor. Akbulut haber yayımlanınca istifa ediyor. Binali Yıldırım diyor ki:
- Geçmişini araştırmadık, tayin söz konusu olduğunda araştıracaktık...
Oysa Bakanlığa odacı alınırken bile günlerce güvenlik soruşturması yapılıyor. Sonuç... Eski Büyükşehir kadrosu çalışmaya başladı.
DSP'den ayrılan İzmir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina bugün CHP'ye katılıyor. Sezonun en kârlı transferi; çünkü hem CHP, hem Piriştina hem İzmir kazançlı.