Değerli gazeteci arkadaşımız Zeynep Atikkan, Hürriyet'teki sütununda diğer politikacılar gibi yeri geldikçe eski Sanayi Bakanı Yalım Erez'i de eleştirmiş... Onun için "Çiller'in pazarlamacısı" demiş bir defasında... "Servetinin kaynağını açıklayamamış bir liderle siyaset yapan hem de çok yakınında bulunan politikacıların hangi ciddi ülkede siyasi geleceği olabilir" demiş bir başka defasında...
Bu tür eleştirileri pek çok yazar yaptı...
Ancak Yalım Erez, Zeynep Atikkan'a diğer yazarlardan farklı davrandı. Çok ağır ve hiç haketmediği bir mektup gönderdi kendisine. Dedi ki o mektupta:
"Hanımefendi, yazılarınızın devamlı okuru değilim. Ancak, şahsımla ilgili bir konuda yazarsanız, kesip getirdikleri için okuyorum.
Bir köşe yazarının namusu, objektifliği ve tarafsızlığıdır.
Hakkımızda yazdığınız yazılarda, kocanızın kuyruk acısının varlığı açıkça görülmektedir.
İnsanların yüz çirkinliği, karakter çirkinliğinin de göstergesidir. Allah sizi ıslah etsin."
Zeynep Atikkan bu mektup üzerine Yalım Erez hakkında manevi tazminat davası açtı.
Dava geçenlerde sonuçlandı.
Kadıköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, Yalım Erez'i 750 milyon lira tazminat ile mahkeme masraflarını ödemeye mahkum etti.
Geçmiş olsun...
Sahneden sesler...
- İngiltere'de bazı tiyatrolarda 6 ay sonraya ancak yer bulabiliyorsunuz. Bizde maalesef tam tersi: Malum, turneye çıkıp 6 ay seyircinin peşinden koşuyoruz biz!..
...Ben ve benim gibi inatla bu uğraşı sürdüren arkadaşlarım için yalnız bugün değil, "365 gün"ün tümü "Tiyatrolar Günü"dür. "Zaten deliye hergün bayram!" diyeceksin... Haksız da sayılmazsın: Bu devirde tiyatroda akıllı adamın işi ne?..
Şair'in vasiyeti
Beni kuzum Datça'ya gömün
Geçin Ankara'yı İstanbul'u!
Oralar ağzına kadar dolu
Alabildiğine de pahalı,
Örneğin Zincirlikuyu'da
Bir mezar 750 milyona,
Burası nispeten ucuzluk
Ortada kalmak tehlikesi de yok,
Hayırdua da istemez,
Dediğim gibi beni Datça'ya gömün
Şu deniz gören mezarlığın orda,
Gömü sanıp deşerlerse karışmam ona!..
***
9 günlük bayram tatili başladı...
Yakında bakacaksınız ki bir yılda sadece 9 gün çalışır hale gelmişiz!..
***
***
Büyük(!) Meclis
Mine
***
***
Günün Sözü
"Herkesle koalisyon yaptım, bacınızı artık eloğluna muhtac etmeyin, sizden kır ata yem vermenizi istiyorum"
Tansu Çiller
***
Ya kız çocukları?
"Kız Çocuklarını İşe Getirme Günü..."
Bu yıl 22 Nisan'da kutlanacak o günde... Çalışan anne babalar, kız çocuklarını elinden tutup işyerine götürüyor... Çocuklar işyerinde yöneticiler tarafından karşılanıyor; değişik toplantı ve tanıtım turlarıyla orada yapılan işler konusunda kendilerine bilgi veriliyor.
Böyle bir güne neden ihtiyaç duyulmuş?
Çünkü kız ve erkeklere eğitimde fırsat eşitliği tanınmasına rağmen ABD'de erkek çocukların iş hayatına kızlara oranla daha iyi hazırlandığı saptanmış. Kızların geleceğe hazırlanmasında bu tür ek çabalar gösterilmesi yararlı bulunmuş.
Güzel bir buluş...
Dünya Bankası'ndan Demet Kaya adlı okurumuz bizi bu yararlı "gün"den haberdar ederken:
"Neden Türkiye'de de böyle bir gün düşünülmesin?" diye not düşmüş.
Kuşkusuz Türkiye'nin böyle bir "gün"e ABD'den daha çok ihtiyacı var.
Dikkatlere sunuyoruz...
Baba'nın evladı!..
TBMM KİT Komisyonu, bankacılıktaki görev süresinin yetersizliği nedeniyle Arı'nın genel müdürlük yapamayacağını belirterek bu görevden alınmasını istemişti. DSP azınlık hükümeti de söz konusu kararnameyi bu isteğe uygun olarak hazırladı. Peki Cumhurbaşkanı Demirel kararnameyi neden imzalamadı?
Bilinmiyor... Ancak akla kimi sorular geliyor... Biri şu:
- Erdin Arı döneminde Emlakbank, Süleyman Demirel'in kardeşi Ali Demirel ile yeğeni Murat Demirel'in şirketleri olan Ege Faktoring, Ege Finansal Kiralama, Era Leasing, Era Faktoring, DEMPA, DEMYÖN'e, aleyhte müfettiş raporlarına rağmen kredi vermiş midir? Ne kadar vermiştir?
Eğer Sayın Erdin Arı bu soruya bir cevap lütfederse aydınlanacağız.
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr
