Çiftlik Bank...

Geçen yılın ortalarında...12 Temmuz 2017 tarihinde KRT Televizyonunda 'Söz İstanbul'da' programında tanıdığımız bir zat konuşuyor. 'Tüketici Başvuru Merkezi Onur Başkanı' imiş... Adı Aydın Ağaoğlu... İnternette bulabileceğiniz konuşmasında bakın ne diyor:

'Bu Çiftlik Bank gelecekte çok insanın başını ağrıtacak, altını çizerek söylüyorum. Yetkililer devreye girmeli, incelemeli, bana göre yasa dışı işlemler, ne SPK'dan izinli ne de BDDK'dan ruhsatlı... Yasa dışı işlemler nedeniyle müeyyide uygulamalı ve engel olmalıdırlar. Ben dolandırıcı diyorum, bunun cezai sorumluluğuna razıyım. Çiftlik Bank, arı alıyorum sizin için, siz bana 50 bin lira veriyorsunuz, ben size 125 bin lira olarak ödeyeceğim. Ay be ay 10'ar bin lira geri göndereceğim. Oh ne güzel! 5 ayda parası geri geliyor. Yok böyle bir kazanç. Keşke çiftçiler böyle kazansa. Peki, ben neden dolandırıcı diyorum? Yasalarımıza göre para toplama yetkisi bankalardadır veya BDDK tarafından yetkilendirilmiş kurumlardadır. Kanunlara aykırı olduğu için, ben buna dolandırıcılık diyorum.'

Bu zat söylenecek her şeyi söylemiş. Ancak geliyorum diye bağıran tehlikeyi görmesi gerekenler görmemiş...

Bu arada muhalefet liderinin 'Para kaptıranlar BDDK'dan istesin' sözü espri miydi? Ciddi mi?

Onu da hala anlamadık!

Mübadiller...

Ayvalık'a 8 km uzaklıkta bulunan Küçükköy'e önce 1893'te Müslüman Boşnaklar geliyor. Sonra Adalı tabir edilen Giritliler, Midillililer, Serezlerliler yerleşiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu köye bir ayrıcalık tanımış ve bir kent müzesi yapmış. Burası Mübadil Kültürü Müzesi gibi düzenlenmiş.

Ancak bakımsız. İlgi bekliyor. Mübadil ailelerinin katkısını bekliyor.

Mübadil deyince aklımıza kimi dostların tavsiyesi ile okuduğumuz bir roman geliyor... Savaşı, mübadeleyi ve topraklarrını terk etmek zorunda kalan insanların dramını anlatan bu kitabın adı: 'Girit'in Perileri'... Aya Kitap'tan çıktı... Yazarı bir mübadil aile torunu olan Özge Budak... Topraklarından koparılan insanların dramları, yaşama tutunma azimleri, umutları güzel anlatılmış kitapta. Sizi o duygulara ortak ediyor.

ZOR

Twitter'da bir vatandaş yarı şaka yarı ciddi, 'İnsanımızın telaffuz etmekte zorlandığı kelimeler'i sıralamış... Bunların kimine dili dönmez halkımızın, kimine içi elvermez...

Mesela:
- Binaenaleyh, entelijansiya, egzajere, konjonktür, proletarya, mütekabiliyet, muayenehane, bilmiyorum, seni seviyorum, özür dilerim, günaydın, iyi akşamlar, pardon, haksızım, haklısın, lütfen, şarj, deşarj...

ULUS

Artık hayatta olmayan değerli bir aydınımız; Prof. Niyasi Berkes yıllar öncesinden sesleniyor...

Ortadoğu'da özgürlük savaşı verdiğini iddia eden kimi güçlere şu mesajı yolluyor;

'Emperyalist güçlerin desteğiyle yürütülmek istenen hiçbir ulusal kurtuluş davası başarılı olamamıştır. Avrupa dışı bütün ulusal kurtuluş savaşları güçlü bir emperyalist devlete dayanarak değil tersine ona karşı savaşarak başarılı olabilmektedir.'

İKİ BİR!

Sanatçı Levent Üzümcü, geçen gün kibrit almak için bir büfeye gitti.

Büfeciyle arasında geçen diyaloğu sosyal medyada izleyicileriyle şöyle paylaştı;

Ben: İyi günler. Kibrit alabilir miyim?

Büfeci: İki bir?

Ben: Kibrit, kibrit.

Büfeci: Kimlik mi?

Ben: (Elimle göstererek) Var ya hani, yakıyorsun.

Büfeci: Çakmak var bizde.

Ben: Bir şey sorabilir miyim? İki bir istesem ne verecektiniz?

Büfeci: Nasıl?

Ben: İyi günler.

Özetle... Herkesin kafası biraz karışık şu günlerde!