Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ANAP lideri Mesut Yılmaz, sağda solda FP'den çok CHP'ye çatarken MHP'yi müstakbel bir ortak gibi selamlıyor. DSP lideri Bülent Ecevit ise CHP'yi barajın altında bırakmayı seçmenden neredeyse açık açık istiyor:
- Gönlü DSP'de olanların falan parti barajı aşamaz düşüncesiyle oylarını dağıtmalarından kaygılanıyorum...
Hükümet kurabilecek sandalye sayısına ulaşamayacakları belli olan DSP ve ANAP'ın, CHP'yi TBMM dışı bırakıp MHP'yle gelecekte ortaklık kurmayı ortak politika olarak benimsedikleri izlenimi doğuyor.
Peki CHP'nin baraj altında kalması kime yarar?.. VERSO Siyasi Araştırmalar Merkezi bu konuyu incelemiş... Eğer CHP 1995 seçimlerinde barajın altında kalsaydı kazandığı 49 sandalye kimler arasında paylaşılırdı?
Çıkan sonuç şöyle: RP 13, DYP 13, ANAP 12, DSP 11...
38 sandalye sağ partilere 11 sandalye DSP'ye...
VERSO diyor ki... Eğer CHP sıfır oy alsa, bu oyların DSP'ye akması ve belli bir kazanç sağlaması olası... Ancak yüzde 10'dan biraz az oy alacak CHP'nin kaybettiği sandalyelerin üçte ikisini sağ partiler yağmalayacak.
Seçmenin dikkatine...

Aliyev'e ödül

Yapılan seçimlerdeki isabetsizlik nedeniyle hemen her yıl tartışma konusu olan Atatürk Barış Ödülü bu yıl Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev'e verildi. Neden?.. Açıkça söylenmese de neden belli; Bakü - Ceyhan boru hattıyla ilgili beklentiler yüzünden.
Bakü - Ceyhan boru hattının nasıl boş bir beklenti olduğunu dün sütununda Güngör Uras yazıyordu... Onu geçelim... Olayın Türk Cuhuriyetlerindeki muhtemel yansımasını konuyu yakından izleyen bir öğretim üyesinin ağzından nakledelim:
- Sayın Aliyev'in barışa nasıl bir katkı yaptığının açık bir izahı yoktur. Böyle bir ödül diğer Türk Cumhuriyetleri'nde kırgınlık yaratacağı gibi Azerbaycan içinde hayli güçlü olan muhalefet tarafından da hoş karşılanmayacaktır. Türkiye bugünü değil geleceği düşünmelidir. Azerbaycan'da iktidara da muhalefete de aynı uzaklıkta durmalı, ayrım yapmamalıdır.

Doğumgünü...

"İyi ki bankada hesabım vardı, yoksa doğum günümü kimse hatırlamayacaktı" diyor geçtiği notta Doktor Ebru Hanım... Doğum gününde tek kutlama mesajı hesabının bulunduğu Pamukbank'tan gelmiş. Şöyle diyormuş mesaj:
"Sizi sevenler, ancak bu sayede varlığınızın ne kadar değerli olduğunu anlayabildi. Bugüne kadar kimbilir kaç kişinin hayatı, küçük bir dokunuşunuzla birdenbire değişti. Gittiğiniz her yer, sizin varlığınızla biraz daha anlam kazandı. Sevdiğiniz şarkıların, filmlerin, kitapların değeri, sizin sevginiz sayesinde biraz daha çoğaldı. İyi ki doğdunuz, yoksa Dünya bir parça eksik kalırdı..."
Bir küçük ilgi... Bir küçük mesaj... Ne çok sevindiriyor insanları...

*Cihan Demirci’den LAFORİZMA
Artık şu 18 Nisan sonrası bazılarını adı "Lider" değil "Gider" olsun yahu!..

Hukuk ve RTÜK!?

Dinimizin teminatı (!) Bacı'nın aile kanalı BTV, bugünlerde yine kapalı... RTÜK tarafından verilen üç günlük yayın durdurma cezasının gerekçesi: Kişi ya da kuruluşları küçük düşürücü ve aşağılayıcı yayın yapmak...
RTÜK üyesi bir dostumuzun telefonunu çeviriyor ve soruyoruz:
- BTV, bu suçtan bugüne kadar kaç kez ekran karartma cezasına çarptırıldı acaba?
- 27 kez!
- Aynı suçun yinelenmesi, hukukun genel prensipleri açısından giderek artan oranda cezayı gerektirir. Bu genel kural, RTÜK yasası için de geçerli değil mi ki, BTV böylesine pervasız olabiliyor?
- Geçerli olmaz olur mu? Yasamızın 33. maddesi, kural ihlalinin tekrarlanması halinde, ihlalin ağırlığına göre yayın kuruluşun izin uygulamasını bir yıla kadar geçici olarak durdurmayı, hatta yayın izninin tamamen iptalini, yani o kanalın tümden kapatılmasını öngörüyor.
- O halde?
- İşte, olayın püf noktası burada... Bizim RTÜK, elindeki yasanın bu amir hükmünü göz göre göre çiğniyor. Bir yayın kuruluşu, yasayı ısrarla ve inatla çiğnemeyi sürdürse de, hakkında verilecek ceza, nihayetinde üyelerin yaptıkları oylamayla kararlaştırılıyor. Bu oylamalarda da maalesef yasanın emredici hükümleri değil, üyelerin kişisel, siyasal ve ideolojik hesapları belirleyici rol oynuyor. Sonuçta da, BTV örneğinde olduğu gibi bir kanal çıkıyor; bir - iki günlük kapatma cezasını göze alarak sürekli şekilde yasayı ihlal edebiliyor.

Hadep'e dayak

Diyarbakır'da miting yapmak isteyen HADEP'lilere atılan dayağı televizyonlardan izlemişsinizdir. Coplar, tekmeler, yumruklar... Kafalara inip kalkan tahta sopalar... Polise sevabına yardımcı olan eli sopalı siviller... Ne diyor devlet yıllardır; "Terör çözüm değil, çözüm demokraside..."
Ama devlet kendi koyduğu kurala kendi uymuyor. Seçime katılmasına izin verilen bir partiye demokrasinin kuralları uygulanmıyor. Ne mesaj veriliyor peki:
- Demokraside size hayat yok, en iyisi dağa çıkın...
Bu mudur istenen?..



Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr