Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       Alman Sosyal Demokrat Partisi SPD, iktidarda uygulayacağı programı 3 yıl önceden tartışmaya başladı...
       Seçime 1 yıl kala Seçim Merkezi olarak bir bina kiraladı. Seçim hazırlığının 12 aylık takvimini yaptı.
       Seçime 11 ay kala ön seçim yaparak milletvekili adaylarını belirledi.
       Seçime 6 ay kala SEÇİM KURULTAY'ı topladı.
       Seçime 3 ay kala Bakanlar Kurulu'nu ilan etti.
       Seçime bir ay kala ilk 100 günlük programı ilan etti..
       ***
       Yukardaki takvimi gönderen CHP Milletvekili Ercan Karakaş soruyor:
     Â- CHP olarak seçim kararını 6 ay önce aldırdık... Seçime 3,5 ay kaldı. Ve ortada hiçbir hazırlık yok...
     ÂErcan KarakaÅŸ devam ediyor:
     Â- CHP, Ä°ngiliz İşçi Partisi ve Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin kurultaylarına temsilci gönderiyor. Bu temsilciler dönüşte o partilerin nasıl çalıştıklarına iliÅŸkin rapor yazarak yönetime veriyor. Yöneticiler bir sosyal demokrat partinin seçime nasıl hazırlandığını biliyor. Ancak hiçbir benzer çaba göstermiyorlar...
       Ercan Karakaş bu sözlerinde baştan sona haklı...
       CHP ön seçimi ne şekilde yapacağını ancak dün görüştü. Ve bugüne dek ne tutarlı bir sistem eleştirisi, ne seçim sonrasına dönük bir icraat programı koydu ortaya... Lafla peynir gemisi yürür mü? Seçimde göreceğiz...

       Ziraat Bankası bu ay emekli maaşlarını 4 Ocak'ta ödedi. Emeklilerin trilyonlarca lirasını ayın ilk üç günü kullandı. Sebebini sorduk... Yanıt gelmedi. Bir kez daha soruyoruz... Ziraat Bankası emeklilerin trilyonlarını hangi sebep ve hangi hakla 3 gün geç ödedi?..
       Alacakları için ayda yüzde 7 - 10 arası faiz uygulayan Ziraat Bankası geç ödeme halinde neden faiz ödemiyor?..
       Acaba Sayın Genel Müdür bir yanıt lütfedecek mi?

       Okurumuz Yılmaz Soysal, New York'tan bir utanç haberi gönderiyor. Okuyalım:
       "23 Aralık 1998 Çarşamba gününün ilk saatleri... 02.00 ile 03.15 arasında tam 36 kanalda, yıllardır bu topluma seyrettirilen GECE YARISI EKSPRESİ filmini rezillikte fersah fersah geçen yeni bir seks filmi seyrettirildi. Konusu; tamamen Türkiye, Türk gümrük kapıları, Türk hapishaneleri ve de Türk subayı ve askeri. Türk bayrağının ve Mustafa Kemal portresinin altında yüzde 100 çıplaklıkla tecavüz olayı sergilenen bu çirkinliğin teşhirine izin veren büyük ve kadim dostumuza nasıl tepki göstermek gerekir bilemiyorum. Bu durumu büyükelçiliğimize bildirdim. Film `Global Porter' yapımı, ismi sanırım On The Road And Uzo..."

       Arşivi karıştırırken gözümüze çırptı... Aşağıdaki satırları 17 Eylül 1996 günü, yani bundan 2 yıl 3 ay önce bu sütunda yazmışız. Birlikte okuyalım...
       ***
       "...Hakem Metin Tokat Beşiktaş maçında Boliç'in düşürülmesine penaltı çalmadı diye Fenerbahçe Başkanı Ali Şen müteselsilen şu isimleri suçluyor.
       Orta Hakem Metin Tokat.
     Â
Hakemler Derneği Başkanı Ahmet Çakar.
     Â
Derneğin İstanbul Şubesi Başkanı Serdar Çakır.
     Â
Merkez Hakem Kurulu Başkanı Doğan Babacan.
     Â
Futbol Federasyonu Başkanı Şenes Erzik.
     Â
Başkan Ali Şen, Federasyon Başkanı (Fenerbahçeli) Şenes Erzik'i Fenerbahçe düşmanlığından vazgeçmesi için uyardıktan sonra olabilecekleri şu sözlerle özetliyor:
     Â- Yoksa onu ben bile kurtaramam...
       Ali Şen yukarıdaki isimleri önceki akşam en az 4 televizyon kanalından ayrı ayrı suçladı. Ancak bu isimlerden hiçbiri o kanallara telefon açıp yanıt vermedi. Acaba suçlamaları kabullendiler mi?
       Suçlamaya muhatap olanlardan yanıt gelmediği gibi diğer kulüplerden de hakemleri savunmaya yönelik ses çıkmıyor. Geçen yıllarda olduğu gibi... Hakemlerin bu psikolojik baskı altında motivasyon bozukluğuna girmeleri ve bundan sonra daha sık yanlış düdük çalmaları kaçınılmazdır. Bu kadar baskı altında hakemlerin sağlıklı ve dürüst maç yönetmesine imkan var mı?"
       ***
     ÂAli Åžen, verilmeyen bir penaltı yüzünden ilgili ilgisiz bütün futbol yönetimini böylesine silkelemiÅŸ. Tehdit etmiÅŸ. Ali Åžen silkeleye silkeleye Futbol Federasyonu'ndan Merkez Hakem Komitesi'ne kadar bütün üst kuruluÅŸları kendi hizasına getirdi. Hakem müessesesi çöktü ama ziyanı yok. Dikkat ederseniz bugün Merkez Hakem Komitesi'nden hemen tüm kulüpler ÅŸikayetçi, Fenerbahçe memnun. Çünkü o tarafa karşı saygıda kusur edilmiyor.
       Galatasaray yönetimi ise dün neyse bugün o... Monşerler ve yupilerden kurulu Galatasaray yönetimi oynanan oyunları video bantlarla kamuoyuna teşhir etmek gibi uğraşları bırakın... Haksızlıklar karşısında gık demiyor. Bunun kavgasını da antrenör Fatih Terim'e bırakıyor. O yüzden Terim 1 ay ceza almış bulunuyor.
       ***
       Kulübün haklarını savunamayan bu yönetim para idaresini de beceremedi. Hesapsız harcamalar yüzünden doğan açığı kapatmak için şimdi takımın temel direği olan futbolcuları satıyor. Aynen kanını satan hasta gibi... Bu yılın umutları suya erdiği gibi önümüzdeki yıl da gözden çıkarıldı. Kulüp bir takım beceriksiz adamların çiftliği durumunda... Yazık, günah...




Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr