Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Doğru Yol Partisi bu seçim döneminde 55 ilde önseçim yaptı... Ön seçim kararı Cesur Yürek'in (Tansu Çiller) fırtına gibi estirdiği "İkinci Demokrasi Hamlesi"ne yakışan ve bu hamleyi güzelleştiren bir karardı.
Ön seçim sonuçları alındı...
Çöpe atıldı.
Kayseri'de birinci sıraya "Onbaşı Davası"nın avukatı Sevgi Hanım...
İkinci sıraya Özer Çiller'in avukatı Atilla Özer yerleştirildi.
Adana'da Ali Antepüzümü birinci, Halit Dağlı dördüncü çıkmıştı önseçimden.
Yerleri değiştirildi. Antepüzümü 4, Dağlı 1'inci sıraya oturtuldu.
Kocaeli'de Meral Akşener getirildi liste başına kondu...
Örnekler çok... Yerimiz az...
Özeti... İkinci Demokrasi Hamlesi, Cesur Yürek'in demokrasi bilgisi ve hassasiyetine uygun biçimde sürüyor.

Bankada olay...

Banka'daki olayın kahramanı bir emekli albay...
Emekli albay, Reuters Ajansı'nın haberine göre, bankaya bir av tüfeğiyle geliyor, müşteriler arasından bir kadını rehin alarak ölümle tehdit ediyor...
Bankayı mı soymak istiyor Albay...
Yok canım... Sadece parasını istiyor...
Çünkü "Rossisky Kredit" adlı bu banka uzun süredir müşterilerine ödeme yapmıyormuş. Albay'ın da eşi hasta olup ameliyat parasına ihtiyacı varmış.
Albay'a ödeme yapılacağına dair söz verilince rehineyi serbest bırakmış. Ancak yine de gözaltına alınmaktan kurtulamamış...

*Küskünler şimdi de hükümet olmak istiyorlarmış...
Bir de sendika kursunlar bari, adı da "KÜSK" olsun!..

Köprü vardı eskiden...

Galata Köprüsü dediğiniz yer aynı zamanda vapur iskelesiydi eskiden... Sabah yolcu indirir, akşam yolcu bindirirdi... Kendinizi yorgun mu buldunuz akşam vakti... Köprüaltı kahvehaneleri işte o yorgunluğu almak içindi. Bir fincan kahve, dilerseniz bir şişe nargile... Bir dostunuzla "iki mars bir oyun" tavla... Yorgunluk kallavi mi?.. Yanıbaşı meyhane... Dizi dizi kitaplar da satılırdı bir köşede... Vapurlar gelir giderdi... Bir mütevazı şiir gibi... Vapurlar / ballı börekli / çaylı çörekli / nane şekerli / susamlı / simitli / yorgun istimli / Çeşit çeşit isimli / Kalender / Tarzınevin / Suat / Ülev / Halas / Vapurlar / yorgun argın / geçmişe dargın / vapurlar...
Şimdi de bir köprü var aynı yerde... Betondan bir karayolu köprüsü... Ne iskelesi var, ne insan sıcaklığı.. Üstelik açılıp kapanmıyor. Vapurlar o yüzden Haliç'te rehin... Denizi sevmeyen insanların hükmettiği İstanbul öldürüyor hem denizi hem denize ait güzellikleri... Gariban şehir...

(Fotoğraf: Ara Güler)

Eyvah 2000 geliyor!

Yalnız bilgisayar dünyasını değil bütün dünyayı diken üstüne oturtan "2000 sendromu"nun ne olduğu az çok biliniyor. Bilgisayarlar malum, yılları son iki rakamlarıyla 97, 98, 99 diye gösteriyor.... Problem yok. Ancak 2000 yılına girildiğinde ve bu yıl "00" şeklinde gösterildiğinde büyük problemler doğabilecek. Zira birçok bilgisayar bu rakamı "1900" şeklinde de algılayabilecek. Önlem alınmaması halinde haberleşmeden ulaşıma, ulusal güvenlikten sağlık hizmetlerine dek çok geniş bir yelpazede sıkıntılar yaşanacağından, bilgisayar sistemlerini "2000"e uyumlu kılmak amacıyla dünya çapında bir seferberlik sürüyor şu sıralarda. Peki bizde durum ne, derseniz...
Hürriyet gazetesi ve Bilişim Vakfı'nın önceki gün İstanbul'da ortaklaşa düzenlediği seminerde konu enine boyuna tartışıldı. Orada aktarılan bilgilere göre: 10 ay sonraki "kıyamet günü"ne "en riskli" konumda girecek "4'üncü grup" ülkeler arasında değiliz. (Ama komşumuz Rusya bu kategoride. Dolayısıyla Rusya'ya özellikle "enerji" alanında olan bağımlılığımız bizim için ek sıkıntı yaratabilir.) "Ciddi risk altında" sayılan 4'üncü gruptan biraz daha iyi konumda, "3'üncü" grup ülkeler arasındayız halen. (İlginçtir, Doğu Almanya'nın geri teknolojisini devralan Almanya da bizimle aynı risk grubunda...) DPT öncülüğünde son dönemde hız kazanan "2000'e uyum" çalışmaları sayesinde önümüzdeki 10 ay içinde daha az riskli "2'inci gruba" terfi edebileceğimiz, dolayısıyla 2000'e girişteki muhtemel depremi az sarsıntı (ve az hasarla) atlatabileceğimiz de kaydediliyor. Aktarılan bir başka ilginç bilgiye göre de.. Şu an ülke içinde 2000'e uyum problemini aşmış (veya son rötuşları yapan) kurum ve kesimlerin başında Merkez Bankası, finans sektörü, Dışişleri ve MİT geliyor...
"2000'e uyum" konusunda danışmanlık hizmeti veren uzmanlardan Ahmet Araşan'ın aktardığı küçük bir espriyi de bu vesileyle kayda geçelim:
- Geçenlerde bir arkadaşımla 2000 sendromu üzerine konuşuyorduk. "Önlem alınmazsa şu şu sıkıntılar doğabilir" diye saymaya başlamıştım ki, sözümü kesti arkadaşım; "N'olacak, 2000'e girince elektrikler mi kesilecek? Şimdi de hergün kesiliyor. Sular mı akmayacak? Şimdi sanki doğru dürüst akıyor da!.. Bankalarda sistem çökecek, ben de çekimi tahsil edemeyeceğim, öyle mi?. Bu sorunu bugün de yaşıyorum zaten... Bize birşey olmaz! Çünkü bize her gün 2000!.." Bir gerçeği de şakayla karışık böyle dile getirdi arkadaşım...

KALLİ

Beşiktaş antrenörü Galli gitti yerine Kalli geldi...
Kalli yani Feldkamp'a başarılar dilerken bir ünlü sözü iliştirelim:
"Antrenörler ikiye ayrılır. Görevden alınanlar, görevden alınacaklar..."

Bankaları kullanıp 11.5 katrilyon lira kara para aklayan vurguncular tutuksuz yargılanırken, Manisalı gençler 15 yıl istemiyle yargılanıyor.
Memleketimden insan manzaraları.
Kimi vurguncu, kimi pırıl pırıl, genç yaşında yemiş vurgunu...



Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr