Neler istedi de Mesut Yılmaz kendisini listeye almadı. Çelebi konuşuyor:- Bugünkü Siyasi Partiler ve Seçim yasalarıyla vatandaş iradesinin Meclise sağlıklı şekilde yansımasını sağlamak mümkün değil. Ben, son dönemde bu konu üzerinde yoğunlaştım. Söz konusu yasalarda değişiklik tekliflerimi anlatan 6 Kasım 2001 tarihli kitabımı hem Genel Başkanımın hem de kamuoyunun bilgisine sundum. - Bir suçunuzu böylece öğrendik, diğerleri? - Siyasi partilerin harcamalarında şeffaflık istedim. Çünkü temiz siyaset için bu şarttı. Ha, bir de genel başkanların üç dönemden fazla görev yapmamalarını istedim. ANAPın ağır toplarından Işın Çelebi önümüzdeki dönem Mecliste olmayacak, çünkü Mesut Yılmaz kendisini listeye almadı. Peki ne oldu? Felipe vakası... Galatasaray kulübü basın sözcüsü Ali Dürüst bilgi veriyor:- Felipenin yüzde 50si 3 milyon 250 bin dolara alındı. 3 yıllık mukavele yaptık. Bu para 3 yılda ödenecek. Futbolcunun kendisine de yılda 700 bin dolar vereceğiz. Ayrıca Sarr ve Christianı da bir yıllık bedava kiraladık.Doğrusu Galatasaray bu defa iyi iş yapmış...* Yabancı futbolculara milyonla dolar verilmesine karşıyız. Ama böylesine değil. İyi ki alınmış... Peki kaç paraya alınmış? Cavit Çağların oğlu dansöz Nez için 7 şişe şampanya patlatmış. Çok değil... İsterse şampanyayı hortumla akıtır... Haldun Ertem Otomobilsiz pazar... Pazar günü tüm yurtta vatandaşlar otomobil kullanmamaya davetli.Otomobilsiz yaşayabilir miyiz? Bir yerden bir yere toplu taşıt aracı veya yürüyerek gidersek incilerimiz dökülür mü? Kentlerde egzoz dumanı azalırsa zehirlenir miyiz? Pazar günü bunları görmek için iyi fırsat... Önümüzdeki pazar "Avrupa otomobilsiz kent" günü... Şehir Plancıları Odası, Ankara Tunalı Hilmi Caddesinde saat 13.00te bir yürüyüş düzenliyor. Saat 14.00te Kuğulu Parkda bir konser var. Öğretim yılında... Bertrand Russel "Sorgulayan Denemeler" adlı kitabında Anton Çehovun öyküsünü anlatıyor. Adam kedi yavrusuna fare tutmayı öğretiyormuş. Yavru farelerin peşinden koşmayınca adam onu dövermiş. Sonunda ne olmuş biliyor musunuz? Yavru büyüyünce her fare gördüğü yerde dayak korkusuyla yere siniyormuş...Dayak ve korkuyla eğitimin sonu budur... Öğretim yılı başladı. Sopalar duvardan indi. Malum ülkemizde çocuklar hâlâ çoğu yerde dayakla, azarla, korkuyla eğitilir. Sözümüz onlara... Komik gelen... bir şey, seçim ile ilgili her gün çeşitli anketler ve tahminler yayımlanması ve bazılarının bunu ciddiye almaları... Trafikte 3 dakika içinde 10 kez şerit değiştiren bir millet, 3 ay içinde daha kaç kez fikir değiştirir görürsünüz..." Bana komik gelen Dr. Hamit Yakup Ders Türkçe "... Burada Kürt ve Arap kökenli çocuklara Türkçe öğretmek gerçekten çok zor. Hem ailede ve çevrelerinde konuştukları dil Türkçe olmadığı için zor; hem de sosyal etkinliklerin olmayışı (tiyatro, konser, panel ...vb.) bizim işimizi zorlaştırıyor. Bir diğer zorluk da müfredat. Milli Eğitim Bakanlığı ve varlığını sürdüren eğitim dizgemiz Güneydoğu gerçeği göz önüne alınmaksızın hazırlandığı için buradaki öğrenciler ile Batıdaki öğrencilere verilen eğitim programı aynı. Oysa daha incelikli ve kapsamlı bir dil ve yazın eğitimi vermemiz gerekir...Çoğu Türkçe öğretmenimiz malum sebeplerden bunları dile getirmeye çekiniyor.Yönetim erki, hâlâ buradaki insanların günlük yaşamda konuştukları şeyin Türkçenin bozuk bir lehçesinden ibaret olduğunu düşündüğü için ayrı bir Türkçe eğitim programı çıkarmayı gereksizlik olarak değerlendiriyor.Sonuçta olan buradaki güzelim gençlere oluyor. Çünkü layıkıyla öğrenemedikleri Türkçeden batı illerimizde yaşayan öğrencilerle aynı sınavlara (Fen Liseleri, Anadolu Liseleri, ÖSS...vb.) tabi tutuluyorlar. m.asik@milliyet.com.tr Kürtçe eğitim tartışmaları arasında Türkçe eğitimi ıskalamış olmayalım! Güneydoğudan bir öğretmen okurumuz uyarıyor: