Cumhuriyet tarihinin en görkemli demokratik gösterisi olan “Adalet Yürüyüşü” zafer adımlarıyla son buldu. Bugün Maltepe’de “Adalet buluşması” düzenleniyor. CHP bir milyonun üzerinde katılım bekliyor. Aslında sayı pek de önemli değil. Kemal Kılıçdaroğlu ve on binlerce katılımcı bu yürüyüşün başarısını günler süren yürüyüş sırasında zaten ilan ettiler. Siyasi irade yürüyüşü başlangıç yeri olan Güvenpark’ta durdurmak istedi ama başarılı olamadı. Sonradan atılan onca çamur ve iftira da işe yaramadı. Mutlu sona kazasız belasız 25 günde ulaşıldı.
Katılımcıların ortak görüşü bu hareketin olağanüstü başarılı bir organizasyon ve disiplin içinde yürütüldüğüdür... Binlerce kişinin ulaşım, su, tuvalet, gıda ihtiyaçları anında karşılandı. Hiçbir provokasyon girişimi başarılı olamadı.
Bundan sonra ne olacak? Ortak talep adeta bir çığlığa dönüşen adalet talebinin etkili gösteriler ve Meclis çalışmalarıyla sürmesi yönündedir. Üstelik sadece yargıda değil hayatın her alanında adalet için mücadele vermeli. Türkiye öyle bir ülke ki...
Gelir dağılımında adalet yok.
Vergide adalet yok...
İşe alımda adalet yok...
Askere alımda adalet yok...
İhalelerde adalet yok...
Sınavlarda adalet yok...
Ücrette adalet yok. Yok oğlu yok...
Adalet talebinin kapsamı yukarıdaki alanlara doğru genişletilmeli...
Toplum Kemal Kılıçdaroğlu’na büyük bir kredi açtı...
Bu krediyi gereğince kullanmak onun becerisine kalıyor...
Alman kapısı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’da miting yapmasına izin verilmemişti ama hiç değilse Hamburg Konsolosluğu’nda bir konuşma yapabileceği bildiriliyordu.
Berlin Büyükelçiliği Basın Müşaviri Refik Soğukoğlu, yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, konsoloslukta olası bir konuşma için Federal Hükümet’ten izin alması gerekmediğini, bu mekanların devletler hukukunun özel koruması altında olduğunu söylemişti. Ancak sayın Konsolos yanılıyordu.
Almanya kısa süre önce yabancı ülke siyasetçilerine, bir siyasi etkinlik için en az 10 gün önceden izin isteme yükümlülüğünü getirdi. Böyle bir onay verilmediği müddetçe, nerede olursa olsun, bir siyasi etkinlik mümkün olmayacaktı. Erdoğan’ın konuşması işte bu düzenleme ile engellendi.
Alman yetkililer Erdoğan’ın sadece Cumhurbaşkanı değil aynı zamanda Adalet ve Kalkınma Partisi lideri olduğuna da dikkat çekiyorlar...
Önemli bir karar daha var... Bir başka ülkenin siyasetçisi ülkesinde seçim varsa o seçime üç aydan daha az zaman kala Almanya’da konuşma yapamayacak.
Her türlü konuşmanın “Kamu güvenliği ve düzenini tehdit etmemesi gerektiği”nin altı çiziliyor. Aksi halde izin verilmeyecek. Bu önlemler anlaşıldığı gibi AKP’li siyasetçileri hedefliyor. Özetle Almanya, kapılarını bizim siyasetçilerin şovlarına kapatmış bulunuyor.
TATİL
Bilindiği üzere Almanya Parlamentosu Savunma Komisyonu üyelerinin İncirlik’teki Alman askerlerini ziyaretine izin vermedik. Onlar da üslerini başka ülkeye taşıma kararı aldılar. Alman Meclisi İncirlik’teki 260 Alman askerinin yaşadığı koşulları denetlemeyi vazgeçilmez bir görev olarak görüyordu. Bu manzarayı izlerken merak ettik...
Bilindiği üzere bizim de Afganistan’da ve Balkanlarda askerimiz var. Peki, bizim Milli Savunma Komisyonu üyeleri de bu askerlerimizi zaman zaman ziyaret edip sorunlarını dinliyor mu?
Soruyu Milli Savunma Komisyonu’nun CHP’li üyesi Hüsnü Bozkurt’a sorduk. Gelen yanıt;
- Ziyareti bırakın, bizim komisyon bir yıldan fazladır toplantı bile yapmıyor. En son toplantımızı 2016 Mayıs’ında yaptık. Çünkü iktidar Meclis’in bu konularla meşgul olmasını istemiyor.
TWEET
Emekli General Ahmet Yavuz’dan bir Tweet:
“Vatansever olmak hainler dışında herkesi sevmeyi gerektiriyor. Bu da, ahmak ve aptallara da katlanmayı zorunlu kılıyor. Böyle biline...”
HEMO
YPG elebaşlarından Sipan Hemo, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Suriye - Afrin sınırına asker konuşlandırmasını savaş ilanı olarak yorumlamış, daha da küstahlaşıp “Türklerin hazırlığı savaş ilanı seviyesine ulaştı, önümüzdeki günlerde çatışmalar olabilir, bu ihtimale karşı kayıtsız kalmayacağız” diyerek Türkiye’yi tehdit etmişti.
Hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş, bu suçlamaya cevap verdi:
- Afrin’den füze atanlara sessiz kalamayız. Suriye sınırında askeri önlemler savaş ilanı değil, gelecek tehlikeye karşı hazırlık yapıyoruz...”
Sonuçta Hükümet sözcüsü, terör örgütünün elebaşısını muhatap alıp adeta özür dilercesine açıklama yaptı...
İşte bizim devletin ve devlet adamlarının geldiği yer...