Geçen yıl TIR gezimizde uğradığımız Isparta’da aydın, becerikli, yaratıcı, duyarlı bir Vali tanımıştık; Halil İbrahim Daşöz... Sayın Daşöz’ün iki ilginç projesi vardı... Öğretmenler ve öğrencilerin katkısıyla "Ulusal Eğitime Destek Kampanyası" çerçevesinde iki okul...
Projelerin yürürlüğe konduğunu bu yılın başlarında okurlarımıza duyurmuştuk...
Sayın Daşöz birkaç gün önce iki kocaman okul fotoğrafı gönderdi...
Öğretmenlerin katkılarıyla yapılan Öğretmenler İlköğretim Okulu...
Öğrencilerin katkısıyla yaptırılan Öğrenciler İlköğretim Okulu.
Isparta’da çalışan 4100 öğretmen, maaşlarından gönüllü bağışlarla 100 milyar liralık katkı sağlamışlar... Valiliğin üstünü tamamlamasıyla 16 derslikli Öğretmenler İlköğretim Okulu ortaya çıkmış. Girişine Ceyhun Atuf Kansu’nun ünlü şiirinin başlığı "Dünyanın Bütün çiçeklerini Getirin Buraya " yazılmış.
Öğrenciler İlköğretim Okulu da İsparta’daki 31 bin öğrencinin 150 milyar liralık bağışıyla inşa edilmiş. Üzerine Kansu’nun şiirinden esinlenerek:
"Dünyanın Bütün Çiçekleri Burada" yazılmış.
Öğrencilerin okul yapımına sembolik katkıları onlara katılımcı duygular ve ömür boyu mutluluk verecektir.
Diğer illerde benzer projeler düşünülemez mi?
Tayyip Erdoğan, dokunulmazlığı kaldırmakta ısrar eden Deniz Baykal’a çatıyor:
- Yargı sürecinde olan insanları suçlu gibi göstermek talihsizliktir...
Peki yargı sürecindeki insanları dokunulmazlık zırhına sokup yargıdan kaçırmak nedir? Aklanmalarını önleyerek suçlu göstermek değil mi?
Ayrıca geçen dönem yaşadık... Dokunulmazlık siyasetçilere yolsuzluk cesareti veriyor. Enerji, Bayındırlık gibi paralı bakanlıkların başında oturanlar iyice pervasızlaşıyor.
Dokunulmazlığa dokunmamak hırsızlığı teşvik etmektir.
Meclis Başkanı Bülent Arınç, önceki akşam eski Meclis Başkanları ve milletvekillerine iftar yemeği verdi. Tabii ki masrafı cepten çıkarmadı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Arınç’ın davetine "Ben törensel iftar yemeklerine katılmıyorum ayrıca bunları yanlış buluyorum" diyerek icabet etmedi. Acaba CHP İstanbul Milletvekili Yaşar Nuri Öztürk katıldı mı, katılır mıydı? Cevabı:
- İftar yemeklerinde iki husus çok önemlidir; birincisi yemeği kendi cebinden vereceksin, ikincisi fakir fukaraya vereceksin. Kardeşim de verse ben bu iki koşula uymayan iftara katılmam.
AKP "Anayasa’yı değiştireceğiz" diyor. Deniz Baykal kuşkulanıyor:
- Anayasa’yı değiştirmek istiyoruz derken Anayasa’nın bazı madde ve kurumlarından topyekûn kurtulma arayışını mı ifade ediyorsunuz?
Abdullah Gül yüreklere su serpiyor:
- Anayasa değişikliği büyük bir uzlaşma içinde yapılır. Uzlaşma Komisyonu kurulur. AKP ve CHP o komisyonda eşit sayıda temsil edilir. Meclis gündemine üzerinde anlaşmaya varılan konular getirilir..
Anayasa bu şekilde değişir mi? Değişmeli mi?
Profesör Zafer Üskül diyor ki:
- Anayasa’nın bir yerini düzeltince başka bir tarafı bozuluyor. Artık mutlaka yeni bir Anayasa yapılmalı...
- CHP’nin tavrına ne diyorsunuz?
- CHP Anayasa değişikliğine karşı çıkıyor ama yeni bir Anayasa’ya olan ihtiyacı dile getirmiyor. Yeni Anayasa için model de önermiyor. Eksik bir tavır.
- Gül’ün teklifine ne diyorsunuz?
- Kabul edilemez. Değişiklikler ortak komisyonda kararlaştırılsa dahi sonunda bu Meclis’te onaylanacak. Her an değişikilik önergesiyle maddeler değişebilir.
- Peki ne yapmalı?
- Anayasa bir toplumsal sözleşme olduğuna göre toplumun bütün kesimlerinin mutabakatıyla yapılmalı. Nasıl derseniz... Önce 150 kişilik bir Kurucu Meclis kurmalı. Bu Meclis’i barajların olmadığı adil bir seçim sistemiyle halk seçmeli. Ancak ne AKP ne CHP’nin bu meclise evet diyeceğini sanmam.
- Neden?
- Çünkü o zaman kendilerinin demokrasideki ağırlığının TBMM’de göründüğünden çok hafif olduğu ortaya çıkacaktır. Bugünkü meclisin ne kadar yanlış bir meclis olduğu görülecektir...
Yeni bir Anayasa için yeni bir Kurucu Meclis... Galiba slogan bu olmalı.
Hükümet programını eleştiren Baykal, gerçek gündemin yolsuzluk ve yoksullukla mücadele olduğunu söylemiş.Yolsuzluk ve yoksulluğun gerçek gündem olduğu ülkeyi AB’ye alırlar mı?
Haldun Ertem