UPİ ajansı abonelerine 14 Ocak 1999 günü şu haberi geçti:
     Â"Washington - ABD yetkilileri, Pentagon'un, Kuzey Irak'taki hava savunma üslerine karşı büyük bir bombardıman kampanyası planladığını bildirdiler. BilindiÄŸi gibi bu üslerden Amerikan uçaklarına karşı üç gün üstüste ateÅŸ açıldı.. Yetkililer bombardımanın Ramazan bayramından hemen sonra baÅŸlayabileceÄŸini eklediler..."
      Bu bombardımanın haklı bir gerekçesi var mı?
      Newyork'taki Uluslararası Eylem Merkezi'nin (İnternational Action Center) web sayfasını (www.iacenter.org) açar ve şöyle bir gözden geçirirseniz... Bu Merkez'in koordinatörü Sara Flounders'in şu sözlerini okuyabilirsiniz:
      - Uçuşa kapalı bölge ABD ve İngiltere'nin yapay icadıdır. Birleşmiş Milletler veya benzeri bir uluslararası organın izniyle kurulmamıştır. Bu yüzden Birleşmiş Milletler beyannamesi ve uluslararası hukuka aykırıdır. Bu bölge üzerinde uçuş yapmak bir savaş eylemidir. Irak'ın hava sahası egemenliğini açıkça ihlal etmektir. ABD sonuçta Irak'ın kendi hava sahasının üçte ikisini kullanmasını yasaklamıştır. Bu alan sivil havacılığa da kapalıdır. Ticari uçuşlar yalnızca 33 ve 36'ıncı paraleller arasında yapılabilmektedir.
      CNN Televizyonu 26 Aralık'ta "Irak'ın Batılı uçakları tehdit ettiği" savlarının anlamsız olduğunu, zira Irak uçaksavar ateşinin ancak 10 bin feete ulaşabildiğini, oysa ABD uçaklarının 30 ben feet yükseklikte seyrettiğini bildirmiştir.
     ÂSara Flounders sonucu şöyle özetliyor:
      - ABD'nin uçuşa kapalı bölge üzerinde uçuşları yeni bombardımanlar için provokasyondur... Bombalama eylemleri durmalı, Irak'a uygulanan ambargo kaldırılmalıdır...
      ***
      Amerika Irak'ın kendi toprağını ve hava sahasını savunmasını kendisine saldırı olarak niteleyerek Kuzey Irak'a yönelik geniş çaplı bir bombardıman başlatacak mı? Göreceğiz. Eğer bu bombardıman gerçekleşirse İncirlik Üssü kullanılacak, Türkiye kendi lehine olmayan bir saldırıya yataklık edecek, çoluk çocuğun bombalarla öldürülmesi suçuna ortak olacak, Irak'ın ve Arap dünyasının yeniden düşmanlığını çekecektir.
      Türkiye kendi topraklarının kendi aleyhine kullanılmasına seyircidir.
     ÂYerle bir olmuÅŸ Irak bağımsızlık onurunu son kurÅŸununa kadar savunurken, Türkiye tek kurÅŸun atmadan ABD'ye teslim olmuÅŸ olmanın acı sonuçlarını yaşıyor.
      Ve ABD'nin Irak'a yaptığı haksız saldırılara Türk kamuoyundan ABD'deki kadar bile muhalefet yükselmiyor.
      Sormaz mısınız? Atatürk bu ülkeden mi geçti?
      Bir gün, bir yıldan daha uzun olabilir mi?
      Olabilir... Yani oluyor...
      Mesela Venüs gezegeninde bir gün, bir yıldan daha uzun...
      Nasıl oluyor derseniz... Basit...
      Gün, bir gezegenin kendi çevresinde döndüğü süre, Yıl ise gezegenin güneş etrafındaki turudur malumunuz. Venüs gezegeni kendi çevresinde 243 günde dönerken güneş çevresindeki turunu daha kısa bir sürede yani 224 günde tamamlıyor. Böylece orada bir yıl, bir günden daha kısa sürüyor.
      Sen bunları nereden biliyorsun diye sorarsanız...
      Bilmiyordum, geçenlerde "Tübitak Popüler Bilim Yayınları" kitapçıklarından "Astronomi" adlı olanını karıştırırken öğrendim. Buna benzer yığınla ilginç bilgi yer alıyor bu kitaplarda. Tertemiz baskılı, rengarenk, ucuz, çocukların da anlayabileceği bir dille yazılmış... Harika kitapçıklar....
      Çocuğunuza bir tane alın.. Elinizden bırakamayacaksınız.
     ÂCogito adlı dergi, son sayısını "Yalan"a ayırmış... Arda Denkel ve Itır Beyazyürek'in "Felsefe olarak yalana bakış" baÅŸlıklı yazıları bir gerçeÄŸi iÅŸaret ediyor... Ä°nsanlar (veya siyasi partiler) baÅŸkalarını aldatmak için ille de yalan söylemek zorunda deÄŸildir... Ya nedir? Okuyalım:
      "...Birini yalan söylemeden de aldatabiliyoruz; insanları sessiz kalarak kandırmak mümkün olduğuna göre, bu, onları yalan söylemeden aldatabileceğimizi gösteriyor...
      Yani... Kötü, sarsıcı, üzücü, zararlı olaylar karşısında doğruyu bildikleri halde konuşmayıp susan aydınlar, siyasetçiler ve siyasi partiler yalan söylemedikleri halde halkı adatmaktadır... Felsefe bunu söylüyor.
      Emekçileri savunmak adına siyaset arenasına çıktığı halde yağma, talan, soygun karşısında susan bir siyasi parti de seçmenini aldatmış olur. Biline...
      Ünlü aktör Charles Bronson 77 yaşında baba olmuş.
      Kendisi hakkında şu fıkra anlatılıyor.
      Bronson geçenlerde aile doktoruna giderek:
      - Doktor baba oldum, demiş, peki 77 yaşında baba olunur mu?
     Â- Olunur, demiÅŸ doktor..
      - Nasıl olunur?
     Â- Bunu size bir av öyküsüyle izah edeyim. Ava gittiniz. Karşınıza bir ayı çıktı. TetiÄŸi bastınız. AteÅŸ almadı. Çünkü namluya fiÅŸek koymayı unutmuÅŸsunuz. Fakat aynı anda ayı kanlar içinde yere serildi. Bu nasıl olur?
      - Demek bir başkası fişekledi doktor...
     Â- Ä°yi bildiniz...
      Soru: "Kararlı" seçmen ne demektir?..
      Cevap: Hangi partiden kazık yiyeceğine karar vermiş seçmen demektir!..
      İşi olan da olmayan da cep telefonu sahibi olunca
      hatlar kilitlendi.
      Milletçe kapsama alanı dışında kaldık.
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr