Acı biberin kilosu 100 lirayı geçmiş. Genç yaşta yitirdiğimiz yazar Mehmet Baydur onu şöyle tarif eder:
- Yenilen meyve ve sebzelerin içinde, ısırdığımız zaman hemen yanıt veren tek yiyecek biberdir. Gözleri yaşartır, kulakları uğuldatır, kızartır, bozartır. Biberin zevk veren bir yönü olduğunu söylersek çizmeyi aşmış olmayız.
Bilim adamları biberin nikotin, kokain, alkol gibi bağımlılık yarattığını söylüyorlar.
Macar bilim adamı Albert Szent Györgyi acılı yemekleri incelerken biberin çok zengin bir C vitamini kaynağı olduğunu bulmuş. Bu beyaz kristalimsi maddeyi keşfettiği için 1937 yılında Nobel ödülünü almış.
Dünyanın en acı biberi Meksika’nın Yucatan bölgesinde yetişiyormuş. Adına habanero deniyor. Bizde en acısı Samandağı biberidir. Hatay’da yetişir.
İki ana tür var dünyada. Güney Amerika acıları ve Hindistan acıları. Türkiye’deki acıların Güney Amerika tadına yakın olduğu söyleniyor. Tabii bizim Güneydoğu acılarını da ihmal etmemek gerek.
Aydın Boysan anlatmıştı. Diyarbakır’da sur dibinde üç dört ayyaş oturmuş, öğlen vakti rakı içiyorlar. Şişeyi de güneşe bırakmışlar. Ateş gibi rakıyı içiyorlar. Oradan geçen İstanbullu dayanamıyor:
- Ağalar hiç değilse şu şişeyi gölgeye koyun yahu, içiniz yanmıyor mu?
Ayyaşların biri yandaki kırmızıbiber dolu kabı gösteriyor:
- Bir avuç biberi ağzına atıp, üstüne bir yudum rakı aldın mı buz gibi geliyor babalık, al istersen sen de bir dene.
‘Masa’daki rüzgâr
Bizim medya ve kamuoyunun Altılı Masa ile ilgili en çok merak ettiği konu malum:
- Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı kim olacak?
Kemal Kılıçdaroğlu bu sorulduğunda:
- Önce hükümet programı hazırlanacak, o bitince adayı görüşmeye başlayacağız, demişti.
Hükümet programı bu ayın sonuna ya da ocak ayının ortalarına kadar biter mi?
Altı partinin tek bir hükümet programı üzerinde anlaşmaya varması kolay mı?
Bu arada bir “hükümet programı”ndan söz ediliyor olması altı partinin seçimi kazanırlarsa bir ortak hükümet kuracakları anlamına da geliyor. Bu nasıl bir hükümet olacak? Parti liderlerinin yeni cumhurbaşkanını sıkıca kontrol edecekleri bir yapılanma istedikleri biliniyor. Özel bir istişare kurulu oluşturma planları başarıya ulaşacak mı?
Zihin tırmalayıcı sorular devam ediyor.
Diyelim sıra cumhurbaşkanı adayının tespitine geldi. Diyelim iki üye Ekrem İmamoğlu, 3 üye Kılıçdaroğlu, 1 üye Mansur dedi? Bu oy kilitlenmesi nasıl çözülecek? Hangi üyenin oyu hangi ağırlıkta olacak? Yüzde yarım oyu olan partiyle yüzde 25 oyu olan partinin oyları eşit ağırlıkta mı sayılacak? Kendini uzun süredir adaylığa hazırlayan Masa’nın en güçlü üyesi Kılıçdaroğlu aday gösterilmezse nasıl tavır alacak? İmamoğlu’nda ısrar eden Meral Akşener, İmamoğlu’nun ceza alma riskine rağmen bu ısrarını sürdürecek mi?
Masa’daki sorunlar çetin.
RÜTBE
Hastalıklarla boğuşan 85 yaşındaki emekli Korgeneral Vural Avar, Sincan Cezaevi’nde yaşamını yitirdi. Rütbeleri sökülen Vural Avar için askeri tören yapılmadı, emekli general Kocatepe Camii’nden ebediyete, silah arkadaşları emekli subaylar ve Atatürkçüler tarafından sivil törenle uğurlandı.
Verilen cezaların ve doktor raporlarının hukukiliği bu trajik ölümle bir kez daha tartışıldı. “Hapiste kalan generaller ne olacak? Onlar da bu yolla mı tahliye edilecek?” sorusu zihinleri zorladı.
Bu arada bir ayrıntı sayılabilir ama. Bizim dikkatimizi Avar Paşa’nın üstü bayrakla örtülü tabutunun iki yanındaki kocaman “Ankara Büyükşehir Belediyesi” yazları çekti. Geçmişte belediyeler tabutları böyle reklam panosu gibi kullanmazdı. Tabutlar şahıs sivilse yeşil çuha, resmi görevliyse kırmızı bayrakla örtülürdü. Bu sakil uygulamayı reklam heveslisi belediyeler başlattı. Ankara Belediyesi gibi başarılı icraatı bilinen ve reklama ihtiyacı olmayan bir belediyenin de bu sakil yola başvurması bizi üzdü.
PAKİZE
Türk müziğinin özgün seslerinden Pakize Suda aramızdan ayrıldı.
Bu hayat dolu kadın güzel sesiyle güzel anlar yaşattı konuklarına, güzel şarkılar, güzel sesler bıraktı geriye.
Bir dönem mizah yazdı. Aklımızda kalan satırları vardır.
Sorulmuştu:
- Erkekler kadınları anlayabilir mi?
- Anlayabilir, demişti.
Sonra da izah etmişti:
- Hani hamam böceği dümdüz bir zeminde belli bir istikamette yürürken birden sola dönüp yürümeye başlar, sonra sağa dönüp yürür. Siz bu hamam böceğinin yön değiştirmesindeki sebebi anlayabilirseniz, kadınları da anlayabilirsiniz.
Nur içinde yatsın.