Hafta başında İstanbul'da yapılan "Taksim Toplantıları"nın konuğu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'di. Bulunduğu ortama göre en "uygun" görüşleri savunma ustası olan Baba, demokrasi, insan hakları, hukuk devleti arasında daldan dala uçarak İstanbullu aydınların gönlüne girmeye çalıştı.
Toplantının soru - yanıt bölümüne geçildiğinde DİSK Tekstil - İş Başkanı Süleyman Çelebi söz alıp şöyle dedi:
- Geçen yıl `Sigortasız ve Sendikasız Çalışma!' kampanyası düzenledik. Çünkü devletin sigortasız çalışmadan 4 trilyon kaybı vardı. Hükümetten destek göremedik. Bu konuda bir şeyler yapmayı düşünüyor musunuz?
Baba, salonda esen "demokrasi rüzgarı"nda sörf yaparak yanıtladı:
- Sigortasız ve sendikasız işçi çalıştırmak illegal (yasadışı) bir iştir. Bunun önlenmesi lazım... Uygulamada birtakım hatalar varsa bunun da düzeltilmesi gerekir.
Türkiye'de sendikalı olmak isteğe bağlıdır. Baba'nın hızını alamayarak sigortasız çalıştırmanın yanına sendikasızlığı da eklemesi, eğer salondaki demokrat kitleyi tavlamaya yönelik değilse, masum bir "demokrasi sürçmesi"dir.
Asrın soygunu...
Bir katrilyon (1.000.000.000.000.000) demek, işadamı
Cavit Çağlar'ın İnterbank yoluyla vatana ve millete ciro ettiği faturanın tutarı demektir... Nüfusumuzu yuvarlak hesap 65 milyon olarak kabul edersek kişi başına 15 milyon liralık bir kazık...
Diyelim ki rakamlar abartılmıştır... Götürülen miktar yukarda belirtilen miktarın yarısı, hatta dörtte biridir...
Yine de Cumhuriyet tarihinin en büyük vurgunu söz konusu...
Hesaplı (!) devletimizin 3 milyon civarındaki memuruna bir yılda verdiği maaş zammının tutarı 700 - 800 trilyondur... Bu zammı vermemek için kırk dereden su getiren bürokrat ve siyasetçiler daha fazlasını tek başına
Cavit Çağlar'ın cebine doldurmuşlar.
Helal olsun...
Bir grup genç doktorun
"Kemik İliği Bankası" kurmak için gösterdiği yürekten çabayı izliyoruz bir süredir... Yüzlerce hayat kurtaracak böyle bir banka için 3,5 - 4 trilyon para lazım. Doktorlar üç beş kuruş daha bağış bulmak için kelimenin tam anlamıyla çırpınıyor. Devletten ise tek kuruş çıkmıyor. Neden? Çünkü devlet kasası, hortumla haramzadelerin kasasına bağlanmış da ondan...
Devlet vatandaşın sağlığına, eğitimine, geleceğine para ayıramıyor.
Çünkü vurguncular paranın hepsini götürüyor.
Vurguncu işbirlikçisi iktidarlar başımızda kaldıkça soygun sürecek.
Bu partilere oy verip sonra da arkasını dönenler hiç yakınmasın.
Cihan Demirci'den LAFORİZMA
Çağlar, İnterbank soygununu devlet gözetiminde yapmış.
Gaziantep'te baklava çaldıkları için 9 yıl hapse çarptırılan çocukların eksiği "devlet gözetiminde" olmamalarıydı!..
Baba'nın fendi..!
İbrahim Tatlıses, Şanlıurfa'da yaptırdığı okulun açılışına gelmedi diye
Baba'ya küsmüş...
Sibel Can ve
Hülya Avşar'a gösterilen ilginin kendisine gösterilmemesine üzülmüş.
Sanırız
Baba da
İbo'ya küs... Neden mi?.. 3 - 4 ay önce yaşanan olayı anımsayalım:
İbo televizyon kanallarından birinde ana haber programına çıkmış... Anlatıyor:
"İbo Show'un yayınından sonra oturmuş keyif yapıyorum. Zıııır, telefon... Karşımda Baba:
- Alo İbocum, eline sağlık! Programın çok güzeldi, zevkle izledim!..
Düşünebiliyor musunuz, koskoca Türkiye'nin Cumhurbaşkanı, işi gücü bırakmış "İbo Show"
izliyor..."
Ehh... Şimdi koskoca
Baba, haksız mı yani
İbo'ya küsmekte...
Doktor ve hastaları...
Koşuyolu Kalp Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç.
İsmet Dindar, geçenlerde odasında çalışıyordu ki, telefonu çaldı. Arayan Karadeniz şivesiyle konuşuyordu ve muhtemelen eski hastalarından biriydi.
- Hocam nasılsın, beni tanıdın mı? İsmet Hoca,
"Kusura bakmayın, tanıyamadım" deyince karşısındaki sitem etti:
- Yahu beni nasıl tanımazsın hocam, 15 gün önce telefon etmiştim ya! ***
Yine
İsmet Hoca, yine bir telefon olayı... Bu kez Siirtli bir hastası arıyor:
- Ben Selim
Hocam... Nasılsın iyi misin?
- Ben iyiyim
Selim, ya sen?..
- Nasıl olalım be hocam, gördüğün (!) gibi işte...Politikanın cilvesi budur...
Ecevit'e yaş gününde gene hükümet pastası düştü!..
Ak ve kara...
Kurultayda CHP Genel Başkan adayları arasında yer alan genç Profesör
Hurşit Güneş, "Aramızda o gün sohbet ederken farkettik!" diyor...
- Neyi?.. - Antalyalı Genel Başkanın ardından bu makama aday olan 6 ciddi adayın tümünün de Karadeniz Bölgesi'nden olduğunu...
Hasan Fehmi Güneş Adapazarlı,
Tarhan Erdem Bartınlı,
Murat Karayalçın Rizeli,
Altan Öymen Trabzonlu,
Ertuğrul Günay Ordulu ve bendeniz de Kandıralı... Kurultay'da tüm Karadeniz Akdeniz'e karşı birleşti anlayacağınız...
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr