Aşağıdaki bilgiler Amerika'da ders kitabı olarak okutulan, Modern World History isimli kitabın 343, 344, 345 inci sayfalarından alındı... Yazarı; Prof. Jackson J. Spielvogel... ABD'nin gelecekteki yöneticileri olan bugünkü gençleri, Ermeni sorununu bu kitaptan öğreniyorlar. Orada görevli diplomatlarımız ve diğer yurttaşlarımızın çocukları da bu kitabı okuyor. Bakalım kitap ne diyor:
"7 ay çinde 600,000 ermeni öldürülmüştü. 500 bini göçe zorlandı. Daha sonra 400 bini Suriye ve Mezopotamya çöllerinde kırılarak öldüler. 1915 Eylülünde 1 milyon ermeni ölmüştü. Onlar bir gurup halkın kitle katliamına hedef olarak soykırım kurbanı oldular (Bu uygulama 1993 - 96 Bosna savaşında etnik temizlik olarak adlandırıldı).
1918'de 400,000 ermeni daha katledildi...
***
Bu desteksiz atışlara karşı Türk diplomatları ve duyarlı yurttaşlarımızın bir tepkisinin olacağını sanıyoruz... Yukardaki bilgiyi bize ileten Sayın M.Kemal Öztürk'e teşekkürlerimizi sunuyoruz.
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.Millet bu egemenliği ABD’den gelecek talimatlar doğrultusunda kullanır..."
Gazeteci arkadaşımız Leyla Tavşanoğlu, Washington'da nabız tutarken Dünya Bankası'nın Türk uzmanlarından biri kendisine Kemal Derviş için:
- Derviş çok sevilen ama çalışmayı pek sevmeyen bir kişidir, demiş...
Düşünebiliyor musunuz? Türkiye'nin bütün işlerini bir tek kişinin üzerine yıktık. O da biraz tembel çıktı. Ne olacak şimdi?
Sel felaketi dolayısıyla Antakya’ya inceleme gezisine giden CHP heyeti ile görüşen İskenderun Kaymakamı felaketin komik anlarını aktarmış kendilerine. Selden mahsur kalan bir gruba helikopter gönderilmiş. Oradan hafif yaralı bir çocuğu alıp hastaneye götürecek. Çevredekiler helikopter pilotu yüzbaşıya ricada bulunmuş:
- Komutanım biz hiç helikoptere binmedik. Çocuğu götürmeden bizi şöyle biraz dolaştırsan ne iyi olur... Çocuğun da fazla bir şeyi yok zaten...
Eğitimde para, kitap, araç, gereç sorunlarını çözümlersek uygar dünya ile yarışacak düzeye gelir miyiz?
Maalesef hayır...
- Eğitimde daha temel eksiklerimiz var, diyor, bu yola baş koymuş isimlerden olan Mustafa Tınaz Titiz...
Bunlardan en önemlisi mi?
"Kuşkusuzluk"
Sayın Titiz'e kulak veriyoruz:
- Çocuk ve gençlerimiz, kendilerine öğretilenler konusunda kuşkuya sahip olmadan eğitiliyorlar. Dolayısıyla da karşılaştıkları bilgileri sorgulama, bunlari zihinsel süzgeçten geçirme gibi bir alışkanlık edinmiyorlar.
İkna olmaya hazır oldukları alanlarda... ikna edebilecek beceriye sahip olanlarca... herhangi bir "doğru" konusunda hiç kuşkuya düşmeden ikna ediliyor, bir kısmı da bunları "inanç" haline getirebiliyor.
Böylece gerçek inanç sahibi olabilme imkanlarını yitiriyorlar...
Bunun sorumlusu öğretmenler değildir, çünkü onlar da öyle eğitilmişlerdir. Hatta toplumun buyuk coğunluğu da zamanla kuşkusuzlaşmış, yalnız okulda öğrendikleri konusunda değil, tüm kaynaklardan akan bilgileri sorgulama, süzgeçten geçirme özelliklerini de yitirmişlerdir.
Bu basit görünümlü olgunun çok sayıdaki olumsuz sonucundan birisi: "Bilim ile ilişkisini kesmiş kesmiş bir toplum" dur!
Çünkü bilim, sistematik kuşkulanmanın bir baska adıdır, denilebilir. Tüm keşif ve icatlarin altında "kuşku" vardır.
Bu sorun çözümlenebilir mi? sorusuna Tınaz Titiz:
- Farkına varılır, kabul edilir ve çözüm aranırsa evet,
yanıtını veriyor. Evet.. Önce sorunun "farkına varmamız" gerekiyor...
TÜRKÇE
"Abileri başarılı oldukça bunlara da motive geldi..."
(Güreş Milli Takım antrenörü genç güreşçilerden bahsediyor.)