Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Uluslararası Atatürk ve Çağdaş Toplum Sempozyumu" İş Sanat Kültür Merkezi’nde başladı... Demokrasi ve Gençlik Vakfı’nın düzenlediği sempozyumun ilk gününde, İsrail’den Prof. Jacop M. Landau ilginç bir bildiri sundu:
"Mustafa Kemal; emsaller arasında ilk"
Prof. Landau, bildirisinde Mustafa Kemal’in Napolyon Bonaparte, Winston Churchill ve Charles De Gaulle’den farklı yanlarını anlattı.
Napolyon’un 40 yıl boyunca ülkesini savaştan savaşa sürüklediğini, Atatürk’ün ise akıllıca barış politikası izlediğini belirten Prof. Landau, Churchill’in muhazafakâr partinin lideri olduğunu, İngiliz üst sınıfının çıkarlarını korumayı amaç edindiğini, Mustafa Kemal’in ise sınıfsız bir toplum için çaba sarf ettiğini gördüğünü belirtti...
Bildirisinde De Gaulle’e de değinen Prof. Landau:
- De Gaulle 1958-1968 arasında görev yapmıştır. Görev süresi boyunca kolonileşmeyi, sömürgeciliği istemiştir, oysa Mustafa Kemal tam bağımsızlığı savunan yapısıyla ondan ayrılıyor, dedi... Ve ekledi:
- Mustafa Kemal’i diğer bütün liderlerle karşılaştırdığımızda onun hem vizyon hem de eylem adamı olduğunu görürüz. Atatürk başarılarıyla ve elde ettikleriyle savaş alanında da barış alanında da büyük bir yenilikçidir...

Uzun süren hayat, hayatların en iyisi sayılmaz. Kısa süren ölümse ölümlerin en iyisidir.



Mesut Yılmaz CNBC - e televizyonunda dedi ki: "Bu seçimlerde, seçmenlerin yarısından fazlasının Meclis’te temsil edilememesi endişesi bulunuyor."
Mümkün mü bu?
Mesut Bey’in kendisi geçen pazar günü " ANAP’ın ölüsü bile barajı aşar", demişti. İsmail Cem partisinin barajı kesin aşacağını her gün söylüyor. Çiller, seçim diye bastırdığına göre onun da baraj sorunu yok. Ecevit ve Bahçeli de barajı aşacaklarını söylüyorlar. AKP ile CHP’nin barajı aşması zaten garanti... Eeee? Kim temsil edilmeyecekmiş Mecliste!?

Necmettin Erbakan 1970 yılında verdiği mal beyanında 3200 liralık milletvekili maaşından başka geliri olmadığını belirtmiş, Fatih’te bir daire ve Opel marka bir araba beyan etmişti... 1995 yılındaki beyanında ise 128 kilo altın, 421 bin dolar, 611 bin mark, 532 bin İsviçre Frangı, buraya sığmayacak kadar çok daire ve arsa beyan etti. Ne yargı bu servet artışını doğru dürüst araştırdı ne Hoca’nın seçmeni bu servet artışının kaynaklarını merak etti.
Öyle geldi, böyle gidiyor...

AKP’nin seçim listesinde Tayyip Erdoğan’dan boşalan liste başına Kemal Unakıtan konuldu.
Kimdir Kemal Unakıtan? Family Finans Yönetim Kurulu üyesi...
Ülker Grubu’nun mutemet adamı...
Ülker ise malum Tayyip Erdoğan’ın mal beyanında adı geçen, dağıtımcılığını yaptığı şirket...
Kemal Unakıtan, Türk Ceza Kanunu ve Bankalar Yasası’ndan 9 ayrı soruşturma geçiriyor. Kendisine yönelik suçlamalar arasında "Çete kurmak, haksız menfaat sağlamak" da bulunuyor.
Tayyip Erdoğan’ın ayrıca, birlikte soruşturmaya uğradığı 13 yöneticiyi AKP listesinin ön sıralarından aday gösterdiği de yazılıp çizildi.
DSP, MHP, ANAP koalisyonu döneminde soyulduğunu hisseden kitleler tepki olarak AKP’nin arkasına geçiyor... Acaba kendilerini benzer sürprizlerin bekliyor olabileceğini de akıllarından geçiriyorlar mı dersiniz?

"Almanya’da 19 yaşındaki bir öğrenci milletvekili seçildi..."
Türkiye’de 19 öğrenci gözaltına alındı!



NLP uzmanı Cengiz Eren, Galatasaray’ın Barcelona karşısındaki başarısızlığını irdelerken Fatih Terim’in maç öncesi:
"Yenilmekten korkmuyoruz ama nefret ediyoruz" şeklindeki sözlerini ele alıyor... Cengiz Eren diyor ki:
- Doğal olarak futbolcular bu sözlerden "Yenilirsek Fatih Terim bizden nefret edecektir" mesajını almışlardır. Fatih Terim futbolcuların kaderini etkileyebilecek yetkilerle donatılmıştır. Futbolcular o yüzden güçlerini kullanamamıştır. Zorunluluklar üzerimizde baskılar yaratmakta ve sonuç alınması zorlaştığında kaynaklar kullanılamamakta, başarısızlık durumu ortaya çıkmaya başladığında ise ayaklar birbirine dolanmaktadır. Fatih Terim "Barcelona’yı bu sefer yenmek istiyoruz, Barcelona’yı yenebilecek güce, kaynağa, seyirciye sahibiz" diyebilse idi, sonuç farklı olabilirdi.
Not: NLP (Neuro Linguistic Programming) dilimizde "Kişisel Değişim Modeli" diye ifadelendiriliyor.