Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik kötü söz ve hakaret ne yazık ki hâlâ Türkiye’nin gündemindedir.
Bu saldırılar aslında kime karşıdır, kimi hedef alıyor?
Hedefte olan sadece Atatürk müdür?
Demokrat Parti 1951 yılında Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’u çıkarırken “Kişi için özel kanun çıkartılamaz” denmiş, bunun üzerine ünlü Alman hukukçu Ernst Hirsch’ten görüş alınmış. Alman hukukçu demiş ki:
“Atatürk adında bir şahıs, hukukî anlamda, artık mevcut değildir. Dolayısıyla, ona yasa yoluyla da bir imtiyaz sağlanması söz konusu olamaz. Söz konusu tasarıda ceza hukuk normlarıyla korunması öngörülen hukukî varlık bir şahıs olarak Atatürk değildir. Burada korunmak istenen Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna karşı Türk milletinde genel olarak yaygın bulunan hayranlık ve saygı duygusudur. İşte, ceza tehdidi altına konulmak istenen davranışlar, halkın içinde yaşamayı sürdüren bu saygı duygusunu, yani merhumun anısını zedelemeye müsait davranışlardır.”
Eğitimde döküm...
Liseye giriş sınavlarında on binlerce öğrenci açıkta kaldı.
Üniversite sınavlarında 500 bin öğrenci barajı aşamayarak dışarda kaldı. İktidarın göz bebeği imam hatip okulları hem lise hem üniversite giriş sınavında sonuncu oldular.
Eğitimde büyük çöküş yaşanıyor.
Biz hep böyle miydik? Misal: Nobel ödülü sahibi Aziz Sancar ilkokulu Mardin’in Savur ilçesinde okumuş, orta öğrenimini Mardin’de yapmış, üniversiteyi İstanbul Tıp’ta bitirmiş... Anlaşılan o ki... Cumhuriyet okulları 50’lerde Nobel ödülü alacak bir bilim adamına temel eğitim vermeye yeterli nitelik ve düzeyde imiş... Bugün ise çağın getirdiği bütün imkanlara rağmen dünkü kadar başarılı değiliz.
- “BU TOPLUMUN vatan sevgisi sağa sola bayrak asmaktan ibaret. Hiç ‘ülkemi güzelleştireyim, yerlere çöp atmayayım, çevremi temiz tutayım, ağaçlandırayım’ diyen yok. ‘Ben bu vatanın yeşiline, taşına, toprağına ölürüm’ diyen adam ertesi gün ormanda mangal yakıp yerleri çöp içinde bırakıyor...” Fatih Maçoğlu
HeDePe
Astsubay eşini ziyaretten dönen Nurcan Karakaya ve 11 aylık bebeğinin PKK’nın yerleştirdiği bombayla hayatını kaybetmesi bütün yurtta infial yarattı. HDP’de eş başkanlar da bir açıklama yaparak kanlı saldırıyı kınadılar.
HDP sivil ölümlerde her zaman üzüntü açıklaması yapıyor. Ancak asker, polis ve korucu öldürüldüğünde hiçbir mesajı olmuyor. Belli ki bu saldırılarda haklı bir yan görüyor. HDP’de başkanlar değişiyor zihniyet değişmiyor... Türkiye partisi olma iddiası da o yüzden havada kalıyor...
ADD
Atatürkçü Düşünce Derneği’nin yönetimi değişti, genel başkanlığa Prof. Süheyl Batum seçildi... Nasuh Mahruki, Prof. Yalçın Karatepe gibi isimler de yönetime girdi.
Başta eski Genel Başkan Tansel Çölaşan olmak üzere eski yönetimden 4 kişi de yeni yönetime dahil oldu.
Sempatik,
heyecanlı, çalışkan, insan ilişkilerinde pozitif bir isim olan Süheyl Batum’a yeni görevinde iyi şanslar diliyoruz...
Bu zorlu görevi 8 yıldır hakkıyla yürüten Genel Başkan Tansel Çölaşan’a da Atatürkçülerin elbet büyük bir teşekkür borcu vardır...
DİRENiŞ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kurultay tartışmalarından bunalmış:
- Parti bu yüzden çok yıprandı, diyor...
İyi de bunu önlemenin yolu imza polemiğini kapatıp kurultayı toplamak değil miydi?
Demokrasilerde dokuz kez seçim kaybeden bir liderin onuncu kez kaybetmek için koltuk kavgası yaptığı görülmüş şey midir?